- 1132 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
İLK ÖYKÜM
Ben, eskiden güzel yazılar yazabiliyordum. Neden bu yetim elimden gitti. Acaba pratik yapmadığımdan mı? Kafamı toparlayamadığımdan mı? Yoksa İlham Perimi mi kaybettim…
Ama şöyle etkileyici, sürükleyici yazılar yazmak istiyorum.
İlk defa ortaokul yıllarında yazmaya başladık. Hatta o yıllarda yazmak zorundaydık. O zamanki adı da kompozisyondu. Sanırım bu konuda bizleri mecbur tuttukları için hiçte güzel şeyler çıkmazdı. Konuyu öğretmenler seçerdi. Yazma stilini de. Giriş, gelişme, sonuç olacak yazdığın yazıda… Bir de üstüne üstlük puanlamada onların inisiyatifindeydi. Şayet benim ve öğretmenin düşünceleri bağdaşmazsa düşük puan alıyordum. Hani bu matematik değil ki… Doğru ve yanlış belli olsun. Tarih değil ki; padişah, vezir belli olsun. Bu, o yaşlarda verilen konu hakkındaki düşüncelerin. Bu yaş dilimi de 10-13 arası. Konu hakkında ne diretebilecek kadar bir fikrin var ne de doğruluğunu ispat edebilecek bir kanıtın var.
Lise yıllarında biraz daha serbest bırakıyorlar. Ondan sonra yavaş yavaş bu konuda yeteneğin olup olmadığını anlarsın zaten. Ama bu yeteneği ilerletip ilerletmemek senin elinde tabiî ki. Ben ortaokul yıllarında hiç başarılı değildim kompozisyon yazma konusunda. Hatta bu yüzden Türkçe dersleri hem sevmediğim hem de zorla geçebildiğim ders statüsündeydi. Ta ki; lise yıllarında Türkçe öğretmenimizin konuyu kendinizin seçeceği bir kompozisyon yazmanızı istiyorum sizden diyene kadar. Seçtiğim konuyu şuan net olarak hatırlamıyorum. Ama konu için ders kitabının ünite başlarında ki özlü sözler kısmını tek tek araştırdığımı hatırlıyorum. Ortaokul yıllarında maksimum 10 satır olan yazdığım kompozisyon bu sefer nerdeyse 2 sayfayı kaplamıştı. Sanırım artık hırs yapmıştım! Okul yıllarım boyunca hep merak etmiştim bu kompozisyonları acaba öğretmenler okuyor mu diye? Çünkü iyi yazdığımı düşündüğüm zamanlarda bile en yüksek 10 alırdım kompozisyondan. (100 ‘lük sistemde) Bu konuda içimdeki şüpheyi gidermek için lisede yazdığım ‘O’ kompozisyonda romantik diye bir ifade kullanmam gerekiyordu. Bunun yerinde ormantik yazdığımı çok net hatırlıyorum. Nasılsa bu kompozisyondan da maksimum 10 puan alacam. Hiç değilse ben içimdeki şüpheyi gidermiş olurum diye düşünmüştüm.
O yıllardan sonra kendisinden hiç haber alamadığımız Edebiyat Öğretmenimiz (Canan SOYAL), güzel kompozisyonları sınıfta okuyacağını söyledi. Ama önce beni kaldırdı… Rahşan, kompozisyonunu okudum gayette güzel olmuş ama romantik yerine ormantik yazmışsın. Yanlışlıkla yazdın dimi bunu dedi. Verilecek cevap tabiî ki açık ve net… Evet Hocam… Hayatımda ilk defa yazdığım yazıyı beğenen ve hatta bunu sınıfta okuyacağını söyleyen öğretmenime elbette ki, doğruları söyleyemezdim.
Ogün benim içimde karmakarışık duygular iç içeydi. Şüphem netlik kazanmıştı, bir nevi tebrik almıştım, beğenilmiştim ama yalanda söylemiştim. O an doğrunun hangisi olduğunu kavrama fırsatım bile olmadı. Çünkü bu zaten o yıllarda sıkça söylediğimiz yalanlardan biri. Kavga eden kimdi? Hocam ben değildim! Konuşan kimdi? Hocam ben değilim! Kopya çeken kimdi? Hocam ben değilim! Bu tarz yalanlar o yıllarda pek yalan gibi gelmiyordu bize.
Çünkü masumane pembe yalanlardı bunlar.
Rahşan HASÖZLÜ
YORUMLAR
Bütün öğrenciler aynı düşünür,aynı kaygıları ve sevinçleri taşırlar demek ki...
Aklım Lisede kaldı...
Kompozisyonda ilk cümle önemli,gerisi gelir her zaman.
Ama o ilk cümle var ya ! Ölüm valla..
Ne desem? Nasıl desem ? korkusu...
Ama sizin taktiğiniz güzelmiş.
Ben üniversite yıllarımda yazmıştım bi kompozisyon.
Bayan bir Hocamız vardı. "Vatan Sevgisi" ni anlatan bi kompozisyon istedi sınıftan.Türkçe de baraj dersdi zannedersem.
Aldım kağıdı..baktım ,baktım..son on dakikada " herkes şimdi vatan için ölürüm...gibi klasik tarzda yazacak,ben başka bir şey yazayım " dedim.
Esmer güzel bir kıza yazılmış bir aşk mektubu döşedim kağıda.Fakat sonunda Ey sebebi can,Ey güzel vatan.diye bitirdim .altta da Nabi Hazri den bi dörtlük.
Gönül ayrılmayır öz baharından
İlham baharından söz baharından
Deyirem vetenin birce kış günü
Yahşıdır gurbetin yüz baharından " diyerek sona erdi yazım.
Öğretmen yazımın başlığını okuyup çoık kızmış..
Beni arıyor "Sapık" dişyerek..
Ben kaçıyorum. Neyse bir gün sınıfta tavla oynarken dersi varmış yakaladı.
Ve başladı benim yazdığım kompozisyonu anlatmaya. Önce tamamını okumadığından anlayamamış. kadın bir de sarışın. ))))
Sonra sıfır vermiş..
Neticede bir kez sona kadar okuyayım "salağın" yazısını demiş de kurtuldum.
Çok beğenmiş...
Anlaşılmamak kadar korkunç bir olay yok desem yeridir.
Bak taaa liseden Üniversiteye kadar gezdim sayenizde..
sağolun.
yalın ve akıcı ..
Bir çırpıda bitirdim.
Bir külah çikolatalı dondurma gibiydi yazınız.
ellerinize sağlık.
Evet; akıcı ve hoş.
Devamı gelir İnşallah.
Lakin başlık yanlış.
İlk öyküyü ve ilham perileri kaçmış birini sadece ben ve Tacettin bey okur herhalde. :)))
Sizde güçlü kalem var.
O kalem bakalım renkli mi?
Selamlar.
merkezbasın
Olumlu yorumlarınızı umarım boşa çıkarmammmm...
okuyucuyu hiç sıkmıyor.....özenle seçilmiş....sade kelimeler ...başladınmı bitiriyorsun...uslup mu.....bayıldım....bu kalemden çok güzellikler doğacak inanıyorum saygılar