- 4481 Okunma
- 31 Yorum
- 1 Beğeni
...eleştiri...
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Sembol, imge, kavramlar arası bağ kurma, akıl yürütme, problem çözme olarak ifade edilir "düşünme"...
Yaratıcı, analitik ve eleştirel düşünme vs. gibi çeşitlenir ...
Eleştirel düşünme ise;
gözlem,
deney
akıl yürütme,
analiz ve değerlendirme
gibi zihinsel süreçlerden oluşan bir düşünme biçimidir..
"Eleştirel düşünürler tüm duyulardan, yazılı ve/veya sözlü ifadelerden, gözlem, deney ve akıl yürütmeden elde ettikleri verileri biraraya getirirler. Eleştirel düşünme netlik, açıklık, mantık, derinlik ve güvenirlilik taşır."
"Görülen, okunan, elde edilen bilgiyi olduğu gibi kabul etme yerine, bunları sürekli inceleyerek, sorgulayarak, ölçütlere göre değerlendirerek açıklama ve yargıya varmaktır."
Olgu ya da bulguları sürekli eleştirme, sürekli yanlışlama sanılan eleştirel düşünme;
herhangi bir konu hakkında tek bir sonuç değil tam tersi birden fazla alternatif sonuçlar olabileceğinin ifadesidir ki,
kısaca çoklu sonuçlama diyebiliriz eleştirel düşünmeye...
Eleştirel düşünce;
-Ön yargıları kalıpları yıkar.
-Söylenenleri olduğu gibi kabul etmek yerine o konu üzerinde düşünmeye zorlar.
-Akıl yürütme, mantık vs. yetilerin gelişimine, amaçlı, bilinçli, duyarlı yaşantılara vesile olur.
-Fikir gelişimini sağlar.
-Verileri sınama değerlendirme gerekliliğini öğretir.
-Hayatı farklı açılardan değerlendirmemizi sağlar.
-Yapıcı tartışma yöntemlerini uygulayarak empati kurmamıza sebep olur.
...vs...vs...
Düşünme aynı zamanda dilin gelişimine de sebep olur...
Düşünme ile dil nitelikli gelişir; böylece paylaşım sürecinde düşüncelerimizi şiir roman vs. gibi eserlerle somutlaştırırız...
Sorgulama yeteneğimiz gelişir eleştirel düşündükçe...Kendimiz de dahil olmak üzere uyguladıkça yaşam biçimimize olaylar karşısında daha bilinçli, hayatla daha uyumlu mutlu olduğumuzu görürüz...
Ve eleştirel düşünce kaslarımızı geliştirdikçe insana insanlığa yakışmayan erdemsiz davranışlara dur diyebilir önleyebiliriz...
Analitik /Eleştirel Düşünce Biçimi
bir yaşam öğretisinden bir yaşam şekline dönüştüğünde ise;
bilgi, duygu, düşünce, inanç, eylem vs. davranışlarımızda ruhen, fikren, bedenen meydana gelecek sağlıklı gelişimler insan kalitesini olumlu etkileyeceğinden, toplum her yönüyle daha gelişkin, dünyamız daha huzurlu mutlu olacaktır...
Güzel örneklerin çoğaldığı erdemin insanlığın zirve yaptığın mutlu bir dünya dileklerimle..
Sevgiler...Saygılar...
Sabiha *)*Küçüktüfekçi
2010
resim-heykel bregenz
YORUMLAR
Sn.Küçüktüfekçi,
Dileklerinize katılmamak ne mümkün...
O mutlu dünyayı ben de şiddetle ve özlemle bekliyorum..
Ellerinize sağlık..
Not : Bu arada o kadar fazla yazı yayınlanıyor ki coğunu, güne geldiklerinde veya başka bir vesile ile görüyorum.
