- 1095 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Aşk ve Sevda Hesaplaşması
Seni severek ben oldum, kendimi buldum ben
Seninle sevdam dolandı yeryüzünün tümünü
Seni sevmelerimin bedeli ne olacaksa olsun
Ben seninle sevdim yaşamın en tatsız halini.
Kimi zaman rüzgâra kapılır üç günlük yaşam biçilen kelebekler. Damıtılmış bir sevginin olmazı bilmeyen kilometrelerinde, sevdaya hazırlanan sahnede inançsız sevgileri oynamak, aynı sahnede başka kimlikle bulunmak ve her an kırılmaya hazır bir sırça köşkte mutluluğu aramak kolay değil anlayacağın.
Seninle her konuşmamda keşfedilmemiş adalarına çıktım. Kendine soramadığın, yüreğine itiraf edemediğin tüm gerçeklerden lezzetli bir damla alıp şiirlerime sürdüm. ’Keşke’lerin ve geriye dönüp dönüp getiremediğin aşkların acıtıyordu canını. Kendine çizdiğin yollar karanlık, yürümeye çalıştığın engeller ise geçilemiyecek kadar karmaşıktı.
Ben seni severek ben olmuştum o anlarda. Aşka karşılık beklememek, aşkın o engin sularında yüzememek kırılganlıklara belemişti beni. Yorgun kelimelerim senden kaçmayı seçen ayaklarıma yapışıyor, hangi iklimde olduğumu bilmeden mevsimlerin anlaşılmaz lâbirentlerine dalıyordum. Vedalaşmalarımız oluyordu arada bir, kırılma noktalarımızda yeniden buluşup biz oluyorduk. Suya düşer düşmez eriyen kar taneleri gibi birbirimize sunduğumuz vaadlerimiz de kayboluyordu ansızın. Her seferinde bu aldanmalardan sevgiler yarattık yine de kendimize.
Kadehler dolusu içerek uyuşturamadığın beynin, tek bir kadehte fırıldak gibi dönüyordu beni dinlerken. Sevdalarımı öğrenmek, acılarımdan bir lokma almak seni hüzünlendiriyordu. Sayısız hayallerin vardı, ancak bunlara ulaşmaya cesaretin yoktu. Bana varlığını en çok anımsatan gözlerindi ve ben o gözlere bakınca kaçıyordun benden. En çok yüreğini seviyordum bu yüzden. Yüreğin gözlerimi bilmiyordu ve ben onunla sessiz sevişmeler yapabiliyordum.
Ellerin, seninle zoraki kurduğum bir dostluğun zayıf kelepçeleriydi. Sevginin meyvelerinden damıtarak elde ettiğim bir sevdanın tadına kapılmak yerine, şiirlerimin lezzetli bahçelerinde varlığıma tutunuyordun. Göz göze gelince de yanı başımdaki dostluk bahçesine kaçıyor, ben sende çoğaldıkça sen oralarda kayboluyordun.
Bana gelmediğin zamanlarda, yokluğuna alışmak için sensiz varolmanın mahzenlerine dalıyordum. Gözlerin, ellerin ve yüreğin olmadan da yaşamaya alışmalıydım anlayacağın. Çoğu zaman hiçe saydığın bir bilmecede, çözemediğin tüm çözümsüzlüklerde ben çıkıyordum karşına. Sevdana direnişlere kuşandığımda seninle savaşmak inanılmaz zordu, ancak yüzünün asil çizgilerine ve güzelliğine gıptayla bakıyordum haberin olmadan. Aynalara gülücükler sunuyordun sen kıpır kıpır bedeninle. Dışarıdaki utangaç güne aldırmıyor ve dilindeki yaşamak şarkısıyla yürüyordun caddeleri.
Seni sevmek, senin ülkende kalabilmek, senin izin verdiğin kadardı. Bana gülümsediğin her anı şiirlerime işliyordum. Yeni bir aşka yakalandığını sandığında mabedime gelip, benimle buluşuyordun. Karşı koymayı asla düