YAĞMUR TANESİ
Cama çarpan bir yağmur tanesi... Nasıl da nazenin bir edayla bırakıyor kendini. Çok safî bir nazarla süzülüyor aşağıya doğru. Bir lem’a saçıyor çevreye, gözlerime ve gönlüme. Ne kadar mahzun, ne kadar şehla ve yürektendi bu bakış. Biraz daha dikkatle bakınca görüyorum ki çevremdeki tüm renkleri üzerine çekmiş, insanı cezp ediyor. Ben de meftun oluyorum bu dilbere.
Bir katre yağmur... Meleklerin elinden gelen kutsî bir hazine... O’ndan bir mesaj... Damla... Ne var ne yok gösteriyor içini bana. Etrafı biraz bulanık, varlıkla yokluk arasında temaşa ettiriyor kendini bize. İçte bir sesleniş, bir haykırış, bir feryat koparıyor bana kendince. Sanki hasret sancısı çekiyor, ağlıyordu bana bu bir katre... Koparılmıştı o buluttan bir kere, sevk-i ilahi onu almış arza indirmişti. Ayrılmıştı, bir firak ateşi yakmıştı o damlayı. Onun da yüreği beşer gibi ayrılığa dayanamamıştı. Bırakmıştı kendini toprağa ve bir sonsuza... Aşk içindi ama hepsi, aşkının esbaplar dairesindeki isteğini yerine getirmekti arzusu. Bu duyguları insan bedeni yaşamıyor mu, çekmiyor mu bir vuslat arzusu? Sevgili için yok olmuyor mu, ölmüyor mu bir bir? Biliyordu ki sevgiliye kavuşacağını... Ölmüyordu o bu yüzden. Aşkına teslim olmuştu. Gülün yaprağına düşen damla şanslı buluyordu kendini ve imreniyordu diğer damlalar da onu.
Gözlerimin önünde böyle anlamsız düşüncelerle dalmışken hava da kararmıştı.
Yolculuk devam ediyordu. Hâlâ yoldayım ve sevgiliye ulaşamamıştım. Ona gidiyorum, bu karar kılan duygularımla. Bir zaman önce bırakmıştı beni bu ıssız sahrada ve ben çaresizdim. Zemheri karanlıkta ben üşümüyordum sanki; üşüyen şu pürmelal gönlümdü. Ah, saçının teline dünyaları değişemeyeceğim yar! Yüreğimi açtım sana. Sevdaydı bu, ayrılıktı, o damlanın nokta-i nazarında. Ya Rabbim ne güzel düşüyordu yeryüzüne senin rahmetin. Hepsi mütebessim bir halle, gururlanmadan misafir oluyordu yeryüzüne. Sevgiliye ulaşan bir nazlı çiçekti damla. Bir sevgi damlası... Yüreğimin yamaçlarında açan bir nergis... Âşık, gurbete nasıl tahammül edebilir ve nasıl dayanır sensizliğe. Bir yağmur tanesi bile vefada kusur etmiyordu sevgiliye vuslat yolunda. İçinde ne engin denizleri taşıyor, ne yanık yürekleri topluyor o katre. Bakma onun durgun koylar gibi sessizliği kendine en büyük yoldaş ettiğine. Dökse sana hasretlerini, açsa sana hicranlı yüreğini o bir damla büyük ummanlardaki fırtınalar gibi coşup, köpürecek ve yakacak o denizi de benim yaralı yüreğimi erittiği gibi.
Duygularıma bir tercümandı bu ılık yağmur taneleri benim. Anlıyordu o beni ve ben anlıyordum onu. Söylüyordum çok kez beni de götürmesini gittiği yere. Bir anaforun içinde hissediyordum kendimi. İçimde şule şule yanan bir ateş... Olmuyor böyle sensiz ey can! Bu öyle bir taaşşuktu ki ne hayallere sığdırılabilecek kadar küçük, ne sana yalnızlığını hissettirecek kadar sığ, ne de kalbine sığmayacak kadar büyük...
Sevmek... Seni, Rahmanî sırları hayatıma rehber ederek, sınırsızca, her lahza bir bahar neşvesi içinde canlı tutarak, titreyen bir kalp ile ağlayan bir sine ile... Bu bir katrenin buluta olan sevgisi gibi... Bu taneciğin sevgisi ki sadece ağızda kuru bir söz olarak kalmayıp, gönülde yanan bir kor, sıcak bir tebessüm, tatlı bir bekleyiş, özleyişti. Aşk yolunda her türlü ezaya katlanmak; çekmek hasret sancısını; yanmak sabahı olmayan gecelerde; ağlamak gönül bağındaki sensizliğe; haykırmak paslı gönüllerdeki vuslatsız sevdama, bu garip yağmur tanesi gibi...
İlhan KAPLAN
YORUMLAR
Sevmek... Seni, Rahmanî sırları hayatıma rehber ederek, sınırsızca, her lahza bir bahar neşvesi içinde canlı tutarak, titreyen bir kalp ile ağlayan bir sine ile... Bu bir katrenin buluta olan sevgisi gibi... Bu taneciğin sevgisi ki sadece ağızda kuru bir söz olarak kalmayıp, gönülde yanan bir kor, sıcak bir tebessüm, tatlı bir bekleyiş, özleyişti. Aşk yolunda her türlü ezaya katlanmak; çekmek hasret sancısını; yanmak sabahı olmayan gecelerde; ağlamak gönül bağındaki sensizliğe; haykırmak paslı gönüllerdeki vuslatsız sevdama, bu garip yağmur tanesi gibi...
İlhan KAPLAN
--------------------------------------------------
Kutlarım kardeşim.
Bir damla gibi gönlünü bize açmışsın.
Çok içten.
Çok net.
Selamlar. 10 numara