- 1609 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Kaybetmeden Sevdiklerinizi...
Eğer ki bu hayatta ağlamak istemiyorsanız durup dururken,beni iyi dinleyiniz o zaman!
Bu hayatta keşke dememek için,sonradan yanmamak için doyasıya ağlanabilir esasında.Önemli olanda zaten,kaybetmeden,sahip olduğumuz güzellik için gözyaşı dökebilmektir.Mesela umutlarınız olabilir,sevginiz de olabilir;ama anlatmadığınız zaman sevginizi ve umudunuz uğruna çabalamadıkça,hep hüzün kokan müzikler dinlemek zorunda hissedersiniz;ta ki ölüm kapıya gelinceye kadar.
Bakışlarınız hayalleri aşıp,gerçeğe ulaşamadıktan sonra,bir krizantem çiçeğinin hüznünü taşırsınız vazolarda.Kimler uğruna neler yitirdiğinizi,bu ömrü hangi nedende tükendiğinizi,ağlamakta sana yakışıyor diyenden dinlemelisiniz.Tek şarkıda mutlu oldukça,yaşarken,ağlarken,severken;Keşke dememek için de ağlayabilmenin önemini anladıkça,sevmenin faziletini daha iyi öğreneceksiniz.
Hayat o kadar kısadır ki;karşına fazla bir şansta gelmez.Sadece geldiğini zannedersiniz keşke dedikçe.Karşına bir ya da iki şans gelir de,anlayamazsınız,anlamaktan kaçarsınız deli gibi.Şiirler okursunuz,ama hiç ders de almazsınız.Neler uğruna ne bedeller verdiğinizi, anlatmanız da gerekir oysa,
ağlamadan,’Keşke’ dedikten sonra!
Sürgündür ya hayat,karşınıza ikinci bir fırsat zor çıkar.Yaşadıkça,eski bir radyodan bunu daha iyi anlayabilirsiniz.Ülke ülke frekansları olan eski bir radyo,bazen size,herkesten daha yakın gelir.Ve o radyo gibi bir seven de bulursunuz hayatınızda.Sizin ona inandığınız,onun size inandığı bir aşkın gölgesinde.
Ama çok zordur onu tutabilmek,onunla yaşayabilmek.Çünkü bir ya da iki tane bulursunuz böyle birisi hayatınızda ve siz anladığınızda da,o çoktan gitmiş olacaktır.
Onu nasıl tanırım dersiniz,arkadaşlarınıza anlatırsınız,’Ne yapabilirim?’ diye sokak sokak,tanımadığınız insanlara hiç farkında olmadan,hikayenizden bahsedersiniz.Oysa hiçbiri sizin duygularını anlamak istemez.
Onlarından hayatlarında sizin gibi bir ya da iki fırsat geçmiştir,Ama anlatmamak onlara daha kolay gelir.
Çünkü yaşanılan güzel şeyler,saklandıkça insanın en beyaz sayfasında,gün geçtikçe daha berraklaşır ve de daha da anlam kazanır.
Bir ara moda olursunuz aslında,düşünceleriniz de değişir.Karşınızda ki sevdiğinizin zengin olmasını isteyende görürsünüz ya da uzunca flört denen saçmalıkta sevgilerini yitirenleri de.Oysa hiçbir manası yoktur,ne malın ne de mülkün aşkta.Ya da uzunca zaman birbiriyle dolaşmanızın el ele parklarda.
Eğer gözleri,gözleriniz içinde mutluysa,söz sükut edipte,bakışlarla sevgilerini artıyorsa,en zor zamanınızda hep yanınızda olabiliyorsa,geceleri yanınızda bir dert olabiliyorsa,budur esasında esas sizi seven,sevgisine inanılan ve inanılacak kişi.
Espri yaptığınızda gülebilen zorlamadan,zor zamanınızda yanınızda olabilen,fikirlerinize saygı duyan ve size güvenen,konuştukça sıkılmayacağınız,hayata küstüğünüz anda sizi kabuğundan çıkartacak ve gözlerinize baktıkça sizi mutlu eden,ne fiziksel görünüşe ne de bir farklı değere,sizden fazla değer vermeyen birini sevdikçe,insan mutlu olabiliyormuş,en büyük dertlerinin ortasında diyeceksiniz.
Hepte sorarsınız halbuki,böyle biri var mıdır hala,yaşıyor mudur acaba diye.Emin olmalısınız ki böyle insan vardır.Vardır,vardır ama dediğim gibi sürgündür kaybedilmeye.Önemli olan da aslında,kaybetmeden fark edebilmektir,kendinizi uzunca bir zaman yalnızlığa emanet etmeden.
Eğer bu satırlar bir şiir gibi akıp gidiyorsa hayattan,bacalardan çıkan dumanlar gibi gözden kayboluyorsa,
acele etmeniz lazım,eğer varsa sevdiğiniz bir kişi.Aklınızdan birisi geçebiliyorsa bu satırları okurken,biraz durunuz burada,o ismi düşünün sadece bir kaç dakika.Yoksa devam etmeyin okumaya!
...
