Hatalarımı düzelten kimse uşağım bile olsa efendim olur. -- goethe
zakir
zakir
@zakir

Çay ve Şiir

7 Aralık 2010 Salı
Yorum

Çay ve Şiir

2

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

900

Okunma

Çay  ve Şiir

Çay ve Şiir

Suyun da büyülendiği kızıl saçlı, billûr bakışlı afet . Sabahları eşlik ederken güneşin türküsüne, içimizi ısıtan su perisi. Buğusunda ayrı bir şetaret, tadında ayrı bir nefaset var o perinin. Efsane bir güzelin elif parmaklarından damıtılıp gelmiş emsalsiz efsane…



Yalnızlığımıza katık edebileceğimiz , sıcaklığında huzur bulacağımız mucize. Ya da dostlarımızla içtenlikle paylaşabileceğimiz içecek. Uzak Doğu’dan gelip bizden biri olan nefaset. Şiire konu olabilecek kadar albenili. Dünya döndükçe, hakkında kalem oynatılacak şüphesiz. Karınca kararınca kendi payıma düşeni yapmaya çalıştım.



Kalemi kâğıdı yardıma çağırdım. Kalemle kağıt buluşmasından bu şiirler doğdu. Ateş, suya öz sevgisini verdi. Su, çayın özündeki güzelliği sağdı. Renkle ahenk arasındaki ahit çaya kapı araladı. Çay gün ışığı gibi gece gündüz gülümsedi bize. Biz de bu güzelliği dilimizin döndüğünce ifade etmeye çalıştık. Size de çayınızı yudumlarken bu şiirleri okumak kaldı…

Ankara,20.11.2010 İ.K

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Çay ve şiir Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Çay ve şiir yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
Çay ve Şiir yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Etkili Yorum
Ağyar
Ağyar, @agyar
7.12.2010 16:57:41
10 puan verdi
Bir yazımda, çaya olan bağımlılık derecesindeki düşkünlüğümü belirtirken kahveye de nazire yapmıştım güya. Kahve tiryakilerini gücendirmemişizdir zannıyla, yazınıza destek olsun diye aşağıya o satırları ekliyorum müsaadenizle.

[.............Türk kahvesini “rayiha” sı dışında maalesef hiçbir zaman sevemedim, nedendir bilmem. Güzel demlenmiş, ince belli bir bardakta ikram edilen tavşankanı “çayı” her zaman tercih etmişimdir. Hâlbuki biliyorum ki “kahve” hazırlanışı, ikramı, içilmesi ile başlı başlına bir seremoni, bir kültür.

Damak tadından ziyade, “çay” daha “halk işi”, “kahve” ise daha “burjuva, aristokrat” vari bir içecek olarak yer etmiştir beynimde.

Hazırlanış itibari ile çay daha “pratik”, kahve ise “zahmetlidir” . Tüketiliş itibari ile çay daha “bereketli” iç iç dur, kahve ise “külfetli” birden fazlası “kepek yapar”. Ulaşım olarak kahve taaa “Yemen” den gelir, çay ise “memleketten". Çay “avama” hitap eder, kahve “ayana”.

Ne ilginçtir ki bir fincan kahvenin bunca “kibri yasına” rağmen “kırk yıl hatırı” olurken, garibim çayın “imamın abdest suyu” kadar değeri yoktur. “Ne ulan bu çay mı, imamın abdest suyumu” vecizesinin çıkış kaynağı işe bu “paradoksta” yatar.

Bütün bu bilgilerin ışığında en son şunu söyleyeyim

“varsa bir açık çay rica edeyim, ya siz” .........]

Tebrikler
Selamlar, saygılar


Afet i azam
Afet i azam, @afet-i-azam
7.12.2010 12:51:31
Kahve kıskanacak bu yazıyı görürse! Böyle de muhabbet edilmez ki... Ya da çay ile aynen böyle muhabbet edilir mi demeli? Çay ve şiir yakışmış kısacası birbirine... Kaleminize sağlık...
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.