- 1184 Okunma
- 7 Yorum
- 0 Beğeni
TUTKU TOHUMLARI EKTİN İÇİME!
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Gök gürültüsü ile birlikte, ardı adına şimşekler çakıyor. Şemsiyenin, bile hakkından gelemediği durup durup yağan ahmak ıslatan yağmur var gücünle toprağa dökülüyor. Çocukken sevinçle camdan izlediğim yağmura şimdi hüzünle bakıyorum…
Kendimi, terk edilmiş ıssız bir ada gibi yapayalnız hissediyorum. Bir aralık duran yağmurla, Hello Büfenin tahta masasında, oturur buluyorum kendimi. O an bana ait olan sandalye ve masaya da üzerimden, sanki tır geçmiş gibi ezik bir ruh hali ile… Tek tük düşen yağmur damlalarını tenimde hissedince içim üşüyor, şalıma sarınıyorum bir çay istiyorum ilk kez açık olsun demeden.
Hemen, hemen tüm masalar dolu, sadece yağmurla ıslanan bir iki masa boş. İnsanlar havanın kasvetinden olsa gerek, belki de benim gibi evde oturup camdan yağmuru izlemek yerine, dostlarıyla birlikte günü bu yerde geçirmeyi tercih etmişler..Kiminin yüzü asık, kimi hararetli bir konuya dalmış konuşuyor, kimi ise denize, körfezi kaplayan balıkçı tekneleri ile sallara kilitlenmişler adeta. Tostla, kahvaltı yapanlar, bir şemsiye altına, sığınmaya çalışan çiftler.O kadar, az gülümseyen yüz var ki. Zoraki konuşmalar. İçlerinden, biri ucundan yakalasa, bir iki güzel kelime belki de haz verecek gözlerine umudun ışıltısı vuracak, fakat yok öyle bir şey…Herkes ben mi olmuş yoksa ben mi öyle görüyorum bugün?
Birden yağmur hızlanıyor. Tel, tel dökülürken denizin üstüne, arada havaya zıplayan balığa dikiliyor gözlerim. Dans ediyor, yağmurla suyla özgürce. Sarı bukleli bir kız çocuğu, balıklara ekmek attıkça balıklar amansız bir yarışla kapışıyorlar. Masmavi olan deniz bugün yemyeşil, arada mavinin tonlarını saklıyor tüm muhteşemliliği ile. Bembeyaz bulutlar, martısız kalmış semalarda. Serceler ise kıyıda ekmek kırıklarının başına üşüşmüşler…
Sıcak çay içimin ürpertisini geçirmiyor. Genzimi yakınca sıcaklığı, düşüncelerimin esiri olmuş duygularıma ulaşamıyorum. Galiba içimin kapısını kapatmışım bu saatte. Açılan davalar, atılan şuh kahkahalar, hayatın vurdumduymaz yüzleri arasında ben hangi saftayım bilemiyorum.
Söyleyin, yağmur damlaları, ruhum neden yalnız ve ıssız?.İçim neden ızdırapla dopdolu?.
Şiddetlenen yağmur, göz göz iz bırakınca denizde daha asil daha gururlu güç veriyordu, avuçlarımdan kayan hayata tutunmam için. Ruhuma eşlik ediyor, içimde biriken sorularımı tek tek yıkıyor damarlarıma sıcaklık bırakıyordu. Yalnız değildim ben, önce Allah sonra sen hep benimleydin. Anılarımı, güzel anlarımı yaşatmalıydım. Sıyrılıyorum, beni sabahtan beri esir alan, sıkan karamsar ruh halimden.
Gülümsüyorum, tüm yüreğimle, kimse bilmeden tepeden tırnağa iliklerime kadar.
‘’Seni düşünüyorum’’. ‘’Seni düşünmeyi seviyorum’’ . ‘’Seni seviyorum’’.
Senin ruhunu yansıtan her yer benim için muhteşem. Sana, dokunmadan bile tattığım, o özel duyguyu, yaşamayı seviyorum. Elinin sıcaklığını, bilmesem bile düşündüğüm zaman bedenime yayılan ılık bir yangı ve heyecanın güzelliğini. Varlığının, hayatıma kattığı anlamın değerini bir kez daha hissediyorum derinliklerimde. Ancak yüreğinde bulabilirsin beni, orada sonsuza kadar beklediğimi sezebilirsin.
Kışlar, baharlar, yazlar yürüyor takvim yaprakları arasında, bitmiyorsun her geçen gün çoğalıp mühürleniyorsun yüreğimde. Durup, durup yağan nisan yağmurları gibi ıslatıp titreten bu aşk, yolları aşmış coşkun bir pınar gibi akıyor gürül, gürül inatla. Ne önüne kattığı taşları, ne yemyeşil çalıları, bariyerleri, tufanlara bile aldırmadan.
Çisil, cisil yağmur damlaları gibi yağarsın ömrüme. Tutku oldu, seni yaşamak, seni büyütmek kalbimde. Kalp atışlarıma eşlik eden bu sevdayı kalbime yazarken, aşk’ının imzasını attığın yüreğimde, sevdiğim;
Tutku tohumları ektin içime!...
YORUMLAR
Gülayşe DELEN
Gülayşe DELEN
Olağüstüydü yazınız. Bu kadar mı güzel anlatılır yürekteki sevda... Bugünkü favori yazım sizin yazınız.. Gerçekten anlatımınız büyüleyiciydi ve yağmuru hissettim ben de. Tebrik ediyorum. Sevgilerimle..