Çok şanslısınız esasında.Onca satırı,böyle birisi var ihtimalinde okurken,şimdi kaybetmek istemediğiniz birisi varmış gibi devam ediyorsunuz.Şimdi yapacağınız bir şey de olmasa,en azından kaybetmemek adına,elinizden geleni yapmalısınız.Çünkü bir daha,onun gibi birini bulma şansınız çok az.
Bana inanmaktan çekinmeyiniz.Bütün acemi ve aptal aşıklar gibi,ilk yapılacak hareketi,hep ondan beklersiniz.Ve ondan beklersen,z eğer,çok geç kalırsınız...
Aşk,sevgi gibi;çalışacağınız işte böyledir.Eğer severek ve isteyerek gidemiyorsanız bir işe,ne kadar para kazansanız da,bu sizin için dert olur.
Ve hayatınızda yanınızda olacak insanları da iyi seçmelisiniz.Arkadaşınızın da fazla olması gerekmez bu hayatta.Bir tane arkadaşınız olsun,ama sizi gerektiğinde eleştirebilsin ve hatta gerektiğinde değil;sizi düzeltmek adına,yanlıştan çevirebilmek adına,size nasihatler versin.Gerçek dostluk budur işte.Yoksa yanınızda gezen her insan dosttunuz,arkadaşınız değildir.
İşte!
Çok bildiğimiz hayat,esasında bu kısa ve manasızdır.Şafak türkülerinde,yıldızları saymak ve sevmek varken, bir açıklaması olmayan ’keşke’lerle dolu hayat yaşamak ve bu hayata da ağlamak günahtır.Siz yine de ağlamayın demiyorum;ama ağlamanızı anlayacak birisi bulamadıkça bu hayatta,ağlamayın diyorum.’Keşke’ demeden ağlamayı öğrenin ve eğer farkındaysanız ufacık şansınızın,karşınızda duran bir ya da iki kişilik olasılığı heba etmeyin.
Bir anne de olabilirsiniz,bir baba da olabilirsiniz!Siz,sevmeniz gerekeni sevemediğiniz müddetçe,daim acı çekeceksiniz.
Keşkesiz bir hayat için,farkındayken sevilenin varlığını,fark ettirin o zaman!
Ne de olsa bir ya da ikinci bir şanstır o,kısacık hayatınızda!
YORUMLAR
HakkınSesi
Bir adam ağlayarak gezinirken dervişin biri farkeder ve yanına gider.
Der ki:
-Ne ağlarsın ?
-Ben bir aşık idim,sevdiğim öldü artık benim yaşamam anlamsız,bu acı içimi yakar,neyleyim?
Derviş gülümser ve adama der ki:
-"Sen de öyle bir maşuk bul ki,asla ölmesin,daima hayat sahibi olsun da senin bu elemli bu acı halin olmasın.
Adam düşünür ve adama hak veriri.
İçimden "Allah'ım sevdiklerimin acısını gösterme" diye dua ederim.
Kim ellerimizden kayıp gitmeyecek olan..
Hangimiz sevdiklerimizi bırakıp gitmeyeceğiz bu dünyadan.
Aklımda perçinlediğim bir Hadis_i Şerif var " İnsanlar uykudadır,öldüğünde uyanır" diyor Hz.Muhammed...
Öyleyse nasıl Trafik polisine göstermek için ve araç kullanmak için ehliyet ruhsat bulunduruyorsak..
Bir ehliyet bir ruhsat da lazım.
Selam ve saygı ile
HakkınSesi
Ve öyle bir ruhsat ve öyle bir ehliyet olmalı ki;şakiler bile ona saygı duysun..O padişahın ismi her yerde geçsin...
Hadis-i Şerif de tam yerinde...
Sizin yorumlarınızı okumak da çok güzel efendim..
saygımla,rabbime emanetsiniz...
okurken kulaklarımda sanki Emel Sayın ın sesi ve şu şarkıyı mırıldanıyordu ;
''öyle dudak büküp hor gözle bakma
bırak küçük dağlar yerinde dursun
çoktan unuturdum ben seni çoktan
ah bu şarkıların gözü kör olsun
güzelsen güzelsin yok mu benzerin
goncadır ilk hali bütün güllerin
aklımda kalmazdı yüzün,ellerin
ah bu şarkıların gözü kör olsun
bir gülüşün var ki kaş çatar gibi
en sıcak sözlerin azarlar gibi
hiç bağlanır mıydım çocuklar gibi
ah bu şarkıların gözü kör olsun
sonunda tuz bastın gönül yarama
nice dağlar koydun nice arama
seni terkedip de gitmek var ama
ah bu şarkıların gözü kör olsun ''
kaybetmeden ; sevilip sevilerek dünyanıza başka sözleri katmadan , aranıza başkalarının kelimelerini
sokmadan yaşamak, doyasıya yaşamak...
zor çok zor...
biz onunla aşka susamış iki kirpiydik soğukta kalmıştık yaklaşsak dikenlerimiz batıyordu , uzaklaşsak
soğuktan donuyorduk , bu yüzden ne o gelebildi ne ben gidebildim...
sohbet tarzında güzel bir yazı olmuş, konu zaten derin iyi konu seçmişsin tebrikler.