Ders Notlarımdan
- "Bizim odaya yeni gelen var ya.. Solcu!"
- "Ya nerden anladın şıp diye abi, dün cuma’ya gidecem en yakın cami nerde diye sordu bana."
- "Zaten ondan şüphelendim ya oğlum,adam çarşanba günü tutturdu cuma’ya gidecem diye". Dedi yurdun reisi, toplamda her iki tarafta on on iki taneden fazla olmadığı halde aşağıya doğru sarkıtmak için iki eliyle asıldığı bıyıkcıklarını sıvazlayarak.
Reis’in dersleri pek iyi değil,notlar sürgün yemiş komitacılar gibi,perişan. Bazı hocalar daha kitap seçimi yapmadığından not tutuluyor sayfalarca.
Reisin yazısı çok kötü,bildiğiniz gibi değil.Doktor yazısı gibi,anlaşılabilmesi için eczacılara okutmak gerekiyor.Bazen kendi yazdığını bile okuyamıyor.
Onun için kolayını bulmuş.Yanındaki öğrenci not tutuyor,yazma işi bitince reis yanındakinin deffterinden yavaşça ve kırmızı kalemlerle başlık atarak notları çekiyor deftere,acele etmeden.
İnkılap Tarihi hocası Osmanlı paşası gibi.Her ders tarihten bir yaprak indirip başlıyor gözleri yaşarmaya,cebinden mendili çıkarıp siliyor ve "evet işte böyleydi bizim atalarımız "diyor burnunu çekerken.
Öğrencilerden ağlayan,duygulanan görünce adını soruyor, sonra nereli olduğunu,sonra okuduğu dergileri ve gazeteleri soruyor.Direkt sağcı mısın? Solcu musun ? diye sormaktan kolay ve safiyane bir sorgulama oluyor.
Bizim solcu öğrenci reisle aynı sınıfta,hem de reisin yanında oturuyor her ders.
Hoca başlıyor yazdırmaya,öğrenci not tutuyor,hızlı yazdığından hiç bir kelimeyi kaçırmıyor. Reis de memnun bu halden.Yavaş yavaş yazıyor sonradan,kırmızı kalemle de başlık atıyor.defterlere not verilse tam not alacak, düzenden,yazıdan.
Bir kaç ders bu işlem devam etti.Bizim solcu baktı ki reise sekreter olmuş, o uazıyır hızlı hızlı,eli ağırdığında sallıyor , eline masaj yapıyor bazen.Reis sonradan yavaş hareketlerle defterine geçiyor onun notlarını,ara sıra da soruyor "burda ne yazıyor?" diye.Solcu açıklıyor, o da aheste hareketlerle deftere geçiriyor.
Ara sıra da reis takılıyor solcuya, " Len ne zaman devrim yapıcanız oğlum ?" diyor." Bak havalar soğuyor,soğuklarda devrim zor olur yine yaza kalıcak galiba" diyor gülüyor,güldürüyor etrafındaki elemanları.
Solcu kafaya takmış,reise bir kazık atacak , fırsat kolluyor.
Derken kollanan fırsat başını uzatıyor bir İnkılap Tarihi dersinde. Hoca " evet bu ders yazdıracaklarımdan on tane soru çıkcak önümüzdeki hafta yapacğımız yazılıda "diyor. Reisin gözleri parıldıyor yanındaki devrimciye bakıyor sinsi sinsi gülerek . "Bak notları iyi tut ha " diyerek tembihliyor.
Solcu kırmızı kırmızı gülüyor reise "merak etme " diyor,dudaklarını kısıp "faşo" diyor usulca.
Başlıyor not tutturmaya hoca, akıyor kelimeler ağzından köpüklerle,coşuyor,akınlarda koşuyor, garp Cephesi,Şark Cephesi derken bir de soğan kokuyor nefesi,burunların direkleri zınklıyor.
Derken atlıyor yaylılara kaçıyor Anadoluya. Amasya’ya varıyor,dalıyor Amasya Saraydüzü Kışlasına,haykırıyor esaret kabul edilemez diye bütün dünyaya. Gözleri yaşarıyor,bakıyor sınıfa bir kız ağlıyor,hüngür hüngür.Bu vatan ebediyyen bizimdir diyor içinden senin gibi analar yiğitleri doğurdukça. Soruyor bir yandan ipek mendilindeki kahverengi lekelerle silerken göz pınarlarından akan vatansever göz yaşlarını. "Kızım senin adın ne?" Kız " Melissa" diyor. Kızım neden ağlıyorsun "diyor,kız başlıyor tekrar ağlamaya. Bu vatan için gözyaşı döken kıza hayranlıkla bakarken yanındaki kıza soruyor göz işaretleriyle "Nesi var?" diye.
