- 1049 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GÜZELLİĞİNDEN ŞİKÂYETÇİYİM
Güzelliğinden şikâyetçiyim;
Hızlı geçen bir zaman aralığında damarımdan ağırdan ağırdan geçtin bir uyku gibi. Bütün hücrelerime basarken, havayı bile uyandırmayacak kadar usulca kendini hissettiren kokunu ben duydum: Bütün hayret ve hayran duygularıma bir selam çaktı geçti, sanki kayaları okşayan bir pınar gibi aktı geçti.
Güzelliğinden şikâyetçiyim;
Simanın dolgunluğu beni içinde kaybedebilecek kadar hafif bir derinlik katmış yanaklarınla dudak uçlarının hemen üstündeki gül bahçesi parçası arasına. Kaybedecek ve bir daha izime rastlanılamayacak kadar…
Güzelliğinden şikâyetçiyim;
Teninin sıcaklığını hissetmek için dokunmaya gerek duyulmasını kaydeden bütün kitaplara tek cümlelik bir savunmam var: Gül de bülbülü kendine dokundurtmadan bile yakar. Zavallı matematiği aciz bırakacak kadar hızlı geçen zaman kavramımda; kaç asırdır soğuk ve ücra köşe ve bucaklarımı tek bakışla eriten tek gülüşle buharlaştıran ve tek kımıldamayla hararetlendiren bir başka varlığı dünya gözleriyle gördüm, diyemem ve böyle bir ateşi daha önce buzullarıma sürdüm diyemem.
Güzelliğinden şikâyetçiyim;
Yetmez çoğu zaman çok duyguları aza indirgeyip insan beynine yakınlaştırmak için kelimeler. Beni en iyi anlayan Orhan Veli nağmelerine sarılmaktan başka bir çare göremiyorum rüya ve gerçek arası senin varlığın karşısında: “Bilmezdim şarkıların bu kadar güzel/ Kelimelerinse kifayetsiz olduğunu/ Bu derde düşmeden önce.”
Senin ağzından beynimin havuzunu tek damlayla taşıran bal kelimelerinin aciz lügatimin üzerindeki tesirini ifade etmek için deryalar kadar kütüphaneleri yettireceğimi sanmıyorum. Ve yine sanmıyorum ki; “olabilirlik” kavramını anımsatan “sanmak” tabirini bile kullanmağa cesaretimin gerçekten olduğunu.
Güzelliğinden şikâyetçiyim;
Yeryüzü üzerindeki bütün heykeltıraşlar; hiçbir heykeli üzerinde gösteremedikleri kıvrımlara, yeryüzü üzerindeki bütün ressamlar; çizdikleri hangi tablo olursa olsun ortaya koyamadıkları renklerin ve nihayetinde gün yüzüne çıkarmak istedikleri maalesef ümitlerinin kırılmasına tekrar boyun eğmelerine razı ettiren parlaklığa tek göz çarpmasıyla senin üzerinde görebilirler: Öyle parlak öyle görkemlisin ki; yarı gecenin zifiri karanlığında seni görmeyen kör gerçek kördür.
Güzelliğinden şikâyetçiyim çünkü kelimeler yetirmekten acizim güzelliğin karşısında.
Mehmet Durak
5 Kasım 2010
YORUMLAR
Mehmet Durak
Çok teşekkürler heval tekrardan.
Emanatî Xwedâ bibe. (Allah'a emanet ol)