- 728 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
RHADAMANTHUS 4.BÖLÜM
2010-ARALIK
Rhadamanthus gözünü açtığında karşısında oturan piskoloğu gördü.Haftada bir buraya gelerek kafasındaki soru işaretlerini boşaltırdı.Küçükken gittiği kadın piskoloğu hatırladı birden.O da böyle siyah saçlı,zayıf ve güzeldi.Piskoloğun adı Mary aynı zamanda Rhadamanthus’un sevgilisiydi.
Aslen İngiliz’di.Fakat küçük yaşlarda Yunanisatan’a taşınmışlardı.Sürgün yılları.Bitmek bilmeyen o çileli kaçışları hatırladı.Babası gizli bir ajan olduğu için hiçbiryerde barınamamışlar ve hayal ettikleri o güzel büyük Yunanistan’a taşınarak izlerin i kaybettirmişlerdi.Sigara içen erkeklerden nefret ederdi.Bile bile kendi sağlığını zehirleyen erkeklerden veya kadınlardan...Rhadamanthus’a bakınca karşısında gülümseyen bir yüz gördü.O sigara içmiyordu.Belki de sadece o öyle sanıyordu...
Rhadamanthus sevgilisinin yanında ayrıldıktan sonra arabasını en yakın arkadaşı Menelaus’un evine doğru sürdü.
Ev Yunanistan’nın en sakin sokağındaydı.Sokak lambaları’nın aydınlattığı yerlerden başka görünen birde kelebekler vardı.Kelebekler sokak lambasının ışığına doğru hızlıca harekete geçerek etrafı bir aydınlatıp karartıyordu.Arabasından inince rüzgar arabanın kapısını sertçe kapattı.
Kar yolun yarısını kaplamıştı.Kaldırımda ise az kar vardı.Çünkü çöpcü elindeki süpürge ile hergün bu kaldırımdaki karları süpürüyor ve temizliyordu.Elini paltosunun cebine soktu.Kar yavaş yavaş yağmaya devam ediyordu.Aldığı nefesten sonra ağzından çıkan soğuk nefesi büyük bir keyifle gökyüzüne bıraktı.Seviyordu Yunanistan’ı...
Beyaz evin içerisinden girerek merdivenleri hızlıca çıktı.Kapıyı çalınca Menelaus gülümseyerek evin kapısını açtı.Menelaus:
-’Hoşgeldin Rhadamanthus.’Rhadamanthus:
-’Hoşbulduk sigaran var mı?’dedikten sonra paltosunu çıkararak askılığa astı.
Menelaus Rhadamanthus’un çocukluk arkadaşıydı.Çocukluktan beri hiç ayrılmamışlardı.Daima iki dost olmuşlar ne yaparlarsa hep beraber yapmışlardı.
Evin içi sanki bir ameliyathaneyi andırıyordu.Sanki bu dairede hastalar sıra bekler sırası gelincede ameliyat olurlar havası evin heryerinden belli oluyordu.Menelaus:
-’Nerede kaldın?’Rhadamanthus:
-’İşlerim vardı.Geldim işte.’dedikten sonra önündeki bir perdeyi kaldırarak Menealus ile içeriye girdiler.
Burası bir ameliyat yeriydi.Sedye,bezler,neşter,satır,bıçak....Bir ameliyatda lazım olan herşey.Şimdi o sedyede bir adam bağlı yatıyordu.Ağzı bir bantla acele ile sarılmıştı.Adam uyanıktı ve korku dolu gözlerle bu iki insana bakıyordu.Bunlarda kimdi?Burada ne işi vardı?Hatırladığı tek şey bir saat önce alışverişten evine yürüyerek dönüyor olduğuydu.Ağzı kapalıydı ve burnundan zorla nefes alıyordu.İşi kesin bitikti.Adamlar ağızların ıbir bezle kapatarak ellerine bez geçiriyorlardı.Rhadamanthus:
-’Adamımız bu mu?’Menelaus:
-’Evet,30 yaşında.Konstantin seni sordu.’
Konstantin adını duyunca Rhadamnthus’un yüzündeki gülümseme birden nefret duygusuna dönüştü.Nefret ediyordu ondan.Aynı onun kendisinden nefret ettiği gibi.Rhadamnthus:
-’Neden?’diye sorarken masadan satırı aldı.Menelaus:
-’Önemli bir konuda seninle görüşecekmiş.Villasında seni bekliyor.’Rhadamanthus villa lafını duyunca gülmeye başladı.Villa.Konstantin o villayı kendi parası ve emeğiyle kazansaydı buna hiçbirşey demez ve gülmezdi.Bıkmıştı artık Konstantin’den ve onun boş emirlerinden.Geçmişinde Menelaus ile yaptıkları bir hata yüzünden bütün işleri kendisinin üzerine yıkıyordu.Rhadamnthus sinirle sedyede yatan adama baktı.Adam korkudan aciz bir sokak kedisi gibi ağlıyordu.Satırı adamın boynuna sürttü.Satır oldukça soğuktu ve buz gibiydi.Adam gerçekten şimdi şoka girmişti.Ölüm başucundaydı bunu hissediyordu.Rhadamanthus:
-’Bir hata yaptık.Tamam.Bunu biliyorum.Ama o Konstantin ömrümün sonuna kadar ona çalışmamı istiyor.’Menelaus:
-’Yapacak bir şey yok.Gene tehdit edecektir seni.’Rhadamanthus o lafı duyduktan sonra adamın kafasını kesmeye başladı.Kan beyaz doktor gömleğinin üstüne ve havaya doğru fışkırdı.Aynı koyun veya tavuk gibi...Rhadamnthus:
-’Umrumda değil.Bu son görev olacak.Bir daha bana emir vermemesini sağlayacağım.’Menelaus:
-’Boşver.İşe başlayalım mı?’Rhadamanthus kafa ve bedeni ikiye ayırdıktan sonra satırı masanın üstüne koydu.Biten sigarasının son ateşini adamın göbeğinde söndürerek sigarayı çöpe attı.Rhadamanthus:
-’Moralim bozuldu.Konstantin ile görüşeceğim.’Menelaus:
-’Seni bekleyebilirim.’Rhadamanthus:
-’Bekleme.Sabah görüşürüz.Sen ziyafeti kendine yap.’
Ziyafeti kaçıracaktı.Menelaus’un ise morali bozuldu.Her zaman nefret etmişti ziyafeti tek başına yapmaktan.Çünkü yanında sohbet edecek bir insan olmayınca bu işin zevki çıkmıyordu.Rhadamanthus paltosunu giyerek dış kapıya çıktı.Bir sigara daha alarak cebine koyup merdivenleri huzursuzca indi.
Arabasının kapısını açarak yavaşca sürücü koltuğuna çöktü.Kapıyı kapatarak radyo’yu atı.O sırada son zamanlarda hit olan bir Yunan parçası çalıyordu.Sigarasını yaktığında bedenini bir huzur kapladı.
Şimdi Konstantin’e bir daha emir almamak için gidiyordu.
-----DEVAM EDECEK------
YAZAN:ONUR ÇETİN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.