- 604 Okunma
- 5 Yorum
- 0 Beğeni
BABAMDAN HAYAT DERSLERİ (5)
Memuriyetlik yaptığım yerden (Akkuş-ORDU) askere gitmek için ayrıldığım yıl, 1977.Babam ise Mart ayının sonlarına doğru; karlar,eriyince yanımdan kaçıp gitmiş,Tokat’ da işe girmişti.Onun,şoförlükten başka anladığı bir meslek yoktu.Varsa yoksa arabaya oturup,direksiyon sallamak.Severek yapmıştı mesleğini bunca yıl. Kamyonlardan başka arabalarda çalışmak istemezdi.
“Kamyonların havası farklı oluyor “ derdi.
“Niye” diye sorduğumda;
“Kamyoncuların park yaptıkları kendi özel yerleri vardır. Oralarda dinlenmek iyi oluyor;bunu,otobüs kullanırsan kesinlikle yapamazsın” derdi.
Akkuş’tan yanımdan ayrılmadan önce “emekliliğime ne kadar süre var?” diye bana hesaplattırmış,
“Beş sene var” dediğimde;
“Beş sene daha dayanmalıyım.Çalışmak zorundayım.İnsanın kendi kazandığı gibi var mı” demiş ve kaçıp gitmişti. Aslında bu sözlerinde;
“ Biraz da kinaye mi desem ne desem bir şeyler yatıyordu işte.” Yanımda kaldığı üç ay süre içerisinde; maaşımdan kendisine harçlık vermem çok zoruna gitmiş olmalı diye düşünmekteydim.
Askerlik görevimi,dağcı komandosu olarak ifa edip teskereyi aldım ve Niksar- Tokat’ a geri döndüm.İki gözlü barakamızda yaşamımıza devam ediyoruz.Niksar’a göreve atanmamı bekliyorum. Bu arada babam,Tokat’taki işinde.Ankara’dan tüp çekiyor.Tokat’a dönüşlerinde bir gün beklemek zorunluluğu olduğu için;o süreyi Niksar’a gelerek evimizde geçiriyor.
Yorulmuştu artık.Gözleri eskisi gibi değildi. Daha önceden sol gözünden katarak ameliyatı olmuş şimdi de sağ gözünde tehlike sinyalleri çalmaya başlamıştı. Emekli olmasına da az kalmıştı. Doktora gidip muayene olmak da istemiyordu.Doktorun, “ Şoförlük yapamaz” diye rapor vermesinden korkuyordu.Bu yüzden hem tedirgin, hem de agresifleşmişti.
Acı haber tez duyulur derler ya. Acı haber, duyuldu.Babam,trafik kazası yapmıştı. Traktörün römorkuna arkadan çarpınca; on yaşında bir kız çocuğu rahmetli olmuştu. Yıkılmıştık. Sonuçta;bir insanın ömrü hiç olmuştu.Kız çocuğuna çok üzülmüştüm. Babam da cezaevine düşmüştü. Yatağı,yorganı alıp,Turhal’ a koştum.Jandarmalar,üzerimi ve yatağı,yorganı aradıktan sonra içeri girdim. Gardiyanın gösterdiği yere, yatağı, koydum. Babamın adı anons edildi. Babamla sarılıp hasret gidereceğimi sanmıştım.Ama öyle olmadı.Arada boşluk olan cam bölmenin her iki tarafından birbirimizi görebiliyor, sesimizi duymak için yüksek sesle konuşuyorduk.
“Geçmiş olsun,baba!..”
“Sağol,hoş geldin.!”
“Nasılsın,baba?”
“ İyiyim oğlum, merak etme.İçerde çok rahatız.Şamata gırgır,canımız sıkılmıyor.”
Biraz daha konuştuk. Bir hafta sonra mahkemeye çıkacağını söyledi.
Vedalaşırken son sözleri:
“ Hayatta hiçbir zaman dikkati elden bırakmayacaksın,oğlum. TRAFİK,DALGINLIĞI ASLA AFFETMEZ.”
Bir hafta sonra mahkeme salonunun kapısındaydım.Erkenden gelmiştim.Karşıdan jandarmaların aralarında;elleri kelepçeli babamın gelişini, görünce içim “cızzz” etti.Babamla birlikte bir çok mahkum daha vardı.Hepsinin de değişik suçlardan dolayı duruşmaları vardı.
Mahkeme koridorunda jandarmaların arasında dinelen mahkumlar,sırayla duruşmaya giriyorlardı.
Diğer taraftan da gözlerim,ölen kızın babasına odaklandı. Adamcağız yıkılmıştı. Nasıl yıkılmasın ki. Evladı uçup gitmişti elinden.Traktörle göçünü taşımaya çalışan bir öğretmendi.Çocukları da römorka bindirince olan olmuştu,ne yazık ki!..
Mahkemenin sonunda kır beş gün hapis cezasına çarptırıldı.
Öğretmen, römorkun arkasında kedi gözleri tabir edilen kırmızı levhalar bulundurmadığı için sekiz de altı kusurlu bulunmuştu.(olay,gece olduğu için römork fark edilmemiş)
Babam,bir süre sonra jandarmaların eşliğinde elleri kelepçeli olarak cezaevinin yoluna doğru giderken;babamın sözleri ,beynimde yankılanıyordu:
“TRAFİK, DALGINLIĞI ASLA AFFETMEZ!”
DEVAM EDECEK.