Kız arkadaşının omuzuna elini koyup "Hocam sevgilisinden ayrıldı da" diyor.
Hoca kurbağa gibi açıyor gözlerini, gözlerinden mor kıvılcımlar çakıyor "....." diyor içinden.Duyamıyoruz oturduğumuz yerden.
Başlıyor Amasya Tamimini yazdırmaya "yazın be" diyor sinirli sinirli,çıt aranıyor sınıfta çatırtı koparmak için ama nafile.Haftaya sınav var ve ders baraj kurmuş mezunuyetin önünde, 12 Eylül inkılabının maharetiyle.
Başlıyorlar yazmaya,solcu öğrenci de asılıyor kaleme,hoca :"
“Vatanın tamamiyeti, milletin istiklali tehlikededir.
“Hükümet–i merkeziyemiz, itilaf devletlerinin tesir ve murakabası altında mahsur bulunduğundan deruhte ettiği mes’uliyetin icabatını ifa edememektedir. Bu hal milletimizi madum tanıttırıyor." diyor.
Solcu :" Vatanın hamamiyyeti,milletin istikhakı tehlikelüdür.Hükümet-i merkebiyemüz iftira devletlerünün mesir ve macuniyyesi altında mahsus bulunduğundan deruhte ettüğü meririyetün canabetlerini fifaya bildürmemiştür. Bu hal milli takumu macun tanıtmaktadür" diye yazıyor
Hoca :"
“Milletin hal–ü vazini derpiş etmek ve sadayı hukukunu cihana işittirmek için her türlü tesir ve murakabeden azade bir heyeti milliyenin vücudu elzemdir. " diyor kitaptan bakarak,solcu bu defa :
"Milletün hal-ü vajinisini depreştrmek içün ve sadakayı kukuşunu cihana işittürmek içün her türlüm testis ve murakalafattan azize bir hayati zilliyenin anadan üryan vücudu elzemdür." diye yazıyor
Hoca bu defa "
“Bunun için tekmil vilayat-i osmaniyenin her livasından ve fıkra ihtilafı nazarı dikkate alınmaksızın muktedir ve milletin itimadına mazhar üç kadar zatın sürat–ı mümküne ile yetişmek üzere hemen yola çıkarılması icabetmektedir. " diyor.
Solcu hala yazıyor : Bunun içün tekmil valideyi Osmaniyyenin her livatasından birer fıkra bilen nazarı dikkate alınmaksuzun milli olmuş üç zat-ı dikici kişi bulunup sürat-i mülküne yetişmek ile hemen acilen ve derhal yola çıkarılüp kerhanayı karaköyüsüne mülaki olunmalıdür.
Deken ders bitti bitecek Hoca elini kürsüye koyuyor ve "Bu soru olarak çıkabilir muhtemelen "diyor ve gülüyor.
O sırada Reis genelgenin maddelerini kırmızı kalemle başlılar atarak defterine geçiriyor acele etmeden.Solcu gülüyor kıs kıs.
Reis gülüyor pis pis " istersen notları verme erkeksen "diyen bakışlar atıyor suratına tükürür gibi solcunun.
Solcu bu,korkak,pısırık, hain !
Bir hafta sonra yazılı oluyorlar.Hoca sözünün er’i. Çıkacak diyor çıkıyor Tamimin maddeleri.
Reis açıyoe defteri en arka sırada ,defterde ne yazdıysa geçiyor yazılı kağıdına.
Hepsini cevaplıyor.Memleketin kurtuluşu,düşmana karşı verilen milli savaşı bir Reis bilemeyecek de bir solcu mu bilecek. Hah gülerim ben buna..siz de gülün.
Ertesi hafta Hoca sınıfa giriyor, öğrenciler hemen "Kaatları okudunuz mu hocaaam" diye sırnaşıyorlar.Hoca "okudum " diyor. éNotlar nasıl Hocaaam" diyor çalışkan inek sınıfından üç kız bir ağızdan. Hoca "Genelde iyi de.." diyor,sınıfa bakıyor birini arıyomuşçasına.
