Mustafa'ya Mektup
Sevgili Kardeşim Mustafa,
Mektubuma başlarken sana nası hitap etmem gerektiğini uzunca düşündüm.
Zira arkadaşlağımızın kardeşiliğe dönüştüğü yılların üzerinden bir ömür sayılabilecek zaman geçti seninle görüşmeyeli.
Yüzlerimiz ,seslerimiz,giyimlerimizin değiştiği gibi,ruhlarımız da değişti bu zaman seyahatinde.
Bir zamanlar bebek teni yumuşaklığında olan ruh elbisemiz, hayat mücadelesinin merhalelerinde,verdiğimiz savaşın türlü cephelerinde gördüğü şiddetten,anlayışsızlıktan,saldırılardan,adaletsizliklerden ve kibir denilen illetin kirliliğiyle karşılaşınca , semer derisinden beter hale geldi.
Onun içindir ki,şimdi nasıl bir halleti ruhiyedesin bilemedim ve bir müddet sana nasıl hitap etmem gerektiğini düşündüm ,durdum.
Nihayet eski kardeşliğimizin samimi,sıcak ve kallpten bağlılığının verdiği cür’et ile sana "Sevgili Kardeşim" demeyi uygun buldum.
Sevgili Kardeşim,
Sen benim için kardeş sıcaklığında, arkadaş yakınlığında,dost fedakarlığında bir insan olarak, daima anılarımın en müstesna mahallinde,en muzip ve latif sırları paylaştığım,en çok güldüğüm zamanların unutulmayacak varlığısın.
Seninle sohbet edemediğimiz zamanlar, eski resimlerde zamanın süretinde dondurduğumuz o zamanki ahllerimize bakarak, muhabbetimizin muazzam lezzetini hisseder ve bahtiyar olurum daima.
Zihnimin en hatırlı köşesinde sabahlara kadar sohbet yaptığımızYalı Mahallesindeki evinizin ve balkonda yaptığımız kahvaltıların yer yer kesik ve silik de olsa görüntüleri asılı.
Ve başımı geriye çevirip her bakışımda muhterem baban Burhan Hoca’mın sabah namazına kalktığı zaman bizleri hala konuşur vaziyette gördüğünde "Siz hala yatmadınız mı? Konuşacak ne buluyorsunuz, şaşıyorum size " dediği an düşüyor gözlerimin önüne.
Sevgili Kardeşim,
Kaç zamandır sesinin neşe ile çınladığı zaanlarda olduğu gibi karşıma çıkıp "Nerdeydin?" demeni bekledim.
Fakat hayat bizleri içine çeken bir anafor gibi yuttu ve her birmize ayrı meguliyetler,ayrı ilgi alanları,ayrı düşünceler ,ayrı dünyalar verdi.
Biz de bu mücadele içerisinde birbirmizden uzak kaldık ve bu kadar mesafeyi kaldıramayan ruhlarımız da birbirine yabancılaştı değil mi?
Oysa ben kardeşlerimi sayarken binlerce kez "Benim bir de Mustafa diye bir kardeşim var,Kaf dağının ardında, ama uzun srmez gelir yakında" dedim.
Ne kadar uzak olduğunu,nerede olduğunu bilmediğim Kaf dağından dönmedin mi Mustafa?
Gece yarısına kadar sohbet ettiğimiz için eve geç kalınca,yolundaki mezarlıklardan ve köpeklerden korktuğun için kaç defa evine gitmiştik beraber.hatırladın mı?
Bana ne kadar güvenirdin,mezarlıklardan geçeerken veya bir köpek rastladığında nasıl bana sokulurdun.
Oysa ben senden daha fazla korkardım mezarlıklardan ve köpeklerden.
Ama asla söyleyemezdim sana.Çünkü sen benim kardeşimdin ve bana güvenirdin, korkun silinirdi yüreğinden ben yanında olunca.
Sevgili Kardeşim,
Artık hayat denilen bu kuyruğun başlarında değiliz ki, kafalarımızı uzatıp ileriye doğru bakalım.Biz de sıranın sonuna dpğru yaklaşıyoruz.
Biz de ömrümüzün nihayetinde kimseyi şaşaırtmadan,hayrete düşürmeden gideenlerden olacağız.
Sevgili Kardeşim,
Bu son zamanların içimizde yeşerttiği ruh halini kelimelerimdeki endişeli duruştan, cümlelerimin bakışlarındaki karamsarlıktan anladığına olan inancım tam olduğundan, ayrıca bir izahat yapmaya gerek görmüyorum.
Şunu bilmeni isterim ki,sen her aman benim eski kardeşim Mustafa’sın.
Her ne kadar hüviyet Cüzdanlarımızda İl ve İçe dışında birbirine benzeyen herhangi bir ibare yoksa da, ben ebediyyen seni kendime kardeş kabul ettim.
Sevgili Kardeşim,
İnsan ne kadar engin bir yüreğe sahiptir ki, hayatın her devresinde,yeni insanlarla karşılaşıyor,tanışıyor.her geçen yıl üzerimize yeni bir sıfat yapıştırılıyor.Bir ağabey oluyor,bir kardeş,bir bakıyorsun dayı olmuşsun,bir bakıyorsun amca.
Bir gün ağabey diyenlerin yerini ,amca diyenler alıyor ve artık yavaş yavaş dede demeye başlıyorlar.
Ve bütün bu kalabalığa,bütün bu ömür penceremizin kenarında bir vazo içerisinde yeşeren güzel nadide çiçekleri, hayat boyunca yüreğimizin bitmez tükenmez pınarından dudaklarımıza doldurduğumuz sevgi ile sulamak saaadetini yaşıyoruz.
Sevgili Mustafa,Kardeşim !
Bu pınarda senin için ayırdığım sular o haylaz günlerimizdeki gibi hala berrak ve enfes tadıyla akıyor.
Selam ve dua ile.
YORUMLAR
DErin bir of çektim ve yine yıkılmadı karşıki dağlar. Rabbim muhabbetinizi daim etsin abim...
ALGIINNN
BİR OF ÇEKSEM KARŞIKİ DAĞLAR YIKILIR
:)
çekmeyin ofları
yıkmayın dağları
sevgili erolabi ,
fotografı gördüğümde çocukluğum geldi aklıma ben
küçük bir çocukken ,coca cola cam şişedeydi.
çok güzel bir vefa ve dostluk örneği okudum mektubunuzda.
hayran kaldım , dostluk muhabbet edebilmek ve paylaşım çok önemlidir.
ne mutlu sizlere yıllar sizi değiştirmiş fakat ; dostluğunuzdan eksiltmemiş
eminim yan yana geldiğinizde yine eski sıcaklık kaldığı yerden devam eder.
mustafa abimize burdan slm larımı gönderiyorum. dostluğunuzun daim olması
dileklerimle saygılar efendim :)
erolabi
Ben de yıllar sonra karşılaştığımızda tereddüt ettim....yüzler değişmiş,bakışlar,giyim...Sonra sohbete taa lisede bıraktığımız yerden aynı sululukla,aynı içtenlikle,aynı küfürlerle başladık.
Dost ...
Hakiki seven kolay bulunmuyor..
Hele bu zaman..
Değerli ziyaretinden dolayı teşekkür ederim
erolabi
Teşekkür ederim.