O yüzden de güzel yazınıza geç geldi yorumum.. :))
bilgi, duygu, düşünce, inanç, eylem vs. davranışlarımızda ruhen, fikren, bedenen meydana gelecek sağlıklı gelişimler insan kalitesini olumlu etkileyeceğinden, toplum her yönüyle daha gelişkin, dünyamız daha huzurlu mutlu olacaktır...
Pozitifliğe yönlendiren , pozitif düşünen değerli yazarımızı tebrik ederim...
Saygımla sevgili dost...
Anlayana sivrisinek saz havasında bitirilmiş,
Geneline de ben orta söyleyeyim de, gelinim sen anla,
ya da yarası olan gocunsun havalarının sezildiği,
cesurca bu yönteme başvurularak yazılmış, sıradanlıktan bu açılarda uzak bir yazı...
Hayret, nasıl da görmemişim bu güne kadar, gerçekten şaşırdım...
______________________________________________________
İçerik hakkında ise:
1- Eleştiri kelimesinin üzerine basılmış NEGATİF damsasından rahatsızım...
2- Ama bu negatif eleştirinin demek ki daha çok ilgi çektiğini ve etkili olduğu gerçeğini değiştirmez.
3- Bunda açıdan, eleştirilen şeyin çoğu zaman zaten kendisini anlattığı, olumsuz eleştirinin SAVCI konumunda olduğunu duruma hemen müdahale ettiği, olumlu eleştirinin de (opsiyonel) AVUKAT olduğunu,
4- Avukatların da malesef her zaman SAVCI ların gölgesinde kaldığını ekleyebiliriz.
TEMELE İNDİĞİMİZDE İSE:
1- Hem olumsuz hem de olumlu eleştirilerde en nihayetinde bir yargıya varıldığını biliyoruz.
2- Yargı, yani bir tez: Yani doğru-yanlış/gerçek-yalan olduğunu düşündüğün bir düşüncenin hayat bulması...
3- Doğru (TRUE) yani, olması gereken gereklilikten bahsediyorsa bir insan buna bir zemin bulmak zorundadır. Çünkü hiç bir şey kendi kendine doğru ya da yanlış olamaz. Doğru ve Yanlış (TRUE vs WRONG) kavramlarının siyaseti, ahlak sistemlerini, ideolojileri, eğitim sisteminin nasıl olması gerektiğini düşünerek, aslında bunalrın insanların hareket etmelerini sağlayan ilk etmenler, kibritin ilk kıvılcımları olduğunu düşündüğümüzde meselenin önemini daha iyi kavrarız. Uzun uzun düşünceler sonucunda şu kanıya vardım ki, doğru ya da yanlış diye bir şey yok. Bunlar -meşhur örnek- kendi başlarına sadece birer sıfırlar... Merhum Einshtein'in görecelilik (Relativity) kavramını kavrayınca bunlar da aklımda yerlerine oturdular: Doğru ya da Yanlış ifadelerine bir zemin bulmak zorundayız, onları kendilerine çekecek ve boşluktan kurtaracak bir zemin. İşte bu zemin de kısaca "GÖRE"dir. Kulağa fazla postmodern gelebilir ama zaten postmodernizmin de en büyük faydası bu yönde olmamış mıdır. Çarpıtılmadığı sürece her bir insanın düşünce ve hareket temelinde illa ki bir Doğruluk-Yanlışlık-İhtiyaç analizinin yapıldığını düşününce, ve evet, bir çok insanın farklı alemlerde kendinden emin şekilde gezdiğini görünce tüm bunlara göre doğru ya da yanlış kavramlarının GÖRE lerle(ACCORDINGLY) sunulması gerektiğini savunuyorum. Herhangi bir konu doğru ya da yanlıştır. Her ikisi de... Ama önüne
- Kişisel bencilliğime göre,
- Toplumun genelinin benimsediği ahlak kurallarına göre,
- X dinine göre,
- Yasalara göre
vs.vs.vs....
