- 2394 Okunma
- 15 Yorum
- 0 Beğeni
NARÇİÇEĞİ...
NARÇİÇEĞİ
Çiftçi bir ailenin dokuz çocuğundan biri olan Narçiçeği; Köyde iki odalı barakada merhaba demişti Dünya’ya Büyüğünce başına geleceklerden habersizdi; Beş altı yaşlarına kadar; olan biteni hatırlayamaz, lakin devamını: Bu günkü gibi gözünde canlandırıyor. Yedi yaşına geldiğinde ilkokula başlamıştır. Bir köyden diğer bir köye kar kış demeden gidiyordu; Komşu çocukları ile birlikte. Okulunu devamsızlık yapmadan başarı ile bitirmişti. Sonrasında Ailesine çok yalvararak ortaokula kaydını yaptırmıştı. Tabii ki bu arada iki yıl da ara vermişti. Çünkü hemen ikna edememişti ailesini… O yıl çok sevinmişti Narçiçeği...
Başarıyla sınıfını geçmiş karnesini de alarak yaz tatili için köye ailesinin yanına dönmüştü; Dönüş o dönüşü olmuştu. Narçiçeğinin. Köy yeri değil mi azıcık serpilmiş güzel kız olmuştu… Görmeyi versinler, bir diğerine kaptırmak istemedikleri için öncelik kendilerine sağlanma arzusu ile dünürcü gidiyorlar. Devamını ise diğer komşular yapıyor babasına kız: evladı değil mi? Okuyunca ne olacak; Kız dediğin evlenir; Derler; Bir an önce başını bağla yuvasını bilsin diye akıl vermeye çalışırlar. Eee ailede zaten gönülsüz gönderiyor okula; Birazda işine geliyor komşuların Sözleri… Bu sözleri duyan Narçiçeği okumak istediğini belirtiyor evlenmem diyor ailesine.
Tüm Aile birlik olunca yalnız kalıyor. Narçiçeği. Hiç kimseden kendine destek gelmemiş kesin evlenmesine karar verilmiştir. Gelen dünürcüler içerisinde narçiçeğinden büyük bir delikanlıya sözünü vermişler. Artık düğün hazırlıklarına başlanıyor bir gerçek var ki Narçiçeği küçük olduğundan yaşı nikâh için kurtarmıyor yaşın büyütülmesi gerekiyor aile rızası ile. Bu arada Narçiçeğinin aklına okula mektup yazmak geliyor; Telefon yok köylerinde. Ve yazıyor okul müdürüne, durumunu izah ediyor, Babasının ikna edilmesini yalvarırcasına okuması için Ailesinin ikna edilmesini istiyor. Mektubu annesine veriyor, okuma yazma bilmiyor annesi arkadaşıma gönderiyorum diye mektubu okul müdürüne göndermeyi başarıyor.
Narçiçeğinin babası Mehmet Bey bir kaç gün sonra okula kaydını sildirmeye gidiyor; Nafile uğraşıyor Öğretmenleri; Çok sevdiği okulundan alıyor babası Mehmet Bey Narçiçeğini. Aydınlık yerden karanlığa doğru sürüklenmeye başlıyor. Henüz karanlık yolun başı Mehmet Bey kızının pırıl,pırıl yanan ışığını kendi parmağı ile söndürmüştür artık. Yoğun bir şekilde nikâh işlemlerini yapıyorlar; Kurban seçilmişti: Dönüşü yoktur bu işin, hayatını karartacak olan imzayı atacaktır, Bunun çıkarı yoktu. Beyaz gelinliği, tacı duvağı, Aslında onun üzerinde dolaşacak kara bulutların simgesiydi. hiç kimse farkında değildi. Seçilen gelin adayı bir çocuktu. Gelecek yıllarda neler yasacağının ciddiyetini kestiremezdi Narçiçeği. Henüz yeni açılan beyaz sayfalarını birden bire siyaha boyadı ailenin büyükleri, evlenmişti; küçük kız. Okul yolunda ilerlemesi; yürümesi gerekirken ev hanımı yapmışlardı onu. Kalem, tebeşir, defter, kitap tutacak el ve parmaklar mutfakta yemek bulaşıkla uğraşmaya başlamıştı. Arkadaşlarını sokakta oyun oynarken gördükçe içi eriyordu; Oynamak koşmak onlara katılmak istiyordu. Yakan top, ip atlama, kör ebe oynamak onun en büyük hevesiydi.