"Yaa bu Burhan Kılıç kim?" diyor.
Reis yerinden bir kaykılıyor,belli ki en yüksek not onun ,arkadaşları hep bir ağızdan" Ooooo..reizzzzz" diye vuruyorlar sırtına "helal olsun sana"der gibi "Türkiye seninlen gururlaşıyor" der gibi.
Reis ayağa kalkıyor " bıyıklarını dudaklarının kenarlarından aşağıya doğru çekiyor ve "Hocam bana arkadaşlar Kür Şad der,onuniçin çoğu asıl ismimi bilmez" diyor kaşlarını kaldırarak.
Hoca " eyi de yağrucuğum,Amasya tamiminin maddelerini ben size yazdırmadım mı?"
Reis ellerini iki yana açıp "Yazdık ya hocam" diyor sitemkar makamından.
Hoca " Be salak yazdında ben size " Bunun içün tekmil valideyi Osmaniyyenin her livatasından birer fıkra bilen nazarı dikkate alınmaksuzun milli olmuş üç zat-ı dikici kişi bulunup sürat-i mülküne yetişmek ile hemen acilen ve derhal yola çıkarılüp kerhanayı karaköyüsüne mülaki olunmalıdür." diye bir şey yazdırdım mı?" diyor.
Reis " Hocam ben defteri ezberlemiştim,aynen yazılı kağıdına geçtim" diyor.
Solcu sıranın altına doğru kayıyor, ağzını gülmekten masaya yayıyor.
"Getir bakayım yağrucuğum defterin" diyor Hoca.ris defteri kaptığı gibi kürsüye konuyor,bir elinde oltu taşı tesbih,yakasında bir hilalin içinde sinirli bir kurt.
Açıyor hoca defteri ,okuyor, ellerini sıkıyor, reise bakıyor.Ön sıradan inek familyasından kızların defterlerini istiyor,defterlere bakıyorlar, o maddelerden hiç biri yok.
Reis bir deftere bakıyor,bir gülmekten kızıl kominis kesilmiş solcuya..
Bir deftere bir solcuya..
Bir deftere..birden gözlerini açıyor revirde
"Bana bu yapılırmıııııı?" diyor.
Bayılıyor.
YORUMLAR
Bazen bana da olur "ben derim İstanbul boğazı, karşı taraf der ki Çanakkale dolaylarında bir hararet bir hararet".
Allahtan beyfendi yazıyı "dikkatle" okumuş ( bknz. Mehmet ORTA 06 Aralık 2010 Pazartesi 00:47:34 yorum) ya bir de dikkatsizce okusaymış mazaallah.
Erol hocam sen gönlünü ferah tut anlayan anlayacağını anladı, alan alacağını aldı. O günleri yaşayıp ta o günlerde kalmayanlar için ufak bir nostalji şöleni idi yazınız, benim gübü :-)
Saygılar, selamlar
erolabi
Hakikatten o günleri yaşamayanlar için veya yaşayıp da etrafındaki olayları algılamayanlar için anlaşılması zor dönemler.
Fakat insan birazcık esnek,ben çok derim "biraz esnaf ruhu taşıyacan" kardeşim.Bir gün kesmece karpuz satan bir tezgaha yanaştım.
Tezgahın başında bir delikanlı, "efemmbüyrün.kesemece ...beğenmezsen alma" ağızları yapınca durdum."Kes bi tene hele" dedim.Kesti ,çıkardığı parçayı bana verdi,attım ağzıma.Nefis bir karpuz seçmiş.İçimdem dur dedim bu delikanlı kaçkilo bi bakıyım.
"eğenmedim...kalsın"" dedim yürümeye başladım..Arkamdan başladı bağırmaya..
Nerelisin ? dedim. O kadar !
Bu yaz bizim burda bir manav açılmış.Baba oğul çalışıyorlar.Biraz pahallı olmasına rağmen halden iyi mal çekiyorlar,kendi tabirleriyle.
Karpuz istedim."Abi beğenmezsen çöpe at,ben parasını iade ederim" dedi.
O akşam karpuzu afiyetle yedik.
Nefis,tadı beynime yapıştı,soğutmuştum da.
Ertesi gün gittim çocuğa " Vallahi ,billahi bir kısmını çöpe attım" dedim.
tamam abi dedi..Ne kadar vermiştiniz aklınızda mı?
