8
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1307
Okunma

‘’ Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kuran halkların tümüne birden , Türk Milleti denir. ‘’ Mustafa Kemal Atatürk.
Türkiye’nin, tamamen Türk soyundan gelen, saf bir ırkın vatanı olduğunu iddia edenler, diğerlerini ( Lâz, Kürt, Çerkez, Arnavut, Boşnak, Gürcü vb. ) üvey evlât gibi görenler, dışlayanlar, onlara asimilasyon uygulamak isteyenler, davalarında haklı değillerdir.
Bunun gibi, kendilerini Türk Milleti’nin haricinde, ayrı bir millet gibi gören, bu milletin bireyleri olmayı reddedip ayrımcılık yapan, bu ülkeden koparmak istediği vatan toprakları üzerinde, ayrı bir devlet kurmak isteyenler de, haksızdırlar.
Türk Milleti kavramını bir baba olarak kabul edersek eğer, diğerleri de onun evlâtlarıdır. Türk oğlu Lâz, Türk oğlu Kürt, Türk oğlu Arnavut, Türk oğlu Çerkez, Türk oğlu Boşnak vb.
Bu milletin bireyleri olmak, hepimize ancak onur verir. Bu herkes için öyle olmalıdır.
Ne Osmanlılar, ne de Atatürk’ün askerleri, Anadolu’da bir Kürt devletini, bir Çerkez devletini işgal etmemişlerdir. Öyleyse bu grupların, özellikle Türkiye Cumhuriyeti ordusunu, işgalci olarak suçlamaya hakkı yoktur.
Onları dışlamaya kalkanları, asimile etmek isteyenleri engellemek ve hatta cezalandırmak ise, hem devletin hem de milletin görevidir.
Hal böyle iken, aslında çoğunluk olarak bunu kabullenmişken, yıllardır birbirinden kız alıp vererek akraba bağlarını ilerleten bu grupları, kendi menfaatleri doğrultusunda kışkırtan iç ve dış güçler, özellikle Kürtleri devlete karşı ayaklandırma safhasına kadar varmışlar ve yıllarca kan dökülmesine sebep olmuşlardır.
Kürtlerin ya da başkalarının, bu ülkenin topraklarından, bir karış kopartmak, ayrı devlet kurmak gibi rüya ya da emelleri asla gerçekleşemeyecek boş hayaller olarak kalmaya mahkumdur. Başkalarının kışkırtmaları sonucu, bu rüyada ısrarcı olmak, yıllardır olduğu gibi, iki tarafa da çok pahalıya mal olacaktır.
Bu milletin birer parçası olma gerçeğini görmek ve birlikten beraberlikten olmayı kabullenmek ise, herkesin olduğu gibi, tüm insanlığın da yararına olacaktır.
Ülkede ayrım varsa, asimilasyon hareketleri varsa, dışlama isteği varsa, tüm halklar birlik olup, dayanışma içinde mücadele etmelidir.
On iki Eylül öncesi başlayan sol hareketin amacı buydu işte : Sömürüye,ayrımcılığa,ırkçılığa baş kaldırı ! Ne yazık ki hedef alınan sömürü grupları, hakim güçler, karşılarına dikilen bu gücü bölerek kırmayı denediler ve başardılar da.
Solculuğun adı, birden bire ‘’ Kürt Milliyetçiliği , devrimin adı ‘’ Kürt devleti kuruluşu ‘’ oluverdi.
Hangi bilinçli solcu bunu kabullenir ? Solculuk ne diye bölücülük olsun? Amaç, bölücülük değil, ilericik, çağdaşlık, hak ve adaletti ! Ezilen, sömürülen halkların bir araya gelip, sömüren, ezen, hakim güçlere karşı baş kaldırıydı yapılmak istenen.
Son yıllarda, solculuktan söz etmek zorlaştı ülkede. Neredeyse PKK’lı olmakla, vatan haini olmakla, terörizmi savunmakla eşdeğer bir anlam taşımaya başladı.
Kazanan kim oldu ? Kürt olmayanların Kürtlere karşı sempatisi, güveni azalmadı mı ? Araya kan, kin, düşmanlık tohumları girmedi mi ? Hep birlikte kaybetmedik mi ? Silah tüccarlarının kasası dolarken, ülkede eğitime, sağlığa kaynak bile ayrılamaz oldu. Gelirimizin ne kadarını silahlanmaya ayırıyoruz, farkında mısınız ?
Bırakın ayrımcılığı. Atatürk’ün dediği gibi ; Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran tüm halklar olarak, Türk Milleti olarak, sömürüye, zulme, ayrımcılığa, kışkırtmalara karşı tek vücut olarak birlikte mücadele edelim.
Silah tüccarlarının değil, bizden barış ve huzur içinde yaşanacak bir dünya bekleyen çocuklarımızın, torunlarımızın, sevdiklerimizin, dostlarımızın yüzlerini güldürelim.
Unutmayın ; dedelerimiz göğüs göğüse savaşıp, şehit olduklarında da koyun koyuna yattılar bu vatan topraklarında. Bizler kardeşten başka bir şey olamayız. Doğanın kanununa aykırı olur. Kanlarımız çoktan karışmış, yazılarımız da öyle.
Bu vatan bizim ; hepimizin ! Türk Milleti’nin bir parçası olmayı kabul eden, ayrımcılığa taviz vermeyen, bir arada yaşamak isteyen herkes bizdendir.
Fikret TEZAL