- 1262 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Kısa Bir Tanışma
Geçen cumartesi kitapçıda gezerken Elif Şafak’ın Firarperest’ini gördüm rafta ve aldım. Gazete yazılarından oluşmuş bir kitap aldığımı fark ettiğimde aslında kendimi biraz kandırılmış hissettim. Biraz da yazara kızdım içimden. Sonra okudukça yazılardaki içtenlikten hoşlanmaya başladım. Hatta zamanla -bir arkadaşımın deyimiyle- “ülfet peyda ettim” denebilir. Bir yazıda, imza gününde tanıştığı birçok okurun şiir ya da öykü yazdığını ama bunları hiç paylaşmadıklarını yazmış. Yazıp da paylaşmayanları daha cesur olmaya davet etmiş. “Eleştirilmekten korkmayın” demiş. Cesaret…Evet dedim, yazmak konusunda cesur olmalıydım. Ama eleştirilmekten korkmadığımı söylersem koca bir yalan olur. Zamanla olgunlaşıp eleştirilere göğüs gerebilir hale geleceğimi filan da ummuyorum kendimden. Yine de yazabilmenin insanı borçlu kıldığı duygusundan hareketle bir adım attım. İnşallah benim için de vakit ayırıp okuyacaklar için de hayırlı olur.
Kendimi çok tanıtabilecek olsam çizgilikağıt gibi, daha çok ilkokuldaki kompozisyon ödevlerini hatırlatan bir isim arkasına saklanmazdım. Ama basitçe birkaç şey anlatabilirim. Orta halli bir ailenin son çocuğuyum. Lise yıllarında, kitap okumanın beni hayalperest yaptığını, aklımı karıştırdığını düşünüp ergen katılığında bir kararla okumayı ve yazmayı terk etmiştim. Üniversitenin son yıllarında ve sonra asistanlığımda tekrar kitap okumaya, kalemi alıp yazmaya başladım. Teknolojiyle aram iyi olmasa da internet nimetini heba etmeyeyim dedim ve bir süre ulusal ve uluslararası forumlara katıldım, blog yazdım. Şöyle böyle bir altı aydır bir şey yazmamıştım. Ama yazdıkça açılır insanın zihni.
Müziği seviyorum, şiirden korkuyorum, sinemadan sıkılıyorum. Okumaksa iyi geliyor…
Umarım benim yazdıklarımı okumak da size iyi gelir.
Herkese içten selamlar ve saygılar.