SEVGİ ÇİÇEĞİ
Sevgi nedir?
“Sevgi kalbi kanatlandıran ve maveraî bir burak gibi mesafeler aştıran bir bağ, metafizik bir güçtür. İnsanın kalbine dokunur dokunmaz bir bahar ülkesine çeviren mukaddes bir kuvvettir.” diyor Mehmet Erdoğan.
Bugünlerde en çok sevgiye ihtiyacımız var. İnsan sevgiye aç. Menfaatlerin, çıkarların galebe çaldığı bu zor ve çetin günlerde bizim insanî duygularımızı harekete geçirecek tek etkendir sevgi.
İnsanlar sevmeli birbirlerini. Ama O’nun için sevmeli. Sevgiyi yanlış yorumlayıp gaflete düşenlerin sayısı çok fazla günümüzde. Bir kişiyi Allah gibi sevme ve bir kişiyi Allah için sevmeyi birbirine karıştırmamak lazım. İlki insanı –hâşâ- putlaştırmaya sevk eden, beden ve cismâniyete bakan sevgiyken diğeri Hakk yörüngeli ve kutsal bir sevgidir.
Sevmek en büyük sanattır. Bir sanat eseri nasıl zor ve uğraş vericiyse ‘sevgi’ de öyledir. Ulu orta herkese açılan kalp çöplükten faksızdır. Sevmenin sınırını koymak lazım gelir bu durumda.
Heyhat! Bu zulüm coğrafyasında, bu çağ ve nesilde ne yazık ki sevgiden eser kalmamış. Hasret kalmışız sevgiye, sevmeye, sevilmeye. İnsanlar sevgiyle yardımseverlik, hoşgörü, hüsn-i zan, tevazu, cömertlik… gibi hasletlere de kavuşacaktır. Sevmekle insan ledünnî bir hava soluklamaya başlayacaktır.
Gerçek sevgiyi elde eden şehvanî(şimdiki günlük aşklar gibi) düşüncelerden arındırmaya başlar kendini. O’nun için sevmeyi bilir. Her işini O yörüngeli yapar.
Sevgi; dil, din, renk, ırk bakmaz, bakmamalıdır. Günümüzde bir insanın bir Hıristiyan büyüğü olan papayla konuştu diye kâfir denilmesi, vatan ve din haini diye suçlanması ne kadar hazindir. Bilemiyorum daha ne kadar sürer bu insanlar arasındaki kin ve nefret. Efendimiz veda hutbesinde:
“Arabın Arap olmayana, Arap olmayanın da Arap üzerine üstünlüğü olmadığı gibi; kırmızı tenlinin siyah tenli üzerine, siyahın da kırmızı tenli üzerinde bir üstünlüğü yoktur. Üstünlük sadece takvâdadır.” diyerek insanlar arasında dış görünüş ve ırk gibi farklılıkları ortadan kaldırmıştır.
Bir insan diğer insanları halis bir niyetle sevmezse bu kişi ilerde vatanını ve milletini de sevmemeye, ailesini ve akrabalarını da sevmemeye başlar. Allah muhafaza belki kalbinden O’nu da çıkarıp atmaya O’na baş kaldırmaya başlar, küfre gider. Evet, bunlar o kişi için hiçbir şeydir. Zor olmaz. Çünkü sevgi kavramını çözememiş veya yanlış çözmüştür.
O’nun sevgisi için sevgi rüşeymleri saçmalıyız her bir yöne. Mevlâna gibi “Ne olursan ol gel” demeliyiz. Mevlâna:
“ Ben Hz. Muhammed’in ayağının tozuyum… Toprağa sevgiden başka tohum ekmeyiz biz…” der. Bizde onun Sevgi Çiçekleri’ni sulamalıyız tüm dünyada.
Hâsılı sevgi çok mukaddes gibi bir mevhum… Kalbi sevgiye ağyar bırakmak insanlığa sığmaz. Kalp de zaten size demez ki “ artık sevmeyeceğim” diye. Kime gel desen gelir. Daha önce de belirttiğim gibi sevginin de sınırını çizmek gerekir bu konuda. Bir sınıfta arkadaşlar arasında bile not sevdası için kin varsa, soğukluk varsa sevgi buraya her şeyden daha muhtaçtır. Önce içimizde eritmek gerekir sevgiyi. Dünyada sevginin olmadığından yakınıp evimizde, ailemizde, sınıfımızda sevginin rayihasından bile eser yoksa boşuna söylemişizdir.
“Gelin tanış olalım, işin kolayın tutalım
Sevelim sevilelim, dünya kimseye kalmaz “
Yunus Emre
İlhan KAPLAN
YORUMLAR
Sevgi...
İçinde kalan bir tutam güzelliği diğer penceredeki zerreye sunmaktır...
Zerrenin avuçlarında bir dünya yaratmaktır...
kutladım...
gencadam
İnsan niçin sever acaba? Elbette önce kendi mutluluğu için,herşeye pozitif bakarak daha objektif olur.Karşıdaki anlar.
Kendinle barışık olan kişi başkalarıyla da barışıktır.
Tam bana göre bir yazıydı,tebrik ederim.
Saygılarımla.