Oysaki bunları yapmak yerine eşine hizmet etmeye çaba gösteriyordu. Çocuktu birçok ev işlerini bilmiyor olgun kadın gibi ondan ilgi şefkat iş bekleniyordu; Bu durum ise Narçiçeğini çok üzüyordu; Boyundan büyük işler yapması isteniyor Eziliyor, azarlanıyor, yıpratılıyordu. Baskı altına alınmıştı Narçiçeği. Oyuncak bebekle oynaması gereken yaşta kendi bebeği olmuştu, bebeğine nasıl bakılacağını bilmiyor zaman, zaman bebeği ile birlikte. Ağlıyordu hemen bebeğinin büyümesini istiyordu. Çok sıkılmıştı canı gezmek, oynamak eski günlerine dönmek istiyordu, tabi ki bu mümkün değildi artık. Sorumluydu; O bir küçük anne idi.Bir zaman sonra ikinci bebeği de olmuştu. Sonrasında üçüncü bebeği derken küçük yaşına rağmen üç evlat sahibi olmuştu. Henüz kendisi olgunlaşmadan bir de yetiştirmesi gereken çocukları vardı. Kendisini unutup evlatlarını en iyi şekilde yetiştirmenin çabasına düşmüştü. Bu kadar ağır sorumluluğu bir kenara, onu en çok üzen sorun ise eşi ile aralarının iyi gitmemesi idi. Hiç anlaşamıyor sürekli tartışıyor arada bir tokatlanıyordu. Bir geliri olmadığından ayrılmayı düşünemiyordu; Ezilmeye mahkûmdu artık bu hayata yenilmemek için var gücü ile direnmeye karar verdi. Dişini sıkmaya başladı sabır diledi hep ALLAHTAN. Kendi okuyamadığı için kariyer sahibi olamamıştı.
Aynı durumu çocuklarım da yaşamasın diye okutmalıydı. Kendisi hayat okulunu okurken, çocukların da gereken eğitimi alması için savaşmaya devam ediyordu. Çocuklarının isimleri ise Devran, Dilara, Demet bu arada küçük bir kasabada ikamet ediyorlardı. Çocuklarını daha iyi yetiştirmek için büyük şehre taşınmaya kararlı idi. Eşine sürekli söylüyor bir türlü ikna edemiyor; Öyle ki birde azarlanıyordu. Ama sonunda başarmıştı. Arzu ettiği gün gelmişti eşi bir ahbabının evine taşınmaya karar verdi, kararı Narçiçeğine söyledi. Narçiçeği çok sevindi gözleri parladı birden, hemen hazırlıklara başladı. Bir kaç gün içerisinde istediği büyük şehre taşınmıştı Yavaş, yavaş eşyalarını yerleştirdi. Çocukları ve kendisi için bir basamak daha ilerlemeyi başarmıştı. Çocuklarını iyi çevre de yetiştirme iyi okullarda okutabilmenin mutluluğu içerisindedir Narçiçeği.
Zaman ilerledikçe bu kez de maddi sıkıntılar baş gösterdi, yine düşünmeye başlamıştı. Küçük anne neler yapabilirim diye… Bir süre iş baktı tezgâhtarlık ve tekstilde lakin hangi kapıyı çaldı ise yüzüne kapandı, size göre işimiz yok cevapları alınca; İyice içine kapanmaya başladı ama yine umudunu hiç yitirmedi bir yol bulmalıydı, bir şekilde eve katkıda bulunması gerekiyordu. Günlerce düşündü, araştırdı; Bulmuştu ne yapacağını, iş kurmayı planlamıştı nasıl nerede bütçeyi nasıl tedarik ederdi, ev iş çocukların okulu hepsini başarabilir miyim acaba soruları da beynini kemiriyor bir yandan. Ama kararlı idi aklına gelen kişi babası oldu hemen ankesörlü telefona gitti gurbette olan babasını aradı durumu anlattı…
Çok olumlu cevap alamadı ama umudu vardı bir, miktar nakit alması gerekiyor. Belirli aralıklarla tekrar, tekrar konuştu sonunda peki dedi babası. Ooh be dedi Narçiçeği derin bir nefes almıştı. Göz bebeği büyüdü sevinçten. Bir kaç gün içerisinde istediği nakit gelmişti, hemen harekete geçmişti; Önce dükkânı kiralaması gerekiyor gece gündüz demeden aradı buldu, kiraladı. Şimdi içinin hazırlığını tamamlıyor boya badana derken o işide bitirdi. Son iş ise dükkâna malzeme almaya gelmişti işten anlayan tanıdıklar ile beraber gereken malzemeler alınıyor dükkan yerli yerince düzeni yapılıyor. Narçiçeği işini kurmuştu çok mutluydu nihayet çalışan hanım olmuştu. Artık müşterileri ile iç içe hem çalışıyor hem de çevreyi tanıyor du.
Evine yakın iş yerinde, çocukların da kontrolünü yapması gerekiyor, okul, ders takipleri düzeni sağlamalı çünkü evlatlarının başarılı şekilde eğitim almalarını; yarın ki geleceklerinde Altın bileziği iyi bir meslekle takmaya kararlı… ALLAHIN izni ile kariyer sahibi olarak üç evladının mutluluğunu görmek en büyük isteğiydi di; Ve amacıydı. Bu arada kendi hazinesinde yeni bilgiler katmaktan geri kalmıyor; Narçiçeği. Kapıda araba var fakat kullanmayı bilmiyor. Hemen en yakın bir sürücü kursuna kayıt yaptırıyor, gündüz çalıştığı için akşamları katılıyor kursa. Kesinlikle almalıydı belgesini; azimle çalışıyor bir defada da başarıyor, belgesini alıyor. Araba gereğinden fazla işine yarıyor çok rahat etmişti.
