AKIL VE KALBİN DENGESİ: VİCDAN
Bir gün 2 kilogram darı ve 200 gram şeker ile doyabilir misiniz? Ya da düzelteyim doymak değil, idare edebilir misiniz? Sadece bir gün bu kadar yiyecekle nasıl yaşarız, yaşayabilir miyiz acaba? Ama yaşayanlar var.
Sudan, Darfur’da yüz binlerce insan açlıkla boğuşuyor. Ve bir aile ayda 2 kg. darı ve 200 g. şeker ile yetiniyor. Yetinmek zorunda kalıyor. Ey insan! Düşündün mü ki hiçbir aile bir ayda nasıl yaşar, ne yer, ne içer? Aile diyorum, sayı belli değil. Belki iki belki beş kişi, bilemem.
Şurası bir gerçek ki bu günlerde insanlarımız büyük küçük demeden bazı şeyleri atmak, israf etmek için elinden geleni yapıyor. Yemek biraz tuzlu diye çöpe dökmek, ekmek ıslandı diye atmak… Ne kadar gülünç bir durumdur bu hal. Ama ağlanacak halimize gülüyoruz.
Şimdi bu ülkedeki insanlar saydığım yiyeceklerle (bir ayda 3–5 kişi) geçiniyor. Hesaplarsak ancak 5 YTL yapar, belki yapmaz bile. İşte bizim güzel insanımız bu kadar boş ve hoyrat olmamalı. Bu parayı sadece günde boş yere harcayanların sayısı oldukça fazla. Zevke, sefaya, eğlenmeye çok mu ihtiyaçları var; bir yanımızda aç kardeşlerimiz varken. Ne olurdu ki biraz elimizdekileri onlarla paylaşsak. Paylaşmalıyız, vermeliyiz. Elimizde az da olsa biraz katkıda bulunmalıyız.
Çok mu zor ey can birkaç lira toplayıp onlara yollamak! Değildir. Onlar gerçekten çok muhtaçlar. Bizim aramızdaki en fakir kişi bile çok zengin kalır onlara göre. Çöldeler ve aşırı derecede ihtiyaçları var yardıma. Bazı batılı toplumlar hemen el atmışlar yardım adı altında. Ama ne yardım… Bir taraftan misyonerler, diğer taraftan da kadınlara kızlara tecavüz eden yabancılar… Bu mu yardımları? 85–90 sene önceki ülkemizin portresi. Ki bu ülke bizim o anki içinde bulunduğumuz kaynaklar bakımından da fakir. Çöldeler ve buldukları otları ve taş-toprağı kaynatıp yemeye çalışıyorlar. Hı… Çölde de ne kadar biter ki ot.
“Komşusu açken tok yatan bizden değildir.” demiyor mu Peygamber Efendimiz (S.A.V)? Bizim kardeşlerimiz orada aç, biz de onlara bakmalıyız, yardımlarına koşmalıyız. Nasıl ki bir ailenin mensupları anne, baba ve kardeşlerini ölene kadar hep gözetir, koruyup kollar. Aynen bizler de ne olur onlara yardım edelim.
Belki bu yapacağınız yardımlarınız bire bin kat ölçüsünde sevap getirecek. Bilemeyiz. Bir kıssa anlatılır hani:
Hz. İbrahim ateşe atıldığında ateşin üzerinde küçük bir kuş vardır. O küçücük kuşun gagasında da su vardır bir damlacık. Hz. İbrahim o kuşa “ Bu kadarcık suyla mı bu koca alevleri söndüreceksin?” der. Kuş da ona “ Hayır, belki söndüremem ama safım belli olsun.” der.
Bizim de safımız belli olsun. Onların yanında olduğumuzu gösterelim. Yine bir olay anlatılır. İsmini bilmiyorum bir Allah dostu kıyılara dalgaların sürüklemesiyle gelen ve orada kalan mercanları tek tek denize yollar. Onun bu yaptığını görenler ona “ Milyonlarca mercan var nasıl yetiştireceksin ki bunları ölmeden suya” bu zât da onlara “Yetiştiremeyeceğimi ben de biliyorum. Ama şu her attığım mercanın hayatının değiştiğini biliyorum.” der. Öyle değil midir? O insanların hepsine dermen olamayabiliriz ama bir tanesinin hayatını çok değiştirebiliriz.
Gelin onlara destek olalım. 2, 3, 5, 10… lira ne kadar verebiliyorsanız. Hiç yapamam diyen olmamalı. Herkes elini vicdanına koysun lütfen. Kendilerini onların yerine ( batılı tabirle empati ) koysun. Ona göre yardım etsin. Kendilerine yardım yapılmamasını isteyen varsa yardım etmeyebilir.
Yardım için fakültemizin girişindeki ilân panosunda Kimse yok mu? başlığıyla bir afiş göreceksiniz. Orada tüm bilgiler yer almaktadır. Eğer eğitim fakültesi dışındaki kardeşlerimiz varsa da -herkes için geçerli olan tabii ki-
www.kimseyokmu.org.tr ye bakmalarında yarar var olacağını düşünüyorum.
Akıl ve kalp dengesini iyi ayarlamanız dileklerimle…
İlhan KAPLAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.