Bunların içinde en zayıf olanı da, üzülerek söylüyorum ki "bana göre" ifadesidir. Çünkü o zaman şu soruyu soracağım: Sen kimsin peki, bana kendini ve değerlerini anlat...
4- GERÇEK (REAL)-YALAN, gerçek dışı (UNREAL) konularında eleştiri yapılırken ise, çok çeşitli örneklemeler yapılması, çok farklı kesimlerin nazar-ı itibara alınması ve resmi istatistiklerin bulunmaya çalışılması önemlidir...
Tüm bunlar olurken de saygı, hoşgörü ve samimiyet ekseninin gözetilmesinin ilk düsturumuz olmasını unutmamalıyız.
Paylaşım için Öğretmenime teşekkürlerimi sunarım,
Saygılarımla,
Edebiyatl,
Edebi ışıklar altında...
Elestiriye bakis acisi bu olmali, yaratici ve özgün.
Hani bakipta görmek görüpte dile getirmek dile getirirken de bilinclice aksetmek elestirilene.
Verilen degerli ögütlere yani yazan yürege saygi ve sevgilerimle..
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
teşekkürlerim hayata kattığınız eşsiz güzelliklere sevgili Nar-ı Çiçek ..iyi ki varsın dost..:)
sevgim saygımla hep...selamlar
Okudum ...
Önyargılarımızdan sıyrılsak keşke.Şiir yazan herkes şair olmadığı gibi,benim diyen her şair de eleştiri yapamaz.Çünkü herkesin şiire bakışı farklıdır.Burada önemli olan tek şey ise,önyargıdan uzak tenkitleri yapabilmektir.
Kırmadan gücendirmeden.
Önyargıdan uzak bir toplum olam düşüyle ayrılıyorum sayfandan sevgili Sabiha...
Sevgim ve tebriklerimle.
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
gerçek sanat eleştirmeliği herkesin yapacağı bir iş değil..her yönü ile olaya hakim sanata katkılı özgün ve öngörülü olmak gerek...
teşekkürlerim hayata kattığınız eşsiz güzelliklere sevgili Hazal...iyi ki varsın dost..:)
sevgim saygımla hep...selamlar
HAD ve HUDUT BİLİR KATKILAR:
Öncelikle, yazmak ve okumak eylemlerine saygılar göndermeyi bir geçiştirilemez borç bilerek sözlerime başlıyorum.
Yazmak aşk teorik , okumak düşünce pratiktir...
Buradan devam ederek, özün değişebilirliği veya değişemezliği ile dinsel öz ve erdem arasındaki doğrusal ilişkiden, dinsel özü, zatın kendi karmaşık öz(gün)lüğü olması noktasına çekerek ve genel anlamıyla insanın özünün ve de bunların bileşiminin değişmezliğinin olmayacağını söyleyebiliyoruz.
Gerçeğin hakikatları gibi kavramla düşünmeyi önererek yazdıklarıma, şunlarıda katkılamayı yararlı buluyorum.
Estetik ve diyalektik düşünme gereği, mutlak özün değişebilir olması, yazınızın temel argüman kavramı olan "erdem" açıklamasına, eleştirerek, olumsuzlayarak veya reddederek yaklaşmayı gerektirmez.
Yaşamanın diyalektik ve diyaletik bir disiplin olması, erdemin de insana, dinsel yoğun aşk ve sevgi görevinin cüretkâr sorumluluğunu getirmemesi gibi...
Eleştiri, akıl yürütmeler ve erdem üçlemesinden çözümleme yapılmış değerli yazınızda, eylemci öznenin insan olması, haliyle bir "insan nedir?" sorgulamasını da beraberinde gerektirecektir.
Karışık ve oldukça anlaşılmaz olan kavrama, insan tipolojisindeki tanımlardan hangisi ile bakıyoruz? Bu soru, konunun devamı ve bütünleyici tanımına varmak için elzem gibi durmaktadır.
Hangi insan ve erdem? Feodal mi, ya da neye göreceli olarak medeni mi? Kapital mi ya da, veyahut toplumsal mı ?
Erdem kavramına site genel kabul görmüşlüğü ile dinsel yoğun ahlak/etik anlayışının yüklendiğini varsaydığımızdan, devrimci ve toplumcu/ulusallığın doğrusalı olan -toplumsal ahlakı- ayrı değerlendirmek gerekmeyecek midir?
Dinsel ahlak şahikaları, toplumsal ahlakta küçük küçük tepe olmamalılar gibi...
Bu sitede, insana ve ona yakışır tanımlar yapılırken; dahiyane yaklaşımlarla, ona bilgisayar ve deyimiyle -compütör- işlemciliği/çipliği bile yakıştırılmışken, ve hatta skolastist yaklaşımla; yürüyüş ayakların bilincidir önermi kabul görmüşlündeysek, yine bunu kul erdemi, sürü psikolojik erdemi veya mekanik ve yeni feodal köle erdemlerinden ayırmaya acil ihtiyaç duymayacak mıyız?
Ölçü ve haliyle ölçüt belirgenliğine çekilmiş katkıları, değerli arkadaşlarımızın yorumlarında göremedim ! Harika bir yazı eklenmiş ama, bu genel bilgilerle, suya tirit yaklaşımlarla geçiştirilmiş.
Bu hem değerli yazana, emeğine ve de konunun ehemine ve mühimine vakıf olunamaması nedeniyle, ayrıca üzüntü vericilik arzetmektedir !
Erdem ve insan tanımını netleştirmek adına erdemin, aklın çıkış noktalılığıyla; sevgi rotasından, aşk sonsuzunu görebilen insan türüne yakışabilirliğini de, ayrıca bir ek eleştirel katkı olarak yazabiliyorum.
İlke, ülkü, ülke yüklemlerine, akıl, erdem, bütünsel/toplumsal ahlâk tümlemeleri eşleştirmesiyle, eleştiri ve insan katkımı şimdilik sonlandırıyorum.
Seçkiyi ve değerli yazarı Sabiha Küçüktüfekçi hanımefendiyi de tekraren kutluyorum.
Esenlik dileğiyle, saygılar.
Göktürkmen tarafından 2/15/2011 9:15:37 PM zamanında düzenlenmiştir.
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
teşekkürlerim çok değerli düşünce paylaşımınıza hayata kattığın eşsiz güzelliklere sevgili Göktürkmen...iyi ki varsınız dost..:)
sevgim saygımla hep...
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
teşekkürlerim hayata kattığınız eşsiz güzelliklere değerli Celal dost...iyi ki varsınız ..:)
sevgim saygımla hep...selamlar..
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
herkesin harcı değil"
o yüreğinde eğitilmesi gerek...:)
gerçek sanat eleştirmeliği herkesin yapacağı bir iş değil..her yönü ile olaya hakim olmak ve özgün olmak gerek...
teşekkürlerim hayata kattığın eşsiz güzelliklere sevgili sahaf ...iyi ki varsın dost..:)
sevgim saygımla hep...
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
teşekkürlerim hayata kattığınız eşsiz güzelliklere değerli şair dost ayhansarıkaya ..:)
sevgim saygımla hep ...
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
teşekkürlerim hayata kattığınız eşsiz güzelliklere değerli şair dost Fikret Tezal..:)
sevgim saygımla hep ...
Güzeldi yazınız aslında eleştiriler yapıcı olduğunca güzeldir.Ben sayfada batırırcasına değilde özelden yardım edip hatası olduğunda yardım etmektir..Hem eleştirilen de hemde eleştiren arasında güven artar.Hatta eleştirilen yardım edilen o zaman teşekkür eder...
Hepimiz amatorce yazıyoruz elbette hatalarımız olacaktır..Ve her hata düzeldikçe doğruya geçilecektir..
Kutlarım cismi kalbi güzel arkadaşım güne düşen yazınızı..Uzaklardan selamlar..Duamdasın her daim..
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
teşekkürlerim hayata kattığın eşsiz güzelliklere sevgili Yeganem...iyi ki varsın değerli dost..:)..Alllah'a emanet ol...
sevgim saygımla hep ...SYDNEY e memleket kokulu selamlar...:)
sevgili hocam herkes duygularını yazmasını aktarıp paylaşmasını biliyor ama. bazıları eleştiriye geldimi hemen kapıları kapatıyor. detaylarla kafanızı şişirmiyeyim hocam. sonsuz sevgi ve saygılar sunarım
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
üzüntü, sevinç, acı vs hepsi bizim gelişmemizi sağlayan etkenler...
hayatta böyle olgunlaşıyoruz...:)
teşekkürlerim hayata kattığın eşsiz güzelliklere değerli şair Hikmet Özkul ...iyi ki varsın dost..:)
sevgim saygımla hep...selamlar..
sitede o kadar çok hareket oluyor ki...takip etmek epey zor olsa gerek.
bu yazınız güne gelmeseydi kaçırırdım mutlak. site hareketini takip etmek için, tüm gün başından kalkmamak gerek pc nin...
kişi; yolda, yemekte, şiirde, yorumda.....vs kendini yansıtır,kişiliğini oynar, kendini söyler derim hep.
siteye eleştiri-yorum geldiğinden bu yana, herkes kendince eleştiriler yapıyor.elbette gerekli bir durum.eleştirilmeden doğru yolu bulmak zor.
"övgü hızı artırır, yergi doğru yolu, doğru yolsuz, hızı neylerim"
ama;
bu eleştirilerin yapıcı, destekleyici, kırmadan -yermeden, kişilere doğru yolu gösterip, bilgilendirici, yön verici,eğitici yönünün ağır basması, yani; eleştiren kişilerin ışık olması gerekir diye düşünüyorum.
hepimizin hataları var.olacakta!...olmazsa zaten insan olmayız.
şiir yazmanın sadece birkaç imgelem, yada kafiyeleri alt alta koyunca şiir olmadığını bilenlerdeniz.bilgi, birikim, donanım, emek, yürek, duygu ve emek-zaman gerektiğini bilmemiz gerekir.
bu bağlamda; yazınız erdemli onurlu bir davranıştı.
şahsiyetinize yakışan.
tebriklerim canı gönülden.
nice güzel paylaşımlar adına
sevgilerimle.
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
düşüncelerinize katılıyorum...
teşekkürlerim hayata kattığın eşsiz güzelliklere sevgili Ümmü ...iyi ki varsın dost..:)
sevgim saygımla hep...
Keşke sayısal falan oynasaydım. Bugün tahminlerim kuvvetliymiş:))
Çok sevindim yazını görmek istediğim yerde görünce...
Kutluyorum.
Sevgiler..
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
öngörülü şair-yazar aynur engindeniz...:)
eşsiz güzelliklerinle iyi ki varsın dost..:)
sevgim saygımla hep...
Eleştiri; bir yazı metninde yazana birşeyler veremiyorsa, ufkunu genişletemiyorsa yazanın, eleştirinin o metne hiçbir faydası yoktur. Ancak, belli kurallara bağlı kalarak yazan arkadaşlarımız bu tarz eleştirilerden faydalanabilirler. Bir eserin beğenisini ancak gelecek belirler, tarih belirler, tarihe de insanlar tanık olur.
Alexander Pope gibi, Nietzsche, Charles Bukowski, Edgar Allan Poe, Picasso, Nazım Hikmet ve bir çok sanat adamın dönem itibariyle anlaşılamayan, bolca eleştirilen ülkelerde gördük ki, yıllar sonra baştacı yapılmıştır. Buna tarih karar vermiştir, o dönemin insanları değil.
Eleştiri, sanatsal bir değer taşımaz.