"Dur yaa.. ben kabuklarını çöpe attım..az kalsın onları da yiyecektim dedim.
İnsanımız gülmesini unuttu.
Şu beşiktaş Bursa maçından önceki meydan muharebelerine bir bakarmısınız ?
Bu ne ciddiyet..
Bu ne alınganlık ?
Bu ne öküzlük ?
Önce sokağa atıyoruz çocukları,yaşlıları,zayıfları..
Sonra da sosyal procelerlen milyomlşar(yeni paraylan) döküp pislediğimiz yeri mescid yapmaya çalışıyoruz.
Mehmet Kardeşimin yorumu tam kaliteli olacakken... def-i hacet eylemiş yazdıklarının ortasına..
Ama ben beğendim yine de..
Saygı ve selamlarımı sunarım
Sevgili ferromuratti,
Her şey benim için tersine döndü. Deşifre olduğum için artık "erolabi "ismini de kullanmayacağım.Ve artık görevli olarak bulunduğum bu sayfadan,bu ülkeden maskesi yırtılmış,kim olduğu anlaşılmış bir "Zortto" edasıyla gitmek zorundayım.
Evet itiraf etmeliyim ki,ülkenizdeki solcularla sağcıları kamplara bölüp,çakıştırmak istedim.
Evet,ben bu tür yazılar yazarak acan provotorifiterolluk yaptım.Ne inkar ediyim.
Fakat sizin sağcı ve solcu büyüklerinizi çakıştırmak için aradığımızda lüx otellerin havuzlarında yakalayabildik.
Onlar da "bu sezon çakuşmayuk" dediler.
Bu arada artık hakiki adımlşa hitap edersen sevinirim .Hakiki adım Wüçü Wüzü Gaxssadaci Kuppupunkulupupu.
Ve ben TIKOLONŞOLKO adlı bir gezegnden görevli olarak gelmiştimdi.
Ben de bu gezegendeki görevimden alındım.
Ve daha küçük bir gezegen olan KUŞUMUNKUŞU adlıgezegene atandım.
Çocuklar alışmıştı aslında sişzin gezegeninize.Büyük oğlum sizden bir insan kızıyla çıkıyordu.Geçen akşam kızı son defa uçurdu. Uçarak Ay'ın eteklerine gittiler.
Onlar bir de çocuk bekliyorlardı.
Gezmeye gideceklerdi, bizim bahçede duruyorlardı "Ne bekliyosunuz ?" diye sordum .Bana " Bizim sınıftan bi çocuk var o gelecek de onu bekliyoruz" dediler.
Berrak ve temiz kardeşim...benim tarafım neeresi,ben hala bulmuş değilim sen anladıysan bana da anlat bi yol.
Keşke bu yazılanlar bizzat yaşadığım olaylar diyebilseydim..
kerşke bu anıdaki reisle hala görüşürüm ,hemşerimdir,arkadaşık diyebilseydim.
Keşke bu şakayı bizzat ben yaptım diyebilseydim..
Ama diyemiyorum.
Dilim varmıyor.
Demiştim ya...
Hasta olma sakın..
Ben de kardeşimin gözlerinden öperim
erolabi tarafından 12/6/2010 10:45:48 PM zamanında düzenlenmiştir.
erol abi ben seni kısdırdımmı yoksam aşkolsun...
abi senin yanın benim yanım. biz aynı yerden muhabbete bağlıyız hamdolsun.
İnsan kardeşine kızmaz, hatta kızamaz böyle bir lüksün yok Allah a şükür.
SAna bir şey desem inanırmıın bilmem abi;
yada inanıp inanmaman da diyeceklerimi etkilemez. DEdimki yazıyı okurken,yahu hadi bunu falanca yazdı ve falanca adamda yedi sınavı geçemedi...
Erol abi nasıl oldu da bu satırları aklında tuttu ki..
Yazan erol abi dedim kendi kendime..
Ve belkide onun için dedim abi senin yerin belli diye. Hani o 12 telli bıyıklı abiye karıncanın belini incitmeyecek türden bir şaka yapmışsın ya. E o sana bakmış karşı taraf gözüyleki enin arkadaşın bende seni o abinin yanındaki adam zannetmişim çok mu.
Abi benim bir asker arkadaşım varı diyarbakırlı. Adam harbi adam ama.
Ahmet kaya hastası, benide çok sevdiğini söyer ikide bir
derki sen başkasen muro.
ozaman söyle dedim uğur baba
benimi daha çok seviyorsun ahmet kaya yımı? abi hep ahmet kaya der O.
bende hep sorarım inadına.
şimdi senin kim olduğun bizim için en azından benim için bir ehemmiyet durumunda değil. Benim bir tanede daha abim oldu biliyorum ben. Tabi bunu devam ettirmek gene bizim elimizde.
Yahu aşk mektubu gibi mesaj yazdım sana. Ban gönderdiğin kurbanlığın döşünden güzel bir kavurma yapıp bırakıyorum sayfana. Adamı hasta etme.
Ellerinden öperim.
dedik....
:))) Gardeşime bak..
Ben senin ne demek istediğini naladım kardeş..
..
yok öyle..kırılmak gücenmek..
ben eskiden o siyasi dönemlerde bile sevdiğim arkadaşlarıma ..
tembih ederdim...
""ola ki bana kurşun atarsınız vurulurum...
ölürsem hesap Allahın huzurunda..
ölmezsem ertesi gün çiçeğini kolonyanı alıp gelicen geçmiş olsuna gelmmezsen o zaman vurdun beni..
biz de kırılmak yok..
Memedim yanlış anlamış..
kızmış..
vatanı böldürmemek için salmış kelimeleri biraz..
bir o kadar çiğ değiliz..
anlarız adamdan ..
o da iyi adam..
Mehmet Orta içini dökmüş..Sevdim.
Ama olay sağcı solcu olayı değil..
O işin biberi,sumağı,acısı.
Kardeşim..
Kendine iyi bak..
Biz büyük bir milletiz..
Yüreğimizdeki sevda...
renk körüdür..
bakmaz karaya beyaza
Sevgilerimle..
Dostluklar zor kurulur...
Öyle ha diye de yıkılmaz.
Yıktırmayız..
Abi eğer anlatmak istediğin sağ sol çatışması ise bu yazı onu anlatmaz bak ben sana diyim:)
Hayır yapılan yorumlar sanki illede onu anlatmışçasına. Bir kere daha kendi anlayışsızlığıma kızıyorum, kızıyorum kızıyorum.
Ne biçim adamsın oğlum öküzmüsün anlamıyorsun diyorum..
Sonra bir daha okudum yok. Nato kafa nato mermer. Anlamayan anlamıyor işte.
Sen yoksa çaktırmadan, derin derin falan...
Eğer böyleyse tırsarım senden bak haberin olsun.
Bende anı diye Eyvah yandı garibim diye güle güle ookudum sonun tahmin ederekten, hoş revir aklıma gelmemişti ama oda ayrı bir nokta.
İnan ne kötü niyet, nede ,iyi niyet sezdim. Ha senin tarafın belli. Bende sağ sol yok hamdolsun. Ama güldüm orta yollu, pis solcu ile , bıyıklı reise.
Okulda hocalar'a neler demedik ki kendimiz size nasıl demişsiniz diye yazabileyim.
Saygılarımı sunarım...
erolabi
Her şey benim için tersine döndü. Deşifre olduğum için artık "erolabi "ismini de kullanmayacağım.Ve artık görevli olarak bulunduğum bu sayfadan,bu ülkeden maskesi yırtılmış,kim olduğu anlaşılmış bir "Zortto" edasıyla gitmek zorundayım.
Evet itiraf etmeliyim ki,ülkenizdeki solcularla sağcıları kamplara bölüp,çakıştırmak istedim.
Evet,ben bu tür yazılar yazarak acan provotorifiterolluk yaptım.Ne inkar ediyim.
Fakat sizin sağcı ve solcu büyüklerinizi çakıştırmak için aradığımızda lüx otellerin havuzlarında yakalayabildik.
Onlar da "bu sezon çakuşmayuk" dediler.
Bu arada artık hakiki adımlşa hitap edersen sevinirim .Hakiki adım Wüçü Wüzü Gaxssadaci Kuppupunkulupupu.
Ve ben TIKOLONŞOLKO adlı bir gezegnden görenli olarak gelmiştimi.
Ben de bu gezegendeki görevimden alındım.
Ve daha küçük bir gezegen olan KUŞUMUNKUŞU adlıgezegene atandım.
Çocuklar alışmıştı aslında sişzin gezegeninize.Büyük oğlum sizden bir insan kızıyla çıkıyordu.Geçen akşam kızı son defa uçurdu. Uçarak Ay'ın eteklerine gittiler.
Onlar bir de çocuk bekliyorlardı.
Gezmeye gideceklerdi bizim bahçede duruyorlkardı "Ne bekliyosunuz ?" diye sordum .Bana " Bizim sınıftan bi çocuk var o gelecek de onu bekliyoruz" dediler.
Berrak ve temiz kardeşim...benim tarafım neeresi,ben hala bulmuş değilim sen anladıysan bana da anlat bi yol.
Keşke bu yazılanlar bizzat yaşadığım olaylar diyebilseydim..
kerşke bu anıdaki reisle hala görüşürüm ,hemşerimdir,arkadaşık diyebilseydim.
Keşke bu şakayı bizzat ben yaptım diyebilseydim..
Ama diyemiyorum.
Dilim varmıyor.
ferromuratti
abi senin yanın benim yanım. biz aynı yerden muhabbete bağlıyız hamdolsun.
İnsan kardeşine kızmaz, hatta kızamaz böyle bir lüksün yok Allah a şükür.
SAna bir şey desem inanırmıın bilmem abi;
yada inanıp inanmaman da diyeceklerimi etkilemez. DEdimki yazıyı okurken,yahu hadi bunu falanca yazdı ve falanca adamda yedi sınavı geçemedi...
Erol abi nasıl oldu da bu satırları aklında tuttu ki..
Yazan erol abi dedim kendi kendime..
Ve belkide onun için dedim abi senin yerin belli diye. Hani o 12 telli bıyıklı abiye karıncanın belini incitmeyecek türden bir şaka yapmışsın ya. E o sana bakmış karşı taraf gözüyleki enin arkadaşın bende seni o abinin yanındaki adam zannetmişim çok mu.
Abi benim bir asker arkadaşım varı diyarbakırlı. Adam harbi adam ama.
Ahmet kaya hastası, benide çok sevdiğini söyer ikide bir
derki sen başkasen muro.
ozaman söyle dedim uğur baba
benimi daha çok seviyorsun ahmet kaya yımı? abi hep ahmet kaya der O.
bende hep sorarım inadına.
şimdi senin kim olduğun bizim için en azından benim için bir ehemmiyet durumunda değil. Benim bir tanede daha abim oldu biliyorum ben. Tabi bunu devam ettirmek gene bizim elimizde.
Yahu aşk mektubu gibi mesaj yazdım sana. Ban gönderdiğin kurbanlığın döşünden güzel bir kavurma yapıp bırakıyorum sayfana. Adamı hasta etme.
Ellerinden öperim.
Sayın erolabi,
Yazınızı bir anı tadında okudum.
Benim takıldığım nokta; yazınıza yapılan yorumlar.
Bugün artık biliyoruz ki, 1980 öncesinde yaratılan çatışma ortamı ile Türk toplumu kargaşaya itilmiş ve bu kargaşa ortamından faydalananlar( oyunu oynayanlar) Türk ekonomisinin ,Küresel ekonomiye eklemlenmesini sağlamışlar ve bugün, bizleri üretemeyen bir toplum haline getirmişlerdir.
O günlerde, iki gurup arasında meydana gelen çatışma ortamını hazırlayanların, aynı kaynak olduğunu tarih bize öğretmiştir.
Bu bakımdan yorumlarda ki ifadelerin gereksiz olduğu kanaatındayım.
Geçmiş, zihinler de bir anı olarak yaşatılabilir. Ancak,bugün yapmamız gereken; bir ve bütün halinde, Ülkemizi düştüğü bu halden( üzülerek belirteyim ki, sömürülen bir ülke halinden) kurtarmak adına gayret göstermemizdir.
Saygılarımla.
bekir güçlüer tarafından 12/6/2010 1:09:40 PM zamanında düzenlenmiştir.
erolabi
İsabetli düşüncelerinizden dolayı sizi kutlarım.Sizinle aynı fikir ekseninde olduğumuzu açık yüreklilikle söyleyeyim.
Ben o yazıda sağcı-solcu-faşist-kominis diye adlandırırken anılarımızda kalan ve artık hatırladığımızda yüzümüzde bazen muzip bir tebessüm,bazen de göz yaşı bırakan gençlik günlerimizin anlamsız kavgalarının ,saçma sapan çatışmalarının gözlerimizin önüne düşmesini arzuladım.
Sağcı solcu benim için farketmez...
Kumaş alırken metre,süt alırken litre, meyve alırken kilo ve insan seçerken erdem ölçülerini kullanırım.Ağırlık ölçülerini de karıştırmam,ve dikkat ederim.
Binlerce genç toprak altına gitti..
Hangi liderin oğlu "Şehit" diye omuzlarda taşınıp mezarlıklarda terkedildi..
Ölen Anadolunun gençleri..
Öldüren Anadolunun gençleri
Ya ÖLDÜRTEN !!!
Benim bir arkadaşım var. Feci Ülkücü,hala devam eder çalışmalara..
12 Eylülde aynı spor salonunda kalıyordu gençler. Sağ-sol -İslamcı...Aynı yastığa baş koyduk dün sokakta karşılıklı silah sıktığımız arkadaşlarımızla..
Benim arkadaş asker ihtilal yaptığından önceleri "Kahraman Memedim" ayakları yapıp iyi bir dayak yiyince başı önünde gezdi aylarca.
Ne hale geldik...
Hakli ve yerinde tesbitlerinizde çok haklı olduğunuzu bir kez daha yinelerken,
saygı ve selamlarımı sunarım
Değerli Kardeşim Mehmet Bey...
Kıymetli yorumunuza öncelikle teşekkür ederim. İnanın hoşuma giiti. Yorum böyle olmalıdır dedim. Ne düşünüyorsa,nasıl görebildiyse insan,ne anlayabildiyse,içinde ne varsa dışında da ,yazısında da o hal olmalı.Tebrik ederim. Ben memnunum,sizin gibi değerli kalem üstadları ile böylece tanışıyorum,müşerref oluyorum.
Tabi şu da bir hakikat ki ; düşüncelerini alenen yazmak erdemli bir davranış olsa da,bu fikirler doğru olmayabilir de aynı zamanda. Sölenmek istenen anlatılamamış olabilir,anlaşılamamaış olabilir.
Ben size bu yazdığım,sizin de haklı olarak, mizah mı? anı mı? ne olduğu belli olmayan ve büyük bir nezaket ve Türk İslam sentezi ile yoğrulmuş ifadeler kullanmanıza sebep olacak hal'de olan yazıyı gecenin bir yarısında Oliver Sacks'ın Uyanışlar adlı kitabını okurken eski okul günlerim aklıma geldi ve bizzat yaşadığım bu vakıayı hızlı ve kısa bir şekilde yazdım.
Bana gösterdiğiniz tepkiyi anlıyorum.
Anlayamadığım insan pisliğine benzettiğiniz (ki burada büyük bir teşbih numünesi tertip etmişsiniz,hakikayyen bayıldım) yazıma gösterdiğiniz tepkiyi, Yiğit bir Alperen olarak Anadolunun dağlarında yaşayan din kardeşlerinize insan pisliği yedirilirken gösterip gösteremediğiniz?
Sadece merak,lütfen yanlış anlamayınız..
Belli bir gurubun diğerine cepheleşmesini istediğim,bölücü ve provakatör olduğumu söylediğinizde inanın içim titredi. Yok o Türk titre ve kendine dön bab'ından değil, bu kadar şeyi bir arada yapmanın çetinliğinden olsa gerek.
Yaşınızı bilmiyorum ama siz de en azından 12 Eylül Mahkemelerinin "bir sınıfın diğer sınıf üzerinde tahakkümünü tesis etmek" diyerek suçlardı insanları.
Bizim komşumuz Mümine ablanın o zamanlarda bir oğlu vardı Öküz Sabri derdik biz ona. O yıllarda bizimle beraber bir müddet içerde kaldı.Yargıçlar ona da aynı suçlamayı yapınca izah etmek zorunda kaldık. "Bir sınıfı diğerinin üzerine salıyomuşun Sabri,hakim fena kızdı" derdi arkadaşlar. Sonra gülerdik hep beraber,sağcısı,solcusu,akıncısı...bütün çilekeşler.
Vallahi ben kin ,nefret ve salya kokusu alamayan bir insan olduğumdan yazıyı bir defa daha okudum,göremedim yine.
Nerde bu salyalar....
Ki salya dedin mi yayla aklıma geliyor. İlyas dayı'nın köpekleri ve koyunları ..
O iki çoban köpeği koca koyun sürüsünü kurtlardan ve ayılardan muhafaza ediyormuş.İnanamadım ilk önce,ama onları yabancı bir köpeğe saldırırken görünce ,salyalarıyla yıkadılar adeta,inandım.
Fakat şunu belirteyim , (tabi bu yazıda asıl vurguladığınız "insan pisliği" olduğundan o cihetten baktım yazdıklarınıza) yazıyı okurken yediklerinize karıştığını ve mikroplara bulaştığınızı iddia ettiğiniz insan pisliği göremedim. Sizin rahatsızlığınız başka bir mikrıptan olabilir, Allah şifa versin, havalar da soğuk aman dikkat edin.Bizim Doğulu köylü kardeşlerimiz yedi, onlara bir şey olmadı, aman kollayın kendinizi,C vitaminini de ihmal etmeyin bu arada.
Aslında sizin yorumunuzdan sonra belki daha mizahi olur diye yer yer yazının içine bölücü sloganlar ve provakatif imgeler veya bir sınıfı diğerine cepheleştiren afişler asayım diye düşündüm,sonra vazgeçtim.
Hani olabilirdi bir satırın sonuna " Biz sizden on basarık","Bir ben bütün dünyaya bedelim, Ya sen neye bedelsin","Ne mutlu köftem var diyene" veya en acılısından "erolabi buraya pisledi" diye yazardım,uyarmak için ,üstüne basıp düşmesinler veya sizin teşbihiniz gibi "Yemeklere katmak" gibi bir eylem içinde olmasınlar.
İyi niyet görmediğinizin,bundan sonra da böyle bir ihtimal olmadığı anlamına gelmediğini belirterek farkında olduğumu söylemeliyim.
Fakat ileride bir zaman diliminde eminim "iyi niyetle" okuduğunuzda aynı satırları bulacaksınız "iyi niyet" in en alasını. Bir Türk büyüğü hani ömrünün son demlerinde ,hayatını fikirlerine karşı kurguladığı Nazım'ın şiirlerini okumaya başlamıştı.
Dün gibi aklımda...
Saygı ile bitirdiğiniz insan pisliği ve hayvan pislikli,salyalı bölücülü,provakatörlü yazınızı eleştirel açıdan bakınca beğendim.
Bundan sonra daha temiz ortamlarda sohbet etmek ümidiyle hoşçakalın Kardeşim.
Mehmet ORTA
---allah bir sivri sineği misal vermekten çekinmez...
--selam ve dua ile....
anlatımlarım kişiye özel değil okuyan herkese yöneliktir...yayınladığınız andan itibaren yazınız sizin değil okuyan herkesindir abim...sizi çok seviyorum...şahsınıza alınacağınızı hiç düşünmedim alındığınızı da hiç düşünmüyorum..dostunuz olduğumu hissetmişinizdir..12 eylüle dek hep ocaktaydım..ayrıca..bir bedenin değil yüzbinlerin acısıyle kahroldum..bir idamın değil onlarca urganın ilmiği vardı boynumda..bunları rızayı bari için yaşadım..şikayetimde kinim de yok kimseye..allah ve rasulunun dostları dostum düşmanları düşmanımdır..selam sevgiliye aline ve sevenlerinedir..
Zevkle okudum efendim...Gerçekliği şüphe götürmez bence...Olmasa da keyfe kafi..Çok güzeldi ve de eğlenceli...
erolabi
Üniversite yıllarımızda bir arkadaşımıza yaptığımız küçük bir ders verici şaka olduğundan daima tebessüm takar yüzüme.
Ben de okuyanların yüzü sabahın soğuğunda küçük de olsa tebessümle başlasın Pazartesi gününe diye yazdım.
Değerli yorumunuza şükranlarımı arz ederim
bu yazıyı dikkatle okudum..mizah desem mizah değil..hatırat desem hiç değil..
olsa olsa belirli bir grubu diğerine cepheleştiren bölücü ve pravaktörlük yapan kin nefret ve salya dolu bir yazı..
yazıda yazılanlar çoğu kez yaşanılan şeyler..hayvan yada insan pisliği bitkiler için toprağa gömülürse rahmettir...
fakat kitaplara yemeklere katılırsa hastalık ve mikrop saçar..
lvukuundan şuyuu beter olan şeyleri yaymak ardında iyi niyet görmedim özür dilerim..saygımla.