- 1322 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
O ve DİĞERİ
O, masaya oturduğunda öğlenin en güzel saatleriydi. Sevgililer çöreklenmişlerdi gittiği yerdeki masalara, ama ikisinin oturduğu masa boştu her nedense.. Bakışları ara vermeyi reddederek taradı bir kez daha tüm masaları, kapıyı ve sokak başlarını. Belki birazdan kumral saçlarını rüzgarlara bırakıp gelecekti sokağın başından ve adımlarını sektire sektire ya da gelmeyecek ve o bir süre daha gözaltında tutacaktı kapıyı ve sokakbaşlarını bakışlarıyla, hem de defalarca iç geçirerek,sonra da ana-avrat sövüp sayacaktı yaşama bilmem kaç bininci kez..
O ara kahvesini yudumlarken bir şarkı çalındı; "Sensiz olamam, yaşayamamki.." Masalardaki kimi sevgililer birbirlerine daha bir sokularak şarkıya eşlik ettiler.. "Bir gece dargın kalsak uyuyamamki.." Belki gelir diye düşündü. "Önce saçlarından öpeceğim kapıdan girer girmez. Bir öpücük de yanaklarına konduracağım hem de teninin kokusunu içime çekerek..
O sabah başlamıştı O’nu unutmaya kendince,ama olmuyordu.Önce gözlerinin kahvesinde saklanan ve onu her baktığında ayrı dünyalara götüren o gizemli, dargın ve yalnız bakışları, konuşan gözleri unutamıyordu.. "Bakma kızınca sana gurur yaptığıma..."
Yaşadığı acı yılların sayısı alnının ortasındaki çizgilerden belli oluyordu. Yeşili bol ela gözlerindeki hüzün kaybolmuyordu yan masalardaki sevgilileri izlerken. Sonra bir not daha düştü cebinden çıkardığı kağıtlardan birine; " Gecenin bir yarısı başlıyorsa çığlıklarım, duyasın diye değil. Çağırmalarımsa gelmen için hiç değil, duyulmadan seslenmesini biliyorsa bu yürek, görmeden sevmesini de bilir.."..
Diğeri, "Keşke"lerden "Pişmanlık"lardan korkmuştu hep. Bunların acısını yaşamıştı O’nu tanıdığında. Hele o bir şeylerin kaybolacakmış korkusuyla yaşayıp sonunda hep kaçırdığı duygunun güçlülüğünü yaşamak.. Hayallerinin aşkının peşinden koşturup bir gün bile sevinemeden yaşaması, sevmek yerine çevresindeki kadınlar konseyi ile sevgi üzerine gevezelikler yapmayı, sevinmek yerine sevenine tırnaklarını geçirmeyi tercih etmesi, sonunda hem sevenini yitirmesi hem de tırnaklarının kırılmış olması, yaşamaktan, yüreğinin sesine teslim olmaktan korktuğu için daha ilk baştan yıkıp dökmesi, baston gibi yürümeyi seçmesi, aydınlığı karanlıktan korktuğu için sevmesi ve karanlıkta kaybolmaktan değil ağlamalarına meze yapmak için karanlığı sevmesi, kahrolası gururunun eseriydi.
O, kendi canı yanacak korkusuyla her dakika sevdiğinin canını yaktı, sevmenin zorluklarından korkup sevmeyi cehennemde yaşamak kadar zorlaştırmıştı. Ve hep yanında olsun yerine hayatında olsun istedi. Kimse onu kilitlemesin hep özgür olsun isterken, sevdiğini yaşamının içine kapatıp kilitlemişti. Ne kendisine yazılan yüzlerce sayfalık mektupların dipnotlarına bakmıştı uzun uzun ne de kurumuş çiçeklerin yapraklarına.. Sevdiği adamın gözbebeklerine de bakmamıştı uzun uzun. Sadece bir kez, o da veda ederken.. Oysa ne kadar berrak, tertemiz bir çağrıydı orada gördükleri ve ne kadar geçti.. İşte o keşkelerin biri bile fayda etmemişti, ama hâlâ özenle sakladığı ve üzüldüğünde yüreğini ferahlatacak satırları okuduğunda, üşüdüğünde üstüne çektiği bir yorgan gibidir ve keşkelerle dolu ağlama nöbetleri başlamıştır artık..
O, kahvesinin son yudumunu, bitmekte olan şarkının son sözleri gibi yudumladı.. "Aşk dolanır seni görünce ayaklarıma".. Buğulu yeşil gözlerinden iki damla yaş süzülürken yıllar öncesinde bir yerde okuduğu ve beynine kazınan şu sözleri düştü not defterine.. "Aydınlık bir bakışa yetecek kadar güneş, güneşi daha çok sevmen için yağmur, ruhunu canlı tutacak kadar mutluluk, yaşamdaki en küçük zevklerin dahi farkına varmana yetecek kadar acı, sahip olduğun herşeyi takdir etmene yetecek kadar merhaba ve sevgini unutmamak için ayrılık diliyorum.."..
Masadan kalkıp giderken hiç gelmeyeceğini, ama yüreğinin hiç kabullenemediği, sevdiğinin gelmemesine yazıklandı..
"Sensiz olamam yaşayamamki..."...
YORUMLAR
"Aydınlık bir bakışa yetecek kadar güneş, güneşi daha çok sevmen için yağmur, ruhunu canlı tutacak kadar mutluluk, yaşamdaki en küçük zevklerin dahi farkına varmana yetecek kadar acı, sahip olduğun herşeyi takdir etmene yetecek kadar merhaba ve sevgini unutmamak için ayrılık diliyorum.."..
ic cektim derin derin...
hosgelmissiniz Abdullah Bey
saygilar