- 676 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Allah’ın Laneti Zalimlerin Üzerine Olsun
Cennet halkı, ateş halkına (şöyle) seslenecekler: "Bize Rabbimiz’in vadettiğini gerçek buldunuz mu?" Onlar da: "Evet" derler. Bundan sonra içlerinden seslenen biri (şöyle) seslenecektir: "Allah’ın laneti zalimlerin üzerine olsun." (Araf Suresi, 44)
Yeryüzündeki her çeşit zulme ve zalimlere karşı çıkmak, Kur’an’ın önemli emirlerinden biridir. Zulüm, Kur’an’da birçok yerde kullanılan bir kavramdır. Eziyet etme, haksızlık yapma, haktan/adaletten sapma ve sınırları aşma anlamında kullanılır. Karşıtı ise adalettir.
İnsanlara karşı yapılan haksızlık, eziyet ve işkence, haksız yere cana kıymak, hırsızlık yapmak, Allah’ın sınırlarını aşarak insanların hakkına tecavüz etmek, müminleri yaşadıkları yerden sürüp çıkarmak, tüm bu eylemler Kur’an’da verilen zulüm örnekleridir.
“…Kim Allah’ın sınırlarını çiğnerse, gerçekte o, kendi nefsine zulmetmiş olur…” (Talak Suresi, 1) ayetiyle bildirildiği gibi, sınırları aşan kişi kendine zulmetmektedir. Allah’a ortak koşmak da Kur’an’da zalimlik olarak ifade edilir.
Hani Lukman oğluna -öğüt vererek- demişti ki; "Ey oğlum, Allah’a şirk koşma. Şüphesiz şirk, gerçekten büyük bir zulümdür." (Lokman Suresi, 13)
Peygamberimizin(sav) zulüm konusunda birçok hadis-i şerifleri vardır. “Allah, zâlime muhakkak ki mühlet verir de onu yakalayacağı zaman, göz açtırmadan aniden yakalar.” sözlerinden sonra, Peygamberimiz şu ayeti okur: “Onlar, zulüm işlemektelerken, ülkeleri (veya nesilleri) yakaladığı zaman... Rabbinin yakalaması işte böyledir. Gerçekten O’nun yakalaması pek acı, pek şiddetlidir.” (Hûd Suresi, 102) (Buhâri, Tefsir 161, hds no: 206; Müslim, Birr 61, 62 –2583- ; İbn Mâce, Fiten 22, hds no: 4018)
Bir başka hadisinde de, “Kim bir kişinin zâlim olduğunu bilerek ona yardım etmek üzere zâlim ile birlikte yürürse, İslâm’dan dışarı çıkmış olur.” buyurur. (İbn Kesir, Hadislerle K. K. Tefsiri, c. 5, s. 2089)
O halde zulme rıza göstermek, engel olmak için çaba göstermemek de o zulme ortak olmaktır. Kur’an ahlâkını yaşamaya çalışan, insanlık onuru taşıyan her insan zulümle mücadele etmelidir. Tarihte de baskılara, eziyetlere, tüm olumsuz koşullara ve engellemelere sabır ve kararlılık gösterip direnen müminler, şerefli bir hayat yaşamış, bugün müminlerin saygıyla andıkları birer örnek olmuşlardır.
Allah Kur’an’da, Kendisini birleyerek, şirk bulaştırmaksızın, katıksızca iman edenlerin yeryüzüne mirasçı olacaklarını, zalim zorbaların da yok olacaklarının müjdesini verir.
"Ve onlardan sonra sizi o arza mutlaka yerleştireceğiz. İşte bu, makamımdan korkana ve tehdidimden korkana ait (bir ayrıcalıktır)." (peygamberler) Fetih istediler, (sonunda) her zorba inatçı bozguna uğrayıp -yok oldu- gitti. (İbrahim Suresi, 14-15)
Bu müjde kuşkusuz müminler için çok büyük şereftir. Ancak bu büyük şeref, büyük bir sorumluluğu da beraberinde getirir. Her Müslüman’ın fikir mücadelesi yapabilecek bilgi donanımı ve kararlılığa sahip olması gereklidir. Zayıf bırakılanların durumu unutulmamalıdır. Masum ve savunmasız insanlar açlık ve sefalet içinde yaşarken, insanlar eziyet ve işkence görürken vicdanlı insanlar bunları görmezden gelemez.
Herkesin Yapabileceği Bir şey Vardır
"Benim elimden ne gelir?" şeklinde düşünmek de hatadır. Şu bir gerçektir ki, yeryüzündeki zulmün temelinde dinsizlik vardır ve her samimi insan dinsizliğe karşı fikir mücadelesi yapabilir. Allah’ın varlığını, gücünü anlatmak, Allah’ı tanıtmak, Allah korkusunu ve sevgisini öğretmek, ahireti, cenneti, cehennemi ve dünyadaki sorumluluklarımızı hatırlatmak, bu acımasızlıkların son bulması için her insanın yapabileceklerinin önemli ilk adımıdır. Allah’ın Kuran’da emrettiği adalet, merhamet, sevgi, özveri, bağışlayıcılık gibi üstün ahlak özellikleri yeryüzüne hakim olursa, adil, barış, huzur ve güven dolu mutlu bir dünya oluşacaktır.
Dinsizliğin insanları ve dolayısıyla toplumu yıpratıcı, yıkıcı etkilerini ortadan kaldırarak, din ahlakının güzelliklerini yerleştirmek, tüm insanlara yapılan yardımdır. İslam’ın anlamı olan barışı, hoşgörüyü, sevgi ve şefkati esas alan bu çaba, baskı ve eziyet yapan kişilerin de vicdanlarını harekete geçirebilir. Ve böylece yeryüzünde zulüm engellenebilir. Bu Kur’an’da müjdelenen bir güzelliktir:
Hayır, Biz hakkı batılın üstüne fırlatırız, o da onun beynini darmadağın eder. Bir de bakarsın ki, o, yok olup gitmiştir. (Allah’a karşı) Nitelendiregeldiklerinizden dolayı eyvahlar size. (Enbiya Suresi, 18)
Dünyada imtihan oluyoruz, güzel bir imtihandan geçiyoruz. Ancak şefkat, sevgi, barış ve kardeşliği esas alırsak Yüce Allah dünyayı cennete çevirecektir. Yakın tarihte ırkçılık, Materyalizm ve Darwinizm gibi dinsiz felsefeler esas alındığı için insanlar çok acı ve şiddet gördüler. Allah inancı ve sevgisi hakim olduğunda dünya cennete dönecektir. Sevgiyi samimi istediğimizde ve yaşadığımızda Allah icabet edecek, huzur, bereket ve bolluk verecektir…