- 1771 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
SENİ BEKLİYORUM
Bekleyiş midir bu? Yoksa azap mı? Bilmiyorum. Sessiz sessiz, içten içe seni bekliyorum. ’’Geldi!’’ deyip merdivenlere bakıyorum. Tatlı bir huzur beliriyor içimde, yüzümde muzur bir gülümseme. Bakınıyorum etrafıma, topuk seslerinde seni arıyorum. ’’Hoşgeldiniz.’’ yükseliyor ileriden, işte işte diyorum, orada galiba, hızla geliyorum, bakınıyorum. Kendimi kandırmışım, yoksun işte. Bir sızı hissediyorum yüreğimde, acı acı çığlık atıyorum sanki, feryad etmek geliyor en derinlerden, utanmasam ağlayacağım...
Oysa söylemiştin gelmeyeceğini, bekleme demiştin. Elimde mi sanıyorsun? Çok kızıyorum kendime, söyleniyorum:’’ Ne arıyorsun, ne bakıyorsun, gelmeyeceğim demişti zeten.’’ . Aradan beş-on dakika geçiyor. Bir daha aramaya başlıyorum seni, sesler geliyor, senin sesini duyuyorum: ’’ Gelmeyeceğim demişti ama geldi işte, biliyordum geleceğini’’ seviniyorum çocuk gibi, bana yaklaştığını hissediyorum, bir başkası gelip geçiyor yanımdan. Yoksun yine... Yine sessizlik!
Fırtınalar kopuyor içimde. Kendi kendime söz veriyorum: ’’ Beklemeyeceğim, gelirse görürüm.’’ diyorum. Kendimi kandırmaya çalışıyorum. İçimi kemiren bekleyiş gitmiyor bir türlü. Zavallıyım ben boş boş bakıyorum, seni bekliyorum seni...
Bunu neden yapıyorum, bilmiyorum. İlginç geliyor herkese, belki sana bile. Bazen şüphe ediyorum kendimden.Duygularımı gözden geçiyorum. Tekrar hatırlıyorum kendimi, tekrar hatırlıyorum senin yokluğunu. Sadece birşeyi biliyorum, bitmeyecek bu bekleyiş, bitmeyecek bu sızı. Bekliyorum bu sensizlik bitsin diye... Bekliyorum bu sessizlik geçsin diye.
YORUMLAR
Kısa ve öz bir anlatım olmuş. Bütünnden baktığımıza derini anlatabilmiş ve okura duygusunu yansıtmış bir çalışma olmuş.
Gerçekle, geriye dönme isteği arasındaki çatışmayı ortaya koyan duygu karışıklığı... Coşuların zengiliği ve yoğunluğu, beli belirsiz atılımlar, sevgiye duyulan susuzluk ve bilinç altındaki yoğun ileri yürüme isteği.
Emeğinize sağlık yeni kelimelerde buluşmak dileğiyle