Gözlerimin önünde akıp giden bir serap gibi..
İşte yine sen varsın
Gözlerimin önünde akıp giden bir serap gibi..
İnsanın çölde su için yanması gibi, susuzlukla kavrulması ve onu hayal etmesi gibi.. Bende sana öyle susuzum ve her tükenen zamanın aradından biraz daha artıyor sana olan bu sussuzluğum.. İçimde anlatılamaz büyüyen bu korkunç yangın bitkin yüreğimide gittikçe sarıyor artık.. Ve ben bu bitap yüreğimi hayalinle diriltiyor, gözlerimde hayalini kuruyor, herşeyinle seni düşlüyorum..
Gözlerimde başlayan hayalin bütün bedenime yayılıyor ve içime işliyor.. Tıpkı yanımdaymışsın gibi, bana gülüyor ve dokunyormuşsun gibi ve sıkıca sarılıp, başını omzuma yaslıyormuşsun gibi.. Sen çölde bir vaha, ben seni arayan bir seferi.. Kokuna, sıcaklığına, gülüşüne, dokunuşuna hasret.. Herşeyi ile sadece seni aramaya, bulmaya çalışan ve sedece kendini sana adayan bir seferi..
Ve sen yeryüzüne çıkarak kendine yol arayan, akmaya çalışan su gibisin. Fakat gerçek kıymeti bugüne kadar anlaşılmamış ve anlatmayı başaramamış., akmasını bilememiş ve akacağı yönü hep şaşırmış.. Aslında çöl sıcağında varolan olan su gibi, nadir ve çok kıymetli.. Kana kana içmek istenen, hep ulaşılmak istenen su gibi.. En ufacık bir damlası bile feda edilmesi göze alınamayacak kadar kıymetli.. Kurak bir toprağa serpilerek hayat veren su zerrecikleri gibi.. Sende benim yüreğime öyle serpilmelisin.. Önce serpilmeli, yaşama tekrar döndürmeli, sonra doyasıya akmalısın.. Çorak bu toprağa hayat vermelisin, ekmeli, yeşertmelisin tohumlarını ve büyüdükçe büyümelisin..
İstediğinde bir hayat verebileceğini bilmelisin. Ve aslında tanıdığını düşündüğün yaşamın bu manzarısına farklı bir pencere açmalı ve oradan bakmalısın hayata.. Yaşayamadıklarını ve yaşayabileceklerini görmelesin.. Orada derin bir nefes çekmelisin ve içine işlemeli bu soluduğun hava. Her solukta biraz daha bağlanmalısın hayata. İçindeki unuttuğun heyecanla yeniden tanışmalısın.. Hayata nereden nasıl bakacağını öğrenmeli ve her zaman hayatı doğru yerde yakamalısın.. Ama daha önce kendini tanımalı, içindeki gerçek seni ortaya çıkarmalısın.. Öyle görünmek gerektiğini düşündüğün seni değil, gerçek olduğun seni tanımalısın ve “O” nu yaşamalısın... Seni seninle tanımak ve öyle yaşamayı arzuluyorum.. Ve gerçek seni arıyorum…
Bazen sana varılacak yolda bir deniz feneri gibi görünürken, bazende zindan gibi karınlıkta kayboluşlarının sırrını çözmekte inan toprağın gizeminde gizli kalmayı başarabilmiş saklı kentlerdeki hazineleri bulmak kadar zor.. İnsanı yanıltan bir ruh halini artık kabullenmiş olman ve öyle yaşamanda bir o kadar anlamsız.. Tam artık seni bulduğumu düşündüğüm anda, başka bir kişilikle karşıma çıkman ve büyük bir sabırla, itinayla varedilmiş olan herşeyi bir anda yok etmeni anlamaya çalışmak da gerçekten zor.. Herşeye silbaştan yeniden başlamanın, yaşanması arzulanan bütün güzellikleri ve mutluluğu ne yaşamana ne de yaşatmana sebep olduğunu anlayabileceğini umuyorum.. Sana tekrar tekrar yaşadığın, mutluluk ve haz alıp almadığını bile düşündüğün yaşanmışlıkları sunmuyorum. Sana uçsuz bucaksız hayallerini, alabildiğine özgür yaşanacakları sunuyorum.. ve özlemle gerçek seni bekliyorum..
Şimdi yokluğunda yüreğime seni ekiyorum ve tekrar yeniden büyütüyorum.. Taki seninle birlikte varolup, yeşerip, yol alıncaya kadar.. Bir günebakanın her gün doğumunda güneşi beklemesi gibi.. Şimdi herşeyi unut ve yüreğindeki sesi, ruhunu dinle.. Sana gerçek seni anlatacaktır.. Ama sen sus ve sadece gözlerime bak, sadece gözlerin anlatsın yüreğinden geçenleri.. Ben herşeyinle seni bekliyorum, gözlerinle ve yüreğinle.. Kavuşmanın heyecanını yaşamak ümidiyle..
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.