- 745 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Genç Psikoloji (II)
Bizim, üzerinde en fazla durduğumuz konu Gençler ve Gençlik Sorunları idi. Her toplumun yapısı farklıdır, ortam ve kültür farklılığıdır bunun nedeni de. Gelişme ve çağ atlama dönemleri, değişik açılarda ilerler. Düz hesap ya da ince hesap değildir bu. Bir çağı oluşturup geliştirenlerdi söz konusu olan. Gerek toplum içerisinde, gerekse toplum dışı faaliyetlerde, gençlerin üzerindeki sorumluluk, bir süre sonra baskı gibi gelmeye başlıyor.
Hayata atılımlar ve sonucunda “gençliğimizi yaşayamıyoruz” gibi sloganlar, etkili bir biçimde haykırılıyor. Bilinmektedir ki, gençlerin istek ve arzuları hep dolu dolu olmuştur ve tükenmek bilmez. Her türlü sıkıntı mevcuttur yeni nesilde ve kendimi de katmalıyım ki, hayatın bazen monoton yönleri, bunalıma sürüklüyor adeta. Dönemin şartları da dahil, sunulan her avantaj kadar, verilmeyen güzellikler can sıkıcı oluyor gençler için. Ki bundan fevkalade bunalan bir yapı oluşmaya başlıyor.
Toplum üzerinde, günden güne etkisini gösteren olayların yanı sıra, gençlerin yönelim hareketleri de hesaba alınmalı ve psikolojik açıdan önlem talep buyurulmalıdır. Çünkü, yapılan her hareketin nedeni; iç sorunlar ve yansımalardır. Gençlere yönelik çalışma ve hareketlerin dışında, düşünülmesi gereken, nasıl bir şekil verilmesi gerektiğidir. Farkındayız ki bazen taşmalar mevcut hale geliyor ve bunun nedeni cahillik, gençlik gibi adlandırmalarla sunuluyor. Tamamen yanlış bir tespitten bahsediyoruz. Bilinçaltında yatanlardan ve gençlerin sorunlarını çözmekten kaçınmamak lazımdır. Geleceğin kurucuları için emek harcamak, o kadar da zor değildir diye düşünüyorum. Sonuçta ülke, yeni neslin eline emanet edilecektir ve geçmişten bugüne kadar bu, değişmez bir hayat kuralıdır.
Kendi içimizde oluşan bir mekanizma düşünelim ki, ruhsal açıdan eksiksiz olsun. Yani, gençlerin varlığı hiçe sayıldığı takdirde, iletişim kopukluğu ve sokaklarda taşkınlık, elbette devam edecektir. Güven olayı ve ileriye yönelik bir fırsat edası sezdirilmeli ki, gençlerin kafalarında oluşan sorunlar, yerini üretime ve çabalamaya bıraksın. İnsanların beyinlerinde vuku bulan sorun ve problemlerin, gençlerde ne derece etki yarattığı tartışma konusudur.
Ele alınan her mevzu kadar, ülkede kriz yaratan her türlü siyasi olay kadar, geleceğin zihninde oluşan problemlerin, göz önünde bulundurulmaması dahilinde birçok sorun meydana gelecektir. Şunu belirtmeliyim ki, ileriye bırakılacak olan her şeyin varisi gençlerdir. O halde yatırım toprakla birlikte gençler üzerine olmalıdır ki, inşa tam anlamıyla tamamlanabilsin. Her gün artan olayların üzerine, oluşan gerginliklerin haddi hesabı yoktur. İstenilenlerle verilenler arasında dağlar kadar fark var. Peki neden hala tam yerine oturtamıyoruz rayları. Kullanmasını biliyorlar da neden yükseltmesini bilmiyorlar. Kendi neslimizle kendimize vurdurtmaya çalışmak bir mantıksızlık, bunlara uyup gerçekten istediklerini yapmak diğer bir mantıksızlık. Dur! Denilmeyen yerde işimiz ne olabilir ki?
Taze bir can, genç bir beden, ince bir ruhta olabilecek her türlü hassasiyeti suistimal ediyorlar ve buna yeter diyen yok! Toprağa incileri serpiştirmek, yılların hüznünü daha da kabartmak ve neslin üzerinde iğrenç bir tablo oluşturmak kimin yararına olabilir ki? Benim milletimin göremediği bir hususta şudur ki, kullanılmanın farkında değiller ve hala buna izin veriyorlar. Bu sayede de ülkede bulunan tüm gençlerin bir çıkmaza girmelerine neden oluyorlar. Nasıl bir anlayıştır ki, kendi evlatlarını kendi elleriyle yokluğa ve acizliğe sürüklüyorlar. Ya sonuç; yine hüsran, yine acı, yine bir rezalet ve toprağa, bu vatana haince geliştirilen ihanet çabaları.
Başarı ya da gerçekleştirme kavramı gerçeğin çok çok dışında kalmış vaziyette. Akla, bunlarla ilgili bir söylem olduğunda, savaş ve en fazla nasıl öldürebilirim, yok edebilirim düşünceleri saplanmış, yazık! Bırakın bu acizliği de, düşünmeniz gerekeni ve uygulamanızı gerektirenleri gerçekleştirin. Belki bir şeyler kazandırılır bu ülkeye de bir yarar sağlanır. Aksi takdirde gençlerin önünde sadece çaresizlik ve ruh bunalımları kalacaktır. Her daim engel olmaya çalıştık ve çalışacağız. Ben yeni nesilim ve kendimi bilirim. Dileğim; bu vatan üzerinde, bu vatanın evladı olan herkesin vazifesini tam anlamıyla yerine getirmesi ve zihnen kendisini kullandırtmamasıdır.
Sonuca bıraktığımız her şeyin seyrine dalmaktansa, bir hayal deryası oluşturmak daha güzel değil midir?
Kendim gibi duyarlı tüm gençler ve vatanımın güzel insanlarına,
Saygı ve sevgilerimle…
YORUMLAR
Kendini kullandırtmayan ama kendine bahşedileni en iyi şekilde kullanan gençleredir geleceğin kapılarının güvenli anahtarı...
Sevgiyle...