"Sahici yazar" muhalif bir kimliktir ve bu kimliğinden ödün vermeyendir. Söyleyeceği söze yeni bir ifade biçimi bulur ve söyler onu. En başta dilin olanaklarını genişleten ve insanların düşünme yetilerini geliştirerek dünyaya çok boyutlu bakabilmelerine katkıda bulunan her "sahici yazar" toplumsal işlev konusunda temel görevlerini yerine getiriyordur diyebilirim. Bir şiirin zihniyet ve davranışının ekinsel veya toplumsal olarak tayin edilişi bu temasların sonucu doğar.
Şiir; bir takım kurallarla meydana gelmez. imgelem bir toplum içinde geliştikçe, kurallar onun bir parçası olur.
Sevgim çok bilesin.
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
"Eleştiri, sanatsal bir değer taşımaz."
bu sanırım birazda özgün öngörülü olamayan eleştirmen kimliğiyle ilgili...:)
teşekkürlerim hayata kattığınız eşsiz güzelliklere çok değerli Zeki dost...
iyi ki varsın edebi şans..:)
sevgim saygımla hep...
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
teşekkürlerim hayata kattığın eşsiz güzelliklere sevgili Aysu ...iyi ki varsın dost..:)
sevgim saygımla hep...
sevgili Sabiha Hanim ,
" E R D E M "
sizin yüreginiz ... ve ne kadar nazik .. ne kadar güzel ....
"..../Asalet; içimde dağ... Erdem; üzerimde gökyüzü... " demistim biliyorsunuz ..
bu site bizim okulumuz ...
ve her gün dersimiz
e r d e m
umarim bunu herkes bizler gibi düsünür ..
tebrikler bu güzel yaziniz icin ...
resim de cok sey anlatiyor ..............
sevgimle ..............
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
dağ yürekli Zerre dost
varlığınla hayata eşsiz katkılarınla ne özel ne güzel dostsun iyi ki varsın...:)
sevgim saygımla hep...selamlar...
Selam ve saygı
Aklı selimin anlaya bileceği mısralar konuyu tam didikleme öz ve etkilerini detaylandırmak...
Bu Cemal tarafı bir de celal yanı vardır ki kişinin algı yeteneğine hitap tarzıdır
''nush ile tekbir, tekbirden anlamayanın..... '' diye devam eder.
Mehmet Emre Aslantürk
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
teşekkürlerim o güzel gönlüne hayata eşsiz katkılarına değerli sanatçı kardeşim Mehmet Emre Aslantürk ...iyi ki varsın..:)
sevgim saygımla hep...selamlar...
Erdemin zirve yaptığı bir dünyaya en güzel armağanlardan birisiniz sanırım...
Şiirin matematiğine dokunana yüreğiniz Eleştirel dünyanın sınırlarını açmış ve birkimini aktarmış...
Kutlaıdm...
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
harika gönlün hayata eşsiz katkılarınla o armağan sensin sevgili Mehtap ...iyi ki varsın edebi şans...:)
sevgim saygımla hep...selamlar..
Bilgilerinizden faydalanmak büyük şans.
keşke güne gelse ve pek çok kişiye ulaşsa bu yazı.
Teşekkürler Sabiha Hanım..
Sevgilerimle
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
o harika yüreğinle hayata kattığın eşsiz güzelliklerinle insanlık adınına şanssın sevgili Banu...iyi ki varsın bi tanesi...:)
sevgim saygımla hep...selamlar...
Yerinde bir çalışmaydı Sabiha Hanım. Gerekliydi de...Umarım eleştirinin ne olduğunu ve hangi amaca hizmet ettiğini kavrayabiliriz birgün.
Günün seçkisi olarak görmek isterim bu yazıyı...
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ
teşekkürlerim o güzel gönlünüze hayata eşsiz katkılarınıza sevgili aynur engindeniz iyi ki varsınız...:)
sevgim saygımla hep...selamlar...