- 613 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Son Durumun Temelleri
Yılların verdiğiyle aldığı bir oldu sanki. Gidenlere her baktığımızda sonucun ne olacağı hakkında ümitler tükeniyor gibi. Şehitlerimiz! Gururunu yaşamaya değer kılınan her şeye canlı bir gözle bakmanın zamanıyken, acı üzerine acı yaşatılıyor. Dün okuduğum bir haberde yine aynı şeyleri hissettim pervasızca.” Halkın hakkı, halkımızın güvenliği ve rahata kavuşması” diye slogan atanlar, bugün neden vuruyordu gençlerimizi? Aynı topraklar üzerinde yaşamıyor muydu sanki?
Kör cahil gibi bırakılmaya çalışmak adaleti getirmiyordu. Gençlerin aydınlatılması ve ileriye doğru adımlarla atılımının sağlanması konusunda yeni bir çalışma başlatıyoruz. Üniversiteli gençlere birçok soru yönelttik. Dikkatimizi çeken, endişelerinin daha da artması oldu. Genç bir öğrenciden şu sözleri duymak üzücüydü doğrusu: ” Mesleğe atılımımız zor, belki boşa okuyoruz da haberimiz yok. Ülkenin gidişatı da korkutucu, baksanıza savaş bize doğru bakıyor. Öyleyse okumam da boşa, gidip askerliğe yazılayım belki savaş sanatı öğrenirim. ” Bir gencin ağzından çıkan sözlerin bu kadar çaresiz durumdaymış gibi sergilenmesi neye yönelindiğinin göstergesi değil de nedir?
Bir şeyler empoze edilmeye çalışılmakta ayrım yapılarak. Mütemadiyen yüklenmeye hazır olunan her bedelin sahibi olarak masum insanların gösterilmesi kötü. Dış politikayla birlikte artan entrikaların sonu gelmek bilmediği gibi, ülkede daha da büyük çaplı kaoslara neden oluyor. Şimdi biz soruyoruz:
-Kaygılanmaktan başka çare bırakıyorlar mı? Son yıllara baktığımızda teknolojik anlamda elde edilen başarı değeri nedir? Ya da gençlere yönelik okul kampanyalarının dışında, yurduna sadık kalmaları ve bu uğurdan sapmamaları için sivil çalışmalar nerede?
Unutmamak gerekir ki, beyinleri yıkanıp halkın üzerine birer saldırgan gibi salınan gençler olmakta. Dikkatimizi çeken bir diğer husus ise; bir ulusu komple devre dışı bırakmaya çalışmalarıdır. Ailesiyle şehit haberini dinleyen ufak bir bedenin dahi ağlaması, acımasızlaştırılmaya kadar götürülüyor neredeyse. Bu ne vicdansızlıktır! Neden gelişme göstermek yerine, gençlerin cahil kalıp isyan etmelerine çalışılıyor? Irk kavgası mı yoksa taşkınlık mıdır bu? Daha da doğrusu yüzyıllardır hep iç içeydik ve bu ayrım olmaksızın omuz omuza savaşıldı kardeşçe, şimdi mi ırk çıktı? Üstelik bu isyanlar gençler üzerinden yaratılmaya çalışılmakta ki ileride de aynı tepkiler devam etsin, mantık kalıcı olsun diye. Olup biten her şeyde mantık değil, bir tür çıkar gizli. Kim, kimleri, hangi sıfatla ve ne uğruna kullanıyor anlamak mümkün değil. Bilinen somut bir şey genç nesile yapılan komplonun gösterilmek istenmemesi. Bunun da nedeni uyandırmak istememeleri. Büyük Önderimizin de dediği gibi “kudret asil damarlarımızda mevcuttur”.
Bir de, aynı şey uğruna vatanına isyan edenlerin düşünemediği bir şey var ki, o daha da enteresan. Halkımız için dedikleri bu anlamsız savaş uğruna yok etmeye çalışıp yok oluyorlar, olan ise yine gelecek nesillere oluyor. Güzel olanı korumak yerine, genç çiçeklerin solmasını engellemek yerine, ellerine birer ateş alıp yıkıyorlar ortalığı. Sonunda ellerine ne geçiyor peki? İşte burada duruyorlar ama kısa süreli oluyor bu yine. Parçalanmalar, bölünüp yok olmalar, araların soğuması… Hepsinde dış politika etkin rol oynuyor aslında, özgürlükçü kavgası! Bu kavram altında yanlış bir eğilime sürüklenen halkın, bilmeden yarattığı gerçekler, neleri yok saydığını gözler önüne seriyor.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.