Yoksa Dördüncü Dünya Savaşı Mı?
Mahallenin asgari ücretlisi, uçan kuşa borcu olan adam köşe başındaki kasaba uğrar ve hışımla et doğrayan kasaba; “ İki kilo pirzola…” dediğinde kasap şaşkınca bakarak “200 gram mı?” der. Adam gülümseyen yüzle “ 2 kilo” yanıtını bastırarak tekrarlar. Kasap pirzolaları tezgâha çıkardığında içinden; “ Bu işin içinde mutlak bir şey var. Yoksa bu adama piyangodan para mı çıktı ki?” diye kafasını iki yana sallayarak pirzolaları ezer. Kasap göz ucuyla seyrettiği haberlerde “Wikileaks” sözüne takılı kalmadan kanalı değiştirdi.
Şimdi her yerde “Sana da çıkabilir” sözünü işitecek ve milli piyangoyu “Ya çıkarsa” diyerek üçer beşer alacaksınız. “ Havalar da artık soğudu. Kış kafasını uzattı. Seçimlerde baharı atlattık mı, karşımızda… Şu sıralar kömürü bilmem ama bedava dağıtılmayan doğalgaz bir çok ailenin ocağını fena yakacak!...
Durmayın, alın bir bilet sizde umutlanın yeni yıla…
Yalnız büyük ikramiyelerden birini yakaladığınızda sakın ola ki, asgari ücretlinin yaptığı gibi kasaptan iki kilo pirzolayı birden istemeyin. Mahallenizin diğer kasaplarını da dolaşın, hepsinden ayrı ayrı 300’er gram alın ki, kimse şüphelenmesin! Allah korusun mafya, aç kurt gibi ensenizde olmasın...
Gelelim kasabın es geçtiği ve dünyayı kasıp kavurup ülkeleri birbirine düşüren ABD Elçiliklerinin dedikodu belgelerine… Şimdi kaç vatandaşımız bu konu üzerinde bilgili, ben önce onu merak ediyorum. “Wikileaks” sözcüğüne basından “Çuvala sığmayan mızrak” dendi. Sözlüğe baktım. “Wiki” tek başına bir sözcük, devamı olan “leaks”a baktım, karşılığında “Sızıntı” yazıyor.. Neyse biz sözcüğün anlamını bir kenara bırakalım da basının ve siyasilerin de ilgi odağı olan gelişmelere, bir yorumda ben yazayım;
Irak Savaşı’nda eşcinsellikle suçlanan bir askerin, bilgisayardan anlayan arkadaşı Adrian Larno ile temasa geçerek ABD’ye ait şok belgelerin Norveç’in başkenti Stockholm’de yerin 30 metre altında sıkı korunan ve teknoloji harikası sığınaktan dünyaya deşifre edilmesi öyle basit bir siteden yayımlanan bir aktarım değil. Belgelerin yayımlanmasıyla kafamda kuşkular oluştu… Belgelerin yayımlanmasından çok, “İkinci 11 Eylül harekâtı” adı verilen gelişmelerin arkasında kimler ve hangi devletin olduğuydu.
Amerika mı?
İsrail mi?
Yoksa üçüncü dünya devletlerinden birisi mi?
Geriye uzaydan gelenler olmadığına göre hangi ülke dersiniz?
Site üzerinde baskı ve kapatmalar devam etse de başka adreslerden belgeler akmaya devam ediyor…
Amerika desem, zorda kalan bu ülke, özür dileyerek olayın doğruluğunu da onayladılar. Çıkarlarını düşünen ve üçüncü dünya ülkeleri üzerinde sürekli senaryo üreten bir ülke olarak ABD’den her şey beklenir diye şüphe kapısını açık bırakıyorum.
İsrail mi? Başbakan Erdoğan’ın Davos çıkışından sonra Akdeniz’de meydana gelen Mavi Marmara Gemisi’ne baskının ardından gerilen ilişkilerimiz sonrası hükümetleri zorda bırakmak adına İsrail’in oynadığı bir oyun mu?
Yoksa senaryoyu uygulayanların amaçları Ortadoğu ülkelerini bir birine düşürerek Iran’ı da yem seçip, savaş olasılıklarını artırarak coğrafyayı yeniden şekillendirmek mi? Bakın belgelerin odak noktasındaki ülkelere;
Başta Türkiye, Irak, İran, Azerbaycan, Arap Ülkeleri, Rusya ağırlıkta…
ABD dünyadan özür diliyor… Dışişleri bakanları ve devletin ileri gelenleri bir araya gelerek belgelere aldırış etmeden dostluk mesajlarını vermeye devam ediyorlar… Arık bundan böyle devletler daha dikkatli olacak. ABD’nin elçiliklerinin davetlerine temkinli gidilecek. Politikacılar ulu orta istediği her şeyi konuşamayacak zira köstebekler her tarafı sarmış… Bundan sonra politikacılar suskunlaştırılacak. Yoksa istenen bu muydu?
Belgeler dünya da olduğu gibi Türkiye’de de yankı buldu. ‘Başbakan Erdoğan’ın İsviçre’de parası var’ dedikodusu, CHP ile sürtüşmeyi devam ettiriyor. Seçime kadarda devam edeceğe benziyor. Rusya’nın PKK’ya mafya kanalı üzerinden silah yardımı yaptığı belgesi de gündemi oldukça sarstı… Amerika’nın da yardımı da deşifre edilince bizim tahmin ettiğimiz ve kanıtlayamadığımız görüşler belgelenmiş oldu. Yani PKK’nın taşeronları belli oldu.
Yılbaşı geliyor!...
Yine televizyon kanalları reytinglerin kendilerinde olması için birbiriyle yarışacak. Dar gelirli vatandaşlar pijama ve terlikleriyle televizyonun karşısına mıhlanacak! Şampanyalar ise Uludağ’ın zirvesinde patlayacak! “Wikileaks”ın sızıntısı dünyaya akmaya devam etse de yılbaşı gecesi kimsenin umurunda olmadan herkes kendi mikisini oynayacak!...
Dünya sahne, bizler ise oyuncular…
Bakalım yeni yılda final nasıl olacak?
Daha kim ve hangi ülkelerin canı yanacak… Ortalık nasıl karışacak onu da hep birlikte yaşayacağız. Umarım, Enistein’in “Üçüncü Dünya Savaşı’nı bilmem ama Dördüncü Dünya Savaşı taş ve sopa ile olur” sözü gerçekleşmez…
Herkese barış dolu yıllar dileği ile…
Ertuğrul Erdoğan
5 Aralık 2010/Bursa
YORUMLAR
Finalde BARIŞ kelimesini sıkı sıkı vurgulamanız yazının bütününe bedeldi...
Sevgiyle...
erterd
yorumunuza teşekkür ederim,
sevgilerimle
ertuğrul erdoğan