- 459 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Aiti Eştirme 47
47-] Toplumun üst yapısı, alanlar birleşmelidir. Yani sosyal yapılı halkçı alan öznelliği ile toplumsal alan objektif ve sübjektifliğini içerir. Bu bir süzme kırpma girişmeli oldukça verimli zengin bir girişmedir. Artık burada toplumsalı toplumsal olacakla, halksağı halksak olcakla bulamazsınız Toplum burada tam bir toplum kültürü laboratuvar etkinliği girişmesi çıkartır. Toplum burada, nesnelliğin pratikliğine denk düşecek, olan ve işlev olan, anlama ve anlayışça öznelliklerini sınar. Bu bilinç halkın felsefesi olmalıdır.
Pratikliği olanla, pratikliği olmayanın, seçme ve ayıklanması burada yapılır. Yeni biriktirmeleri depolar. Uygulamanın ayrımlarını yapar. Nesnelce olan öznel toplum gücü burada ortaya çıkar. Sosyal üst yapı tam bir toplumsal üst yapıyı içeremezken, toplumsal alan üst yapı, bir uzmanlık girişmesi yetkinliğini de ortaya koyar.
Yani bir etnikçi özellikli, dini inançlar, folklor gibi bir yığın öznel kültür değerleri burada yansımasını mutlaka bulur. Pratiklikle olumlu olumsuz işlev olan öznel girişmeleriniz, zaten talebini yapmış olur. Tedbirini de, çözümünü de, toplumda karşılaması olumlu bulunur.
Çözümü toplum iki yapıya göre kendi uyumlaştırması ile pratik eder. Değilse toplumun kendisi, o öznelliğin özel talebine karşı bir inanırdısı gibi rit uygulamalı yaklaşmaz. İnançlara insanlar üzerindeki olumlu olumsuz etkimelerine göre somut verili bulgularla rehabiliteci oluşla yaklaşır. Toplumdan yana, bilinmezliğe karşı nötrdür.
Tarihi akış içinde toplumların ortaya çıkması ile sosyal etnikli birlikler anlayışı, yavaş yavaş; KİŞİ KEYFİLİKLİ DURUMLAR MESABESİNDEKİ GÖRÜLÜŞE GERLEDİ. Yani alan çekilmeli, alan sıkıştı daralması ile özneldi muktedirlik meşruiyeti, tikel leşti ve iyice de tekilleşti. Kişi keyfilikte durumlar mesabesinde görülüşe özneldi fevrilikler iyice geriledi.
Artık sosyal birliğin toplumda işlevsiz kalan bir zamanların işlev varyasyonları, kişiler anlama düzeyi ve kişi aidiyetleri oluşturma düzlemindeki bir sahiplen ilişti. Yani işlevler hepten yok olmamıştı. Şekil ve biçim değiştiren bir kapsam alanı faaliyeti olaraktan, kişi ve kişiler boyutunda sürüyordu. Öznelliğin ve özne faaliyetlerinin gerisinde, bunlarda çokça vardı.
Nesnelce üretim ilişkisini ve onun düşüncesini(felsefesini, ahlakını, normudu inançlarını) sağlayış ilişki eşmelerin yükümleşmesini ve paylaşmasını, işlevliğini, özgeciliğini sağlayamadığınız oluşlar ve birlikti yapılar; TOPLUMSAL değildirler.
Toplumsal olanda da, kimi kez, talepleşme olmadan önce öngörünün zorunlu belirişleri de, olasıdır. Yine toplum, nasıl bir hastalığın sağaltımını, halktan istemez ise; halk da kendi öznelliğini toplumdan talep edemezdi. Nasıl halk her sağaltımı, derinlemesine sağlayamazsa; toplumlar da kişisel keyfilikleri derinlemesine sağlayamazlardı.
Dünyada hukuksuz ve adaletsiz işler, sömürüler var kaldığı sürece; insanları etnik aidiyetleri içinde tutmak ve insanları inanç kültürleri içinde oyalayıp, onları böylece dizginleyip, dize getirmek toplumcu sömürü belleğinin insana bir hayal perdesi oyunudur!
Bu türden etinizse çatışmalarla, yapılır olan sömürüler süresince, kafalarımızı olup bitene kaldırır olmanın, engellenmesi hep sürdürülecektir. Bir toplumun içinde, çağdaş kültürdü ve üretimdi olanın bölüşülmesi, bilinseydi ve de halk eski aidiyetçi etnik ilişki forumları içinde oluşlarla haktı, özgürlüktü, gibi bilmezlikler mavalı içinde tutulmasa idiler: O toplumun kesimleri içinde, töre gericilikleri olmazdı.
Eş deyişle 8000 yıl öncesinin bir insanlaşma süretti adımı olan ve bir toplumsal yaptırımı olan eski bir toplumcu kurumsal zemince tutum olan, bir etnik totem aidiyetin, diğer bir etnik totem aidiyetle ittifakını sağlayan, karşılıklı totemci (BERDELCİ)kutsalcı cinsel ilişkisi olan geleneğini içlerinde tutuyor olmazdılar. Bu gün hiçbir anlamı ve toplumsal ittifaki işlevi kalmamış olan o eski ittifakı olan dâhiyane buluşu hala sürdürüyor olmazlardı.
Halkın bu sosyalce etnik geriliği çok iyi bilindiğinden, bu gerilikler iliklere değin işlediğinden bu günkü toplumsal çatışmaların çözümünü bile; ’biz kardeşiz, birbirimize kız alıp kız verdik’ diyen sosyalci öğütçü yobazlıkla etnikti yapıya seslenen çözümsüzlüklerlen konuşabilmektedirler. Sanki miras yüzünden 100 lira için kardeşler birbirinin gözünü oymuyordu.
Bir sosyal çıldırma olan kardeş bacısını, kocalar karılarını hem de kezlerce yakalanışla fuhuşa itmiyorlar mıydı! Nerede sizin kardeşliğinizin fuhuşa itilen öfkesi. Demek ki bu yapılaşmanın temelinde sosyalce sesleniş olmayan bir şeyler vardı.
Berdel, bir uygarlaşma olaraktan, ittifakı olaraktan, etnikler arası ahit eşmeyi belirledi. Ve berdel böylece bir etniğin diğer etniğe karşı yasaktan tabu olan, cinsel perhizlerini bozdu. Berdel cinsel ilişki yolu kan bağı yolu sayılıyor olması kabulcü ile kardeş olunmayı, aynı etnikten sayılmayı bu olgulaşış durumun kabulünü ittifak üyelerine sindirtir oluyordu.
Berdel yolu ile kardeşlik ve akrabalık kurarak uygarlaşmanın adımı olan bu haslet, bugün gerici bir kişiler öznel özgür seçimlik girişmesine aykırı, anlamsız, yobazlık olacaktan bir durumla, güzel geleneklerden denişlerin bilmezliği ile (!) sürmezdi.
Ve yine bir geçmiş dönem boyut hastalığı olan feodal ağalar da siyaseten mümkün olmazdılar. İşte etnikliler bunlar ve tümden bu gibi uyumsuzlukların hastalığıdır. Siz bugün tuvalet inşa etmeyi biliyor olmakla ve hala etnikçi gelenekle, dışarıda çemeliyorsanız, bu bir uyumsuzluktur.
Adına, etnik kimlikli davranma hakkı, kendisini öyle iyi hissedip, kendisini öyle tarif ediyor, bunu yok mu sayacaksınız? Gibi denişle, işi nötr örneklerle anlatıp, olumsuzluğu görmezlikten gelişle baş tacı etmek, sizleri kurtarmaz.
Nasıl ırmaklar, geldikleri denizlere bütün özelliklerini; yer, zaman, mekân özelliklerini akıtarak getirip giriştirirlerse; deniz’in özellik yapısını oluştururlarsa; Tek tek her birinde olmayan bir özelliği, her biri ’deniz gibi davranmak’ özelliğini tutum aşmışlarsa; her bir etnik birim, denizde bir damla gibide olsa; ayrı devinemez. Damla (etnik ) denize düştüğü an, deniz (toplum) gibi devinir. Etnik yapılar, toplum içinde etnik yapı gibi değil de, toplum gibi davranır. Bu bir bilinç düzeyi, bir kavuşum düzeyi tin halidir.
Sürecek
Bayram Kaya
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.