- 1584 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Neden Uzaksın Bana
Tam bir gonca gül bırakmıştı yatağımın başucuna ki… Bendeniz geç kaldım. Dokunmadan kayboluverdi… Sevmek mi yaşatırdı yoksa sevilmek ateşimi bilemedim. Kaçırdım hayatı. Oysa öyle yakındım ki, ya da belki avuttum kendimi yakınım diye.
Renklerim olmadı hiç benim, tuvalime sevdanın yüzünü çizemeyişim hep bu yüzden… Elime aldıkça fırçamı hep siyaha boyandım. Siyah, tek rengi hayatımın. Rengarenk olduğumu söyler bazıları evet tüm renklerimi sevdiklerime veririm onlar mutlu olurlar çokça. Bense sarılırım pıhtılaşmış göz yaşlarıma ve saçlarıma savururum geceyi, başlarım yıldızları sermeye. Hepsi sizler içindir. Sonra güneşi yakarım sabahlarınıza; gülümseyin, gününüz aydın olsun.
Yakınım,
Uzağım,
Sevdam “hayat” sana sesleniyorum!
Gidiyorsun ellerimden… Söyle neden!
Susmuyor karanlıklarım üzerime yürüyor her unutuş. Sessiz hıçkırıklarla inlerken duvarlarım yaşlar kuruturum gözlerimde. Ey hayat sabrederken gidiyorsun ellerimden, söyle neden… Hep ikiyle çarptığım düşlerimdi yarım kalan. Düşlerimizdeki gülün sevmeleriydi tamamlanamayan. Yarım kaldım. Ey gözlerimi gecelere bırakan hayat, açık kapılarından girip suna boyunu bilemedim. Yorgundun hoşça kal diyemedim. Vedaları sevmezdim zaten. Sustum, umutları saldım geceme. Söylenecek sözüm vardı bilemedin.
Yollar umutla doluymuş hayatta, aynı yolda yürüyoruz biliyorum ama hep birileri var yanında. Yaşama döndürülecek bir sürü insan, sevda yaralısı bir sürü yürek var ellerinde. Benden başka bir sürü yar’i var, her sevdadan bir sürü evlatları vazgeçemediği. Umut diyorlar; oğlu hayatın… Sevgi ve neşe ise kızları sayamadığım daha nice duygu evlatları. Ya ben diyorum ya ben. Ah hayat, bir güne bir ömrü sığdırırdım istesen. Bir gülüşüme binlerce sevdayı kurban etsen. Bensiz olamazdın ellerime bir değsen. Yüreğime bir dokunsan kıskanırdı pencere önünde güneşle sevişen menekşeler.
Ey hayat şimdi söyle, neden uzaksın bana...
Alır mı beni benden sensizliğim söyle… Yüreğinden vurur mu yarına dair umutlarımı… O kader bilir mi sevdalarımı, özlemlerimi aşka dair. İyilikten maraz doğar mı. Hayat bir yol gösterir mi bana…
Sahilde diyorum rakı balık biraz da mehtap… Bir de şarkılar olmalı şöyle dedikleri gibi damardan. Caymak mümkün mü hayattan. Yok yok gönül eylese de benimle, nazıma kurban olur belki hayat. Hem gülmek yakışır bana ağlamak değil. En doğrusunu hayat bilir, açtırmaz dallarımın küstüm çiçeklerini. Çok görmez bana gönlümce yaşamayı… Bilirim…
Kim durdurabilir ki akışını, koşup giden saatleri kim döndürebilir ki geri. Yine de güzel bir rüyamız olsun istemiştim. Ey hayat bekleyemedin; önce geceyi düşürdün saçlarıma, sonra hüzünlü yarınları işledin gözlerime. Uykusuz gecelerde yeşertemediğim çiçekleri suladım. Hiç ağlamazdın sen hep ben ağladım.
Hadi durma, gözlerindeki gizli cennete al beni hayat… Nedir bu gurbet, nedir bu tuhaf sızı, sevmediysen beni anlat. Koparırsam yüreğimin zincirlerini sorgusuz, hesapsızca gelirim sana, geceyi yırtarak. Korkularımı bırakır, günahlarımı alır koşarım yanına. Ama şimdi sıra sende, her şeyi bırakıp gitmek istediğimde uzak ülkelere; tut elimi, kuş olup uçmak istediğimde kanat ver. Bana aldırmadan akıp gitme, inadına yaşat be hayat inadına yaşat.
Dünyayı yükle sırtıma istersen ama gidenlerin arasına yazma adımı.
Bu kez kalemimi yakaladı hayat… Güneşli yağmurlarda ıslattı umudumun saçlarını, içimden taşırdı ruhumu engel olamadı yazdı ellerim. Ben değil evet bu satırları hayat yazdı dostlar…
Saygılar…
19/10/2007
Ayşegül TEZCAN
YORUMLAR
Yollar umutla doluymuş hayatta, aynı yolda yürüyoruz biliyorum ama hep birileri var yanında. Yaşama döndürülecek bir sürü insan, sevda yaralısı bir sürü yürek var ellerinde. Benden başka bir sürü yar’i var, her sevdadan bir sürü evlatları vazgeçemediği. Umut diyorlar; oğlu hayatın… Sevgi ve neşe ise kızları sayamadığım daha nice duygu evlatları. Ya ben diyorum ya ben. Ah hayat, bir güne bir ömrü sığdırırdım istesen. Bir gülüşüme binlerce sevdayı kurban etsen. Bensiz olamazdın ellerime bir değsen. Yüreğime bir dokunsan kıskanırdı pencere önünde güneşle sevişen menekşeler.
..................
Sevginin damarlarındaki koparılmaz takvimlerle bir gizin cümbüşünü izleriz. Esmer bir bakışta sesimize karışır soluğumuz, ne zaman sussak bizi bulur çocukluğumuz. Ortak duyargalarımızın rahlesinde dil'imiz ses, yüreğimizdeki güvenle nefes olup üfleriz sözcüklerin en delisine. Üfledikçe düğmelerimiz kopar ve yürürüz sevdanın en bilinmez ülkesine. Denizlere taş atarız, kuşlar havalanır yüreğimizden, sıkarız menteşesini aşkın mevsimlerin en zemherisinde...
Yürekten tebriklerimle şaire.
Yine kaleminden olağanüstü bir anlatıydı satırlara düşen.