Dış dünyasında kendi çabaları ile huzuru bir şekilde yakalıyor, fakat özel yaşamı o kadar mutlu değildi. Eşi sorumsuz ilgisizdi. Bu durum Narçiçeğini çok üzüyor, Sabah çıkar gece yarısı eve gelirdi, çalıştığı mekânı günün erken saatinde terk eder kalan saatlerini dışarıda arkadaş çevresine ayırırdı. Alkol ve diğer maddeler kullanmaya başlamıştı. Bu yüzden evde tartışmalar devam ediyordu. Zaman, zaman tartışmanın boyutu değişiyor ama bitmiyordu. Fikir ayrılıkları bakış açıları çok farklı iki insan, eşi aslında ehli kişi Narçiçeğinden yaş ca büyük ama sorumsuz kişi. Tüm bu sorunlarla mücadele edenken bir gün telefonu çalar arayan kişi annesi Babasının çok hasta olduğunu ve Türkiye ye dönmek için yola çıktığını bildiriyor, bu habere çok üzülen Narçiçeği bir yandan üzülüyor bir yandan seviniyor,
Çünkü çok Özlediği babasını görecek yakın zamanda. İki üç gün sonra geliyor babası hemen ziyaretine gidiyor kızının geldiğini gören babası sokağa kadar önüne iniyor kucaklaşıp koklaşıyor özlem gideriyorlar. Bir anlık iyileşme babasının ki. Sonrası bir yıl hastaneler de yatıyor gece gündüz hiç yalnız bırakmıyor babasını Narçiçeği. Dükkândan evinden zaman buldukça koşuyor babasına ihtiyaçlarını karşılıyor içi öyle rahat ediyordu. Keşke uzun yıllar yaşasaydı babası, özlemle yaşamışlardı gurbette çalışarak ailesinin geçimini sağlıyordu babası. Fakat ömrü kısacıktı genç yaşına rağmen fazla dayanamadı illet hastalığa yenilmişti. O kara gün gelip çatmıştı Azrail kapıya dayanmıştı, saatler on beşi çeyrek gece hayata gözlerini kapamıştı. Koca çınarı babası yoktu artık dünyası başına yıkılmıştı öyle hissediyordu. Uzun süre etkisinden kurtulamadı, çıkamadı halada unutamadı. Yaşasa belki bazı durumları yaşamazdı. Sorumsuz eşi acılı gününde hiç yardımcı olmamıştı, Hatta daha kırkını okutmadan babasının ölümünü fırsat bilerek baba ocağına miras almaya gitmesi için baskı uyguluyor; Bu duruma çok içerleyen Narçiçeği kesinlikle ret ediyor. Bu konu evde gerginliği uzun süre sürdürüyor. Her geçen gün iç dünyasında da yalnız kalıyordu; Narçiçeği, bir türlü sonu gelmiyor sorunların aradaki sevgi bağı, güven, itibar zedeleniyor Bazı yerde desteğe ihtiyaç duysa da lakin karşı tarafın pekte umurunda olmuyordu. Eşine çevre; iş değiştirmenin bir yolunu arıyordu, belki biraz değişir faydası olur huzura kavuşuruz diye, bu arada sosyal aktivitelerden geri kalmıyordu; Siyasetle aktif şekilde uğraşır olmuş arada kendine zaman ayırıyordu; kendini motife etmek için, her işine yetişmeye çalışıyor yuvayı ayakta tutmak için, genç ve güzel di , fakat şansı yoktu, bu arada çevresi iyice genişlemiş bir tanıdık vasıtası ile eşine başka ilden iş bulur, önce eşini sonrada göçünü tamamen taşımayı planlıyor . Hedefi yine beraber çalışıp çocuklarının eğitimlerini tamamlatmak oturabilecekleri güzel bir daire almak sağlıklı şekilde mutlu olmaktı. Eşi ilk hedefte işi kabul etmiyor bayağı tepki veriyor ama Muaffak olamıyor. İkna ediyor Narçiçeği eşini ve gönderiyor, kısa süre sonra işinden verim alıyor. Tamamen yerleşiyor bir iki izine geliyor derken kendi işyerini kapatıyor Narçiçeği. Göçü taşımak için hazırlanıyor. Kendi i işlerini bitirince tek olarak gidiyor eşinin yanına uygun daire tutuyorlar ve geri dönüyor eşyalarını almak için. Ardından bir telefon geliyor eşinden siz gelmiyorsunuz ben anahtarları geri verdim siz orda ben burada yasacağız diyor. Bu sözler bir kurşun gibi saplanıyor beynine Narçiçeğinin…
Kulaklarına inanmamıştı, ah kendim ettim kendim buldum dedi. Ne hayal ederken nelerle karşılaşıyordu, olacak iş değildi huzur, mutluluk derken ipler hep kopuyordu. Böyle devam ediyorken İzine gelen eş geri dönerken ciddi şekilde kaza geçiriyor. Kazada kırılmadık yeri kalmıyor. Araları serin olmasına rağmen narçiçeği bakmaya hastaneye gidiyor. Hastanene tedavilerinden sonra taburcu ediliyor. Evde hizmet ediyor bakıyor iyileşiyor hasta, tekrar yaşadığı şehre dönerken teşekkür edeceği yerde hakaretler ederek bir de elinden arabasını alarak çıkıyor yola götürünce satmak için… Aynen isteğini yapıyor. Yine dişini sıkıyor ya sabır diyor. Çocukları okuyor düzeni bozmaya hazır değil durumu çocuklarına detaylı anlatmak istemiyor. Psikoloji leri bozulmasın derslerini etkilemesin, birçok aile sorunlarını evlatları ile paylaşmıyor, Narçiçeği çocukları ile kalıyor beyefendi ise keyfi yerinde giyim kuşam son derece lux ve pahalı, adam artık yaşam tarzını değiştiriyor gece âlemleri de hoşuna gidiyor. Eve geç geldin diye soran yok dertlerini anlatan çocuk yok; odun kömür bitti sıkıntısı yok; aile sorumluluğu hepsini bir kenara iterek yaşamına devam ediyor. Aileye para gönderiyor hepsini tamamlamış oluyor sevgi şefkat gerekmiyordu. Para’nın yapamadıklarını unutuyordu. Bu şekilde bir kaç yılda tamamen kopmuşlardı birbirlerinden. Narçiçeği çok üzülüyordu, yuvayı kurtarmak için ne yapmaya çalışmışsa da yarı yolda kalıyordu… Eşinin telefon konuşmalarına tanık olmuş hiç hoş olmayan sözler duyunca şoke olmuş sinir krizi geçirmeye başlamıştı, birde bu rahatsızlıkları ile dalga geçiyordu. Sevgili eşi. Hatalarını örtbas etmek için rahatsızlığını kendi lehine kullanması bir o kadar daha çileden çıkmasına neden oluyor
Eşi gerçek amacını bir süre sonra itiraf etmiş. Narçiçeğini Akıl hastanesine yatırmak uzun süre çıkmasın diye, deli raporu verilmesini istiyormuş. Hayatını sorumsuzca yaşamak için. Kendisinden kurtulma isteğini öğrenen Narçiçeği daha akıllı davranmaya karar vermiş depresyon ilaçları kullanmadan krizlerden kurtulmanın çarelerini düşünmüş: Önce sigarayı çıkartmış hayatından, depresyonu da doğal yoldan Yenmeye karar vermiş.
Uykusuzluğu ’nu etkileyen tüm yiyecek içeceklerden uzaklaşabilme kararı vermiş. Hayatına Spor, yüzme, müzik dinleme etkin faaliyetler, seyahat gibi faydalı olanları almış bayağı ilerleme kaydetmiş. Kötü günlerden eser kalmamış daha sağlıklı daha dinç bünye ’ye sahip olmuş. Olan bitene daha sağlıklı düşünerek karar veriyormuş. Bir gün Anne oğul evde otururken babasından bir telefon geliyor oğluna, iş Seyahat’ine çıktığını belirtiyor. Yalnız ters yöne doğru ikamet söz konusu varmış. Narçiçeği dikkate alıyor bu durumu nedenlerini araştırmaya başlamış. Daha Önceden bazı şüpheler üzerine araması gereken kişileri telefonla aramış. Fakat aldığı cevaplar kafasında birçok soru işaretleri bırakmış. Bütün bu sorular üzerine eşinden habersizce baskın yapmaya karar vermiş. Hemen bir otobüs bileti ayırtıyor, Akşama yola çıkıyor. Ertesi sabah eşinin evine vardığında, çalıyor kapıyı birkaç kez tabii ki açan yok telefonla eşini arıyor kesinlikle ulaşamıyor iş yerini arıyor aldığı yanıtlar çok farklı akşam saati yaklaşırken komşudan öğreniyor. Bir gece önce kalp krizi geçirme riski ile Hastaneye kaldırıldığını. Kapıyı çilingire açtırıyor. Eve giriyor yatak odasında bir hanımla beraber kaldıklarına dair ne gerekiyor ise görüyor. Şüphelerinde yanılmamıştı Narçiçeği. Yine derin nefes almaya çalışıyor sakinleşiyor telefonla hastaneyi arıyor gerçeği öğreniyor, hemen bir taksi çağırıyor ulaşıyor hastaneye, servise oda numarasını soruyor hemen giriyor odaya eşi şok oluyor. Bayan arkadaşı yanında şaşkın bakışları ile hakaret yağdırıyor. Hiç söz hakkı vermiyor. Narçiçeğine. Hemen evini terk etmesini söylüyor bu arada gece yarısı. Peki diyor Narçiçeği geri eve dönüyor hiç uyumadan sabahı bekliyor. Ağlamaktan gözleri şiş ve kızarmış halde, bir not yazıyor bırakıyor. Valizi alıyor evi terk ediyor. Karşılaştığı manzara çok vahimdi olanı biteni hazmedemiyordu. Ne yapacağını şaşırmıştı. Hep çocuklarını düşünüyordu o adamın eline bırakamazdı. Çünkü adam öfke fışkırıyordu. Gözleri kör olmuştu ailesine karşı. Narçiçeği biletini alıyor tekrar geri memleketine dönmek üzere yola çıkıyor. Ağlamaktan yürüyecek hali kalmamıştı Bütün olanlardan habersiz evine geldiğinde zili çalıyor kızı demet açıyor kapıyı, annesini karşısında gören demet sevinçten anneee! Diyerek olduğu yere yığılıyor ne olduğunu anlamaya çalıyor Narçiçeği kızına sarılıyor. Sakinleştirmeye çalışıyor. Bir yandan demet anlatıyor bir yandan bu kez beraberce ağlıyorlar meğer babaları Anneniz öldü diye gecelerini zehir etmişti. Tüm tanıkları birer, birer aramıştı. Okulda olan Dilara ayılıp bayılmış Arkadaşlarının elinde kalmıştı.
Bütün aile ve komşular sabaha kadar yorumlar yapıyorlarmış. Nihayet Narçiçeğinin gelmesi ile gece yaşanan kâbus dolu saatler son bulmuştu. Bütün olan bitenleri içine gömüyor Allahtan sabır diliyor. Eşinden ayrılamazdı, ama gönülden bitirmişti. Çocukların eğitimlerinin yarıda kalmasını istemiyordu. Aradan birkaç yıl geçmişti. Çocuklar eğitimlerini bitirmişti. Annenin gurur kaynağı olmuştu evlatları. Artık boşanma dilekçesini verme zamanı gelmişti. Kararı kesindi asla birlikte yaşamayı düşünmüyordu. Hatalarını kabul etmeyen eşi ilgisizliğe devam ediyordu. Bir ilkbahar sabahı güneşle uyanmıştı kahvaltısını yapmıştı. Barodan avukatını Telefonla aramıştı. Kesin kararlı olduğunu belirtmişti. Avukatı hemen gelmesini söylemişti. O gün dilekçeyi mahkemeye sunmuşlardı. Çok mutlu olmuştu Narçiçeği. Artık kâbus dolu günlerin sonu geliyordu. Malında mülkünde hiç gözü yoktu, mahkemenin lehine sonuçlanmasını servete değişmezdi. Tebligatları kabul etmediği için mahkeme birkaç yıl sürmüştü. Bu süreç içerisinde olanı biteni aldırmayan adam mahkeme sonucunu eline aldığında gözleri fal taşı gibi açılıyor. Derhal çocukları ile irtibata geçiyor. Fakat iş işten çoktan geçmişti. Geri dönüşü mümkün değildi. Narçiçeği mahkemenin karar gününü kendine bayram ilan etmişti. Mahkemenin verdiği nafakayı dahi ödemiyordu. Hiç minneti yoktu Narçiçeğinin Ekonomik sıkıntılar yaşamıştı. Ev temizliği çocuk bakıcılığı yapmıştı. Kendi ayakların üzerinde durmayı başarmıştı. Yine de eski günlerine göre çok mutlu yaşıyordu. Bu arada kızı Dilara büyümüş sağdan soldan isteniyormuş yakışıklı bir delikanlıya kaptırmış gönlünü kızımız. İsteme olayı söz konusu olmuş kızımıza bir gece nişan yüksüklerini takmış; Büyükleri o gece unutulmaz mutlu anlar yaşamışlar. Daha sonradan düğün tarihi almışlar derken o güzel günde gelip çatmış, Dilara çok mutlu ama içinde buruk acı var Babasının kızının mutlu günlerinde yanında olmadığı Babasına yalvardı yakardı araya hatırı sayılır kişiler koydu fakat bir türlü gelmesini sağlayamamıştı. Dilara prensesler gibi bir gelin olmuştu bakmaya kıyılamazdı Narçiçeği bu güzel günleri yaşadığı için çok mutlu Allaha dualar ediyordu. Çocukları ile bir bütün olmuşlar En güzel şekilde düğünü yapmışlardı. Dilara yuvadan uçmuştu kendisine yeni yuva kurmuştu. Narçiçeği artık biraz daha rahatlamıştı kızının mutluluğu ona güç vermişti. Devran ve Demet Bekârdı işlerinde başarı elde etme çabasında ilerliyorlardı. Aradan birkaç yıl daha geçmişti. Narçiçeği evlenme kararı almıştı durumu çocukları ile paylaşmış Dilara karşı çıkmış fakat diğerleri onay vermişti. Buna rağmen evlenen Narçiçeği çok mutlu fakat mutluğuna engel olmaya çalışanlar vardı. Eski eşi ve yeni eşinin eski sevgilisi bir türlü rahat bırakmıyorlar arada evde sürtüşmelere neden oluyorlarmış talihsiz Narçiçeği engellerden kurtulamıyordu. Eşi ile birlikte kendi işyerinde çalışıyorlardı. Bir sabah erken saate dükkânı açmış temizliğini yapıyor bir yandan da çayını demlemişti. Eşinin gelme saati gecikince telefonla aramıştı eşi evden şimdi çıkıyorum yarım saate ordayım demişti. Aradan bir saat geçmesine rağmen gelmeyen eşini tekrar arayan narçiçeği cevap alamadığı için defalarca arıyor sonunda telefonu açan kişi eşi değil bir polis memuru olmuştu. Memur eşinin hakkında bilgi vermeye çalışıyor sakin olmasını söylüyordu. Aldığı bilgiler karşısında şok olan narçiçeği hemen hastaneye koşmuştu eşinin iyi olduğunu söylüyorlar ama görmeden ikna olmuyordu… Narçiçeğinin Eşini ;Eski sevgilisi vurmuş ağır şekilde yaralamıştı. Günlerce komada kalan eşi nihayet yaşama dair sinyaller vermişti. Aylarca tedavi gören eşi eski sağlığına kavuşmuş yuvasına dönmüştü. Bu arada eşinin çocukları da Narçiçeğine tepki vermişlerdi. Babam senin yüzünden bu hale geldi diye, yüzü gülmeyen narçiçeği ne günah işlemişti ki bu sorunları yaşamıştı. Akıl erdiremiyordu. Bütün bu sorunların sebebiyeti başlı başına küçük yaşta evlendirilmesi bu yüzden kendi ailesine öfkesi günden güne artıyordu. Eşinin hastalığından dolayı işin başında duramayan narçiçeğinin işleri de ters gitmeye başlamıştı. Kiraları birikmiş faturaları ödeyemez hale gelmişti. Müşterileri de azalmıştı. Ekonomik sıkıntı baş göstermişti. Arabasını satmış olan borçlarını vermişti. Kara kara düşüyor ne yapabileceğinin planlarını yapıyordu. Aklına bir fikir gelmişti fikrini akşama eşine anlattı eşi neden olmasın belki daha iyi olur diye cevap vermişti. Köydeki eşinin eski evlerine gitmekten başka çareleri yoktu. Bir kaç dönüm araziyi işleyerek yaşam sürdürmeye karar vermişlerdi. Lux olmasa da güzel hayatı bir anda yok olan narçiçeği artık köy hayatına merhaba demeye hazırlanıyordu alışık olmadığı bir hayatın getireceği zorlukları da düşünmeden edemiyordu. Şehirdeki tüm hazırlıklarını bitirir, eşyalarını toparlar bir kamyona istif ederler. Köye çıkmak için yola çıkmışlar, yolda giderlerken bir telefon gelir eşine arayan eşinin kardeşi Hüseyin di köye dönme zamanında çıkmıştın artık geri dönemezsin diyordu. Araziden yer vermek istemiyorlardı. Bir üzüntü daha çıkmıştı her şeye rağmen gitmeleri gerekiyordu başka çareleri yoktu. Ve köye vardıklarında kardeşi ile bir münakaşa yaşıyorlar. Ahşap eski eve yıllar sonra dönmenin üzüntüsü ile mecburen de olsa yerleşmenin çabası içerisinde lermiş. Çocukluğu o evde geçmişti eşinin doğup büyüdüğü evde tekrar ilk geceyi yaşıyormuş eşi. Narçiçeğini de buralara sürüklediği için çok mahcupmuş sürekli özürler diliyormuş. İlk gecelerini geçirmişler sabah komşu horozların sesi ve köpek havlama sesleri ile uyanmışlar şehirden çok farklı bir sabahı yaşıyorlarmış ağaçlarda konan kuş sesleri başka bir güzellik katmış hayatlarına. Kısa sürede Köye alışmaya çalışmışlar. Önce bir ahır yapmışlar sonra tavuk barınağı köpek kulübesi derken inek, tavuk birde köpek almışlar taze süt taze yumurta yemenin tadına varmışlar. Güzel de bir sebze bahçesi yapmışlar tamamen köye alışmışlardı. Kalan araziye de geçimlerini sağlamak için sebze ekmişlerdi. Satış yaptıkça kazançları ile motor traktör tırmık arazide ne gerekirse almaya çalışmışlar dı. Tekrar yeniden düzen kurmanın mutluluğunu yaşıyorlardı. Bir gün öyle yemeği yerken kapı çalıyor, kapıyı açmaya Narçiçeği kalkıyor kim o diyor yabancı bir ses benim diyordu ismini söylemiyordu. Hemen eşine sesleniyor Narçiçeği. Eşi kim o demeden açıyor kapıyı, eşinin yanında duran Narçiçeği ne kurşun yağdırıyor. Kanlar içerisinde olduğu yere yığılıyor neye uğradıklarını şaşıran eşi soğuk kanlılığını koruyarak ambulansa haber veriyor bu arada kan kaybetmeye devam eden Narçiçeği tamamen kendinden geçiyor. Sonunda ambulans geliyor ilk müdahale yapılıyor ve acilen hastaneye yetiştiriliyor. Derhal ameliyata alınıyor kurşunlar temizleniyor. Yoğun bakımda yaşam mücadelesi verirken, polisler eşini ifade vermesi için karakola gelmesini istemişlerdi. Zanlının eşkâl’ini veren eşi, kısa sürede yakalandığı haberi ile azda olsa sevinmişti. Yakalanan zanlı suçunu itiraf etmişti. Verdiği ifade Narçiçeğinin eski eşi izini bulmuş ve zanlıyı tetikçi olarak tutmuştu. Ailesi narçiçeğini koruyamamıştı. Taki başından beri olana bitene duyarsız kalmışlar sonucun bu hale gelmesine inanamıyorlardı. Narçiçeği ailesini ve çocuklarını göremeden hayata son nefesini vermişti.
Mezarımın başına gelmeyin
Ağlayıp sızlayıp dövün meyin
Sizler çizdiniz kaderimi
Kurban ettiniz bedenimi.
Genç yaşıma doyamadım
Eli kınalı gezemedim
Kör bir kuşuna siper
Kalkan olan bulamadım
Her zor günü aştım
Başından güller saçtım
Şu fani dünyayı zehir ettin, içtim
Beyaz kefeni gelinlik diye biçtim
Kara toprağı yatağım yaptın
Dokuz tahtayı yorganım sardın
Üzerime koyduğun toprağı
Dünyada kalan servetin saydın
Gülşen Sarıoğlu
6.12.2010
YORUMLAR
gülşen sarıoğlu
Yaşamın çok acı yanları vardır.Narçiçeği ANADOLU'nun bir köyünde filizlenen bir genç kızın yaşam öyküsü okuyanı yüreğinden vuruyor.Bazı kavramlar var ki,ne yazık ki varlığını hala sürüyor,değişim için gereken özveri verilmiyor.Eğitim ve öğretimin olmadığı bir yerde orda zifiri karanlık hakimiyetini sürdürür.Bu durum sadece öğretmenler değil,tüm imamlara da asil görev düşüyor.Ama nerede o entelektüel imam..".İlim çinde de olsa git öğren"Hz Ali boşuna dememiştir.Hz Mevlana bile insanları medeniyete ve hoş görürülüğe davet etmiş ama kim dinliyor ki,
Narçiçeği daha küçük yaştan okuldan ayırmaları bir cinayettir.Narçiçeği eski eşinin onu bir katilin kurşunları ile öldürdüğü gün,onun o gün değil,onu okuldan aldığı gün kurşuna dizilmiştir.Hayat onun için kör kuyu olmuştur.O daha sevgiyi,aşkı,sevdayı bilmeden henüz bulug çağına gelmeden evlendirmeleri bir cinayettir..işte o gün Narçiçeği vurulmuştur.Cehaletin hakim olduğu bir yerde kanlı olayaların olması hep feodal yapı ve gericiliğin soysuzluğudur.
"Sen zulümle bir kuyu kazmadasın,ama şunu bil ki o kuyu kendin için kazıyorsun.İpekböceği gibi kendi çevreni örme;kendin için bir kuyu kazacaksın,bari boyunca kaz"
Demirci Zenci olursa ,duman onun yüzünde bir iz bırakmaz.
"Taş yeşermez geçmiş olsa da nevbahar,
Toprak ol da bak nasıl güller açar.
Taş gibi idin çok gönül kırdın yeter,
Toprak ol üstünde hoş güller biter."
Ey sevgili,duyguların güçlülüğü ile,akıl dolu zekanla Narçiçeği'n acılı hikayesini harika olarak anlatmışsınız.Onun yaşamında oluşan tüm haksızlıkları yenerek zorla evlenmesine rağmen hayat yolunda ki başarısı göz kamaştırı niteliktedir.Tüm zorluklara nazaran kendi çocukların hayatını kurtarması onun en başarılı becerisi olmuştur.Zorlukları yenerek aydınlık yolununda yürürken belalar onu boş bırakmamış,sonuç ise kör kurşunlara hedef olarak canından olmuştur.
Güzel şiirle de olayı bağlaman buda sizin en büyük başarınz olmuştur tebrikler.
Bu harika hikaye ile ibret verici bi kaynaktır herkes için!!!!!!!.Gönülden teşekkürler...
Sevgim sevgin olsun can dostum,sevgi ve selamlarımla.....
gülşen sarıoğlu
dost46
Nar Çiçeği, aslında Kan çİçeğidir, hayatın kanayan noktasında.
Çok tebrik etmek bile az gelir, bu romansı sözler ile kurgulanmış yazıyı.
Şiirsel akış vardı sanki satırlarda.Ben hep söylerim: 10 tane dizi izlemektense, 1 tane roman (kitap) okumak daha güzeldir.İşte bu yüzden, okurken haz aldığım yazını tekrar kutluyorum.
Helal olsun vallahi.
gülşen sarıoğlu
Sağlık esenlık huzur mutluklar temenni ediyorum. Narçiçeklerini böyle soduruyorlar yok ediyorlar
kıymet bılenler olmuyor .
gülşen sarıoğlu tarafından 2/9/E2011 2:57:47 PM zamanında düzenlenmiştir. ÇOK DEĞERLİ ŞAİR DOSTLARIM SAYFMA HOŞ GELDİNİNİZ ZAMAN AYIRIP TIKLADIĞINIZ İÇİN HEPİNİZE GÖNÜLDEN TEŞEKKÜRLERİMİ VE SAYGILARIMI SUNUYORUM
gülşen sarıoğlu tarafından 2/9/2011 3:00:55 PM zamanında düzenlenmiştir.
gülşen sarığlu tarafından 8/25/2012 8:21:01 PM zamanında düzenlenmiştir.
baştan sona ders alıcı ve ilgi çekici bir yazı okudum,hayatın katı gerçeklerini çok güzel ve başarıyla sıralamışsınız,kutlarım.
Saygımla.
gülşen sarıoğlu
BİRTANEM CANIM KANKAM ÇOK GÜZEL BİR HİKAYEYDİ TEBRİKLER.TÜRKİYE'NİN ACI GERÇEĞİ MALESEF.GÜNÜMÜZDE HALA ÇOCUK YAŞTA EVLENDİRİLEN PEK ÇOK GENÇ KIZIMIZ VAR.BÖYLESİNE ÖNEMLİ BİR KONUYU BİZLERLE PAYLAŞDIĞIN İÇİN ÇOK TEŞEKKÜRLER CANIM.SANA GÖNÜL BAHÇEMDEN BİR KUCAK DOLUSU CENNET KOKULU KIRMIZI GÜLLERİ SEVGİMİDE İLAVE EDEREK GÖNDERİYORUM.GÜL KOKULARIYLA ÖPÜYORUM BİRTANEM.SEVGİYLE KAL HOŞÇAKAL.GÜLHAN KESKİN TANGÜNER.
gülşen sarıoğlu
Nar çiçeği adı altında gerçek kesit okudum keşke solmasa narçiçekleri yeşil kalsa ama ne yazıkki olmuyor oldurulmuyor hüzünle acıyla bağlanmış yazı finali yürek yakıcı şiir ise özet kalp açılımı bunlar harikada yanlız bu yazının bir ikramı böcegi vs olmalıydı günün içinden gelen yazı seçkisi bulunmalıydı ama göremedim inş. ben yanılıyorumdurda güne düşmüştür bu yazı ama ben göremedim yazık olmuş şu güzelim yazıya bence ALKIŞLIYORUM
gülşen sarıoğlu
bir yaşam bir drram yaşantımızdan bir kesit saf yalın sade ama naif
ama gerçek ama dik ama dirayetli veonurlu bir yaşama savaşı ceha-
lete boyun eğmeyen bir idealistin anıları ve bu coğrafyada yaşanan
binlerce dıramdan biri en kalbi duygularım ve tam puanla ve alkışlarımla
kutladım saygı ve selamlarımla dost kalem
gülşen sarıoğlu
çok güzeldi anlam dolu
hikaye veya çizim şahane kutlarım yazan yüreği nefisdi
gülşen sarıoğlu
değerli kardeşimin değerli yazısını okudum....cehaletin ne kötü yollara sebeb olduğunu açık bir dille anlatmışsınız...neler çekmiş nar çiçeği...ve mutlu sonla biter derken acı bir sonla noktalanan bir hikaye...bize verilen mesaj gayet açık ve net.eğitime önem vermek,ve bir iş kolunda sabır ve azimle çalışmayı teşfik ediyor..ibret verici bir hayat hikayesi...değerli kardeşimin satırlarına ve arkadaşlarıma diyeceğim şu...öncelikle.mutlu bir ailenin kuruluşunu bilinçli olarak kurmamız lazım..sevgi,saygı.sadakat ve hoşgörü dörtgeninde yaşamımızı ayarlamamız gerekiyor.birbirimize olan güvenimizi sarsacak kötü alışkanlıkları yok edip..insanlara ve insanlığa faydalı insan olmamamızı gerektiğine inanıyorum...siz değerli kardeşime bu güzelimö yazıyı bizlere ne emeklerle..hazırlayıp sunduğu içinde sonsuz teşekkürlerimi sunarım...selam ve saygılarımla..not:(
her insan sizin gibi toplumun kanayan yaralarını gündem yapsalar ve anlatsalar insanlar bilinçli olurlar diyorum...tekrar teşekkür eder saygılarımı sunarım.).m.ali..ünsal..
mehmet ali unsal tarafından 12/8/2010 8:14:50 PM zamanında düzenlenmiştir.
gülşen sarıoğlu
muhteşem bir insan portresi..
ve olağanüstü bir insan hikayesi..
yürekten kutlarım dostum..
sevgimle..
gülşen sarıoğlu
Değerli yazarım.yüreğinize,kaleminize,sağlık.Güzel bir gerçek hayatın içinden dramı ne yazık içimiz burukularak okudum.Kutlarım sizi yürekten.Ülkemizde ne yazıkkki artık bu haberlere neredeyse günlük yaşar olduk.Heleki birde şu sanal alem çokınca ortaya dünya küçüldü,değerler düştü,vahşet yaygınlaştı.Cehaletin kol gezdiği dünya denen köyde ne acılar yaşanıyor.
Yüreğiniz var.Duyarlı kalemleri kutlarım.
Narçiçekleri keşke solmasalar,