2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
900
Okunma
Suyun da büyülendiği kızıl saçlı, billûr bakışlı afet . Sabahları eşlik ederken güneşin türküsüne, içimizi ısıtan su perisi. Buğusunda ayrı bir şetaret, tadında ayrı bir nefaset var o perinin. Efsane bir güzelin elif parmaklarından damıtılıp gelmiş emsalsiz efsane…
Yalnızlığımıza katık edebileceğimiz , sıcaklığında huzur bulacağımız mucize. Ya da dostlarımızla içtenlikle paylaşabileceğimiz içecek. Uzak Doğu’dan gelip bizden biri olan nefaset. Şiire konu olabilecek kadar albenili. Dünya döndükçe, hakkında kalem oynatılacak şüphesiz. Karınca kararınca kendi payıma düşeni yapmaya çalıştım.
Kalemi kâğıdı yardıma çağırdım. Kalemle kağıt buluşmasından bu şiirler doğdu. Ateş, suya öz sevgisini verdi. Su, çayın özündeki güzelliği sağdı. Renkle ahenk arasındaki ahit çaya kapı araladı. Çay gün ışığı gibi gece gündüz gülümsedi bize. Biz de bu güzelliği dilimizin döndüğünce ifade etmeye çalıştık. Size de çayınızı yudumlarken bu şiirleri okumak kaldı…
Ankara,20.11.2010 İ.K