SU DAĞITAN
Çocukluğum ilkbahardan sonbahara yeşilin her tonunun ve masmaviliğin,sonbahardan ilkbahara sarı,kahverengi ve beyaz renklerin kapladığı,dağların denizi dinler gibi sahil boyunca uzandığı şirin bir Karadeniz kasabasında geçti.
Herkesin birbirini tanıdığı,huyunu,suyunu, yerini ,yurdunu bildiği bu ilçede yazın denizin kıyısından yaylaya ,kışın soba diplerinde çorap kurutmaktan ,kartopu oynamaya uzanan dolu dolu bir çocukluk yaşadım.
O zaman sokaklarda bize "Babana selam söyle","yaramazlık yaparsan babana söylerim"," kızımı sana veriyim" diyerek takılan insanların resimlerini,ilçeye gittiğimde oğullarının veya torunlarının işlettiği ticarethanelerin köşelerinde siyah beyaz ve mahsun görünce içim acıdı.
kısa pantolon giydiğimiz o günlerde ( eskiden sadece çocuklar kısa pantolon giyerdi,şimdi büyüklerde giydiğinden yeni nesil bu tabiri kullanmayacak artık) kasabamızin en kalabalık günü,pazar kurulan Çarşamba idi. Ben de annemin elini sıkıca tutar ellerimizde filelerle pazara giderdim.
Çevre köylerden,beldelerden inanlar akın akın gelirdi alışverişe,her yer insan kaynardı.
Kasabamızda sırtına yüklendiği büyük bakır bir güğüm ile su dağıtan yaşlı bir dede vardı. Bir elinde güğümün dibine kaynak yapılmış musluğu tutar diğer elinde su bardağı suayan insanlara su dağıtırdı.
Başında her zaman koyu renk bir bere olurdu, sakalları uzunca, dudak kenarlarından çenesini aşarak aşağıya doğru uzanan kısımları ensesine doğru bembeyazdı. Çene kısmında siyah sakalları ile devamli gülen yüzüyle gözlerimin önüne geliyor o sevimli hali her zaman.
"Su içermisin?" diye sorar,bir bardak içene "Bir daha istermisin?" diye gülerek teklif ederdi.
Ben her pazar kurulduğu gün ,annemin pazara gitmeye hazırlandığını görünce o zamanın meşhur ay çekirdeği "Sincap" paketimi açar ,bir avuç tuzlu çekirdek çıtlattıktan sonra evde su içmeden pazara doğru yol alırdım.
Pazar yerine gittiğimizde hava da sıcak ise iyice susamış olur ,yaşlı dedeyi gözlerdim. dede sırtındaki koca bakır su ibriği ile görününce annemden izin alır yanına koşar su isterdim.o kadar sevinirdi ki,anlatamam.Gözlerinin içi ve yüzündeki gülücükleri rengarenk kelebeklere benzetirdim. hele bir dikişte bardağı bitirip "Sucu dede,bir tane daha" dediğimde kaşlarını sevinçle yukarıya kaldırır, bardağı "Bismillahhh" deyip neşeyle doldururdu.
Hiç kimseden para veya hediye almazdı.Sadece gülerdi,giderdi başka susuz inan bulabilmek için.
Bir gün babama " Baba, o yaşlı dede niçin parasız su dağıtıyor?" diye sorduumda babam " Oğlum, aslında kimse doğrusunu bilmiyor,fakat bir akrabasının dediğine göre bir gece rüyasında Efendimiz (C.C.S.P) ’i görmüş, elini tutmuş yaşlı adamın ve "Benim için su dağıtırmısın ?" diye sormuş. İşte o günden beri bu adam su dağıtır " dedi.
Bir rüya hayatını değiştirdi ve ömrünün kalan kısmında hiç bir gün aksatmadan su dağıttı insanlara.
Kaç arkadaşıma sorduysam adını bilen çıkmadı.herkes onu "Su dağıtan" olarak tanıyor.
Bir Çarşamba günü o yaşlı dede yine su dağıtıyordu.yanına gittim "dede su verirmisin? dedim.Hemen bardağı doldurdu,elime tutuşturdu,yüzünde o kadar huzurlu bir tebessüm vardı ki.
Suyu içip "Dede ,diyorlar ki sen rüyanda Peygamberimizi (C.C.S.P.) görmüşsün,o sana " su dağıt" demiş,sen de o günden sonra su dağıtıyormuşsun,doğru mu?"...
O yaşlı adam yüzündeki tebessümü sıyırmadan gözlerinden şırıl şırıl yaşlar akıtmaya başladı,çocuk gibi ağlıyordu.
Ben de korktum,üzüldüm,şaşırdım ve oradan hemen kaçtım.
O gün aklıma geldikçe içimi kaplayan hüzün ve huzur gözlerimin yaş ile dolmasına sebep oluyor.
Yukarıdaki fotoğrafın sol tarafında,çocukların arkasında ömrünü su dağıtmaya vakfetmiş yaşlı bir adam göreceksiniz.
Fotoğrafı gönderen orada görünen bir çok insanın isimlerini etiketlemiş.
O yaşlı dedenin ismini "Su Dağıtan" olarak yazmış.
İşte o su dağıtan insan yıllar önce ellerinden su içtiğimiz "Sucu Dede" dediğimiz sevgili insan bu dünyadan göç edeli yıllar oldu.
Lütfen o yaşlı olduğu halde sırtında boyu kadar kazan ile su dağıtan merhamet timsali,iyilik ve sevgi pınarı insana bir Fatiha gönderin.
Emin olun gönderdiğiniz dualar,bembeyaz bir güvercin gibi avuçlarına konacak cennetin en güzel köşesinde "Su Dağıtan"ın.
YORUMLAR
öyle yada böyle...bu tarz insanların nesli tükenmek üzere belkide...günümüzde kimse karşılıksız bir şey yapmaz...sanırım tenefüs ettiğimiz hava değişti...fatihamız yerine ulaşsın...amin..saygılarımla...
erolabi
Bir ömür su dağıtan insan ...
Bir ömrü hayra vakfeden insan...
İsmi anımsanmayan insan...
Diğer yanda ise şimdi memleketi yöneten eski belediyecilerin ellerini öptükleri Ali Kalkancılar..
Bir bayan yazı yazmıştı "Mürşidi Kamiller" diye..
Çok gördüm..
Hepsi Kamil idi.
Saygılarımla kardeşim
Yürekleri deşen bir yazı.
İnancın kudreti ürpertti.
İçerik anlatım çok çok hoş. 10 numara olmuş.
Fon renkli, parağraflar kısa kısa olsa kusursuz olacaktı.
Kutladım güçlü kalemi.
Sevgi ve selamlar.
erolabi
Bu fotoğrafı bir arkadaş gönderdi..
Yaşlı dede aklıma geldi..
Ömrü boyunca su dağıttı ve gitti..
Adını sormadık..
Kimin nesi..
Kimin derdi.. sormadık..
Geldi..gitti..
Unutmuştuk aslında..
Fotoğrafı görünce aklıma geldi..
Yazdım..
Sayfaya ekledim.
Bakamadım bile..
Sevgi ve saygılarımla..
Çok etkilendim gerçekten.. Ne kadar büyük bir hayırdır susayana su vermek.. Dualarımız inşallah ruhuna gider. Paylaşımınız için teşekkürler. Çok güzel bir anlatımdı yine her zaman ki gibi okurken haz aldım.Saygılarımla..
erolabi
Çocukluğumun en güzel anılarını bir hazine edasıyla biriktirdiğim küçük ilçemin bağrında bilmediğimiz nice evliyalarla yaşamışız meğer..
Aşk budur.
Aşk denen bir sema varsa..
Aşk denen bir hal varsa ....
Aşk denen bir emek ise budur.
Sadece sevdiği için kendinden vazgeçen..
Değerli yorumunuz ve anlayışınız için teşekkür ederim.