KAHRAMAN
At üstünde doğmuş,at üstünde dünyaya nam salmış yüce ve asker bir milletiz.
Atlarımızın nallarıyla mühürlemişiz dünyanın dört bir yanını, dökmüşüz toprağa baş eğmeyenin kanını. Bize dost olan başımız üste,düşman olan daima yakın olmuş Azrail’e.
Devletler kurmuş asker milletimiz her gittiği, her toplandığı yerde. Her kurulan devletin mimarı olmuş işte bu asker millet. İçimizde siviller dert olmuş her zaman başımıza.
Her zaman ayaklarına pranga gibi yük olmuş pusatsız, rençber olanlar.
Asker yaradılışlı milletin evlatları olarak askere ve eskerliğe olan hayranlığımız, sevgimiz çoktur bizim.
Bir akrabamız,tanıdığımız asker olunca seviniriz, coşarız,arabalarımıza atlar . bağıra bağıra yola koşarız "En büyük asker bizim asker" ne kadar severim bu veciz atasözünü.
Esenlerde yine asker uğurluyoruz. Dayım, vatana olan bocunu ödemek için heyecan içerisinde seyahat şirketinin yazıhanesinden içeri girince ,annem ,teyzelerin ..bütün akraba en çırtlak sesimizle haykırdık "En büyük asker bizim asker".
Evet tabiii,en büyük asker bizim askerimizdi. Başında teyzemin akşamdan yaktığı kınanın rengi bebek kakası gibi parıldarken o, gururla bakıyordu akrabalarına....
O bir asker.
O bir kahraman...
O elinde dünyanın en gelişmiş silahlarından G-3’ü ile düşman hatlarını kollarken, biz rahatça uyuyacağız yumuşacık yataklarımızda...
Bir tek teyzemin kocası olacak kominist anlamaz bu hissiyattan. Dalga geçer durur.
Kendisi Hatay Serinyol’da yapmış acemiliği. O askerdeyken İskenderunlu bir hacı okumuş tuz yedirmiş de akrep yılan sokmazmış artık ölene kadar onu.
"Düşmanı görse kaçar bu sığır" diyor kahraman dayım için. Bir ara şu sehpanın üzerindeki ağır vazoyu kafasına vurup uzatıyım ibneyi (Dikkat: argo ve kaba sözcük ) diyorum, teyzem kızar "mahfettin vazoyu" diye.
Çanakkale savaşıyla alakalı bir belgesel izleyen teyzem, Anadolu’nun yiğit gençlerinin Cihan Harbine gönderilirken vatana kurban olsunlar diyerek ,kurbanlık koçlar gibi başlarına kına yakıldığını gözyaşlarıyla seyredince çok etkilenmiş.Ertesi gün acemi birliğine teslim olmaya gidecek olan dayımın kafasına gece uyurken bir güzel yapıştırmış Hint Gelin kınasını.Dayım gerdeğe girecek kızlara yakılan kınadan kafasına çakıldığını sabahleyin fark etmiş.
Sabah kalkınca başındaki kırmızılığı fark eden dayım, önce beyin kanaması geçirdiğini zannedip düşmüş bayılmış. Su vurup ayıldığında meseleyi anlatmış teyzem.
O da ağlamış tabii ki, bu asker ruh bizim ailede herkeste var. Abla kardeş ağlamışlar karşılıklı küfürleşerek saatlerce.
Eniştem de " bu ineği göndermen askere de, kurban yaklaşıyo keserik" deyip gülüyo gevrekçe.
Esenlere giderken ana yollarda bazı asker uğurlama guruplarına rastladık. Bizim performansımızın yarısı yoktu onlarda. Biz aracın camına oturmuş sağlı sollu iki "En büyük asker bizim asker" ci ve onların kıçlarından kalan aralardan tempo tutup millete el sallayan kızlardan oluşan altı araçlık konvoyumuzla hepsine açık ara fark atıyorduk.
Bizim araçtaki bayraklar daha büyük,bağıran çocuklar akşamdan dört köy yumurtası içimiş ve araçlarımızın kornaları beyin tecavüzü yapabilecek kadar korkunç olduğundan "En büyük asker de bizim asker " olduğundan,biz en büyüktük.En coşkulu,en vatansever,en asker...biz !
Esenlere vardığımızda tank birliği gibi daldık otogara... Düşmanın üzerine hücum eden, kanını vatanın toprağını sulama işlerinde kullanmak isteyen müteahhitler gibi saldırdık "En büyük asker" imizle otogara.
Düşmanın sefil ve zelil askerleri köşe bucak kaçıyordu, ay yıldılı bayraklarla süslenmiş ZPT’lerimizin önünden. Kaçışan yaşlı kadın askerler,ihtiyar ve elinde valiz bulunan düşman askerleri ve kucağında bebek varmış numarası yapan düşman istihbarat birimlerinin üzerine sürüp onları "orspuuu çocuuuu " diye bağırtarak, askeri sevk noktamıza vardık.
Adapazarı Seyahat adlı toplanma merkezinde yengem " Esma nerde ?" Diye sorunca, askeri sevk coşku mangalarından birinde eksik olduğu anlaşıldı.
Zannedersem Haliç köprüsünden hızlı dönerken elindeki bayrağı ile yapıştırmıştım Esma’yı elektrik direğine,aslında orada fark etmiştim de , ya o coşku ile insan ne olduğunu anlayamıyor ya !
"Dönerken bakarız, kesin direkte bizi bekliyordur " dedim yengeme.
Dayım..."En büyük asker"başı havada,vatan için gidiyor işte.Teyzem "bir dakka " dedi," askerimiz bir şeyler söylesin, Muzaffer siz de kamaraylan çekin ,feyzbuka koyarız" dedi ve Dayım o gür sesiyle..
"Önce hepinize teşekkür ederim. Buraya kadar beni yalnız bırakmadınız ama artık ayrılık vakti geldi. Burtda sonra yolumuz ayrılıyor.
Vatan bizi bekliyor, ölürsem şehidim kalırsam gazi olucam ( dayım, teyzelerim, annem ben kolu, komşu ağlıyoruz, gözyaşlarımnız ıslatıyor vatan toprağı üzerine örtülmüş beton zemini)
"Ben ...bu..vatan..için....şehhaa...şehiiii....ıhhhrrrr...ıhhhrrrr (tutamıyor kendini dayım...herkes de salıyor ,bırakıyor kendini..dayımın denizli horozunu andıran kahraman sesinden çıkan "iiiiiiiiyyyyykkkkk...iiiiiiyykkkkkkuuuu" sesleri etrafımıza onlarca gülen yüzlü hayran toplanmasına sebep oluyor.
Biraz sonra gelen bir başka uğurlama gurubu "En büyük asker bizim asker " diye bağırınca , dayanamıyor teyzem " O....pu çocukları,en büyük asker bizimkisiki,size de ne oluyo,piçler " diyince , düşmanla ilk temas Esenler otogarında gerçekleşiyor ve polisin araya girip "hepinizin sülalesini s...." demesiyle tatlıya bağlanıyor.
Otobüsün camına yapıştırılmış bir kahraman, bir cengâver, bir Türk askeri fotoğrafı gibi gururla bakıyor dayım on sekiz numara pencere kenarı yerinden.
Sonra orta yaşlı bir adam geliyor yanına "seninki koridor hemşerim, geç yerine uyanıklık yapma " diyor ve o kahraman umarsızca geçiyor koridor tarafına...
Dayımın resimleri geliyor heyecan ve bağrışmalar evin içinde yankılanıyor.
İlk asker elbiseli resimlerde dayım ilk gün sanki kırk kilo birden vermiş,"enişte" diyorum,"dayım ne kadar zayıflamış?" Enişte sırıtıyor :
"Yok be zayıflar mı,acemi elbiselerinin en bolunu almış salak"diyor.
Mektup zarfını alıp kokluyorum..asker kokuyor,mermi,barut kokuyor.
Düşmanın kaçarken bıraktığı silahları kokuyor....şan kokuyor...
Yok yaa....bu başka bi şey kokuyor...
Ya tanıdık bi koku bu !
"Dayımın acemi birliği nerde?" diye soruyorum..
"Adapazarında köpek eğitmeni" diyor eniştem yaylak yaylak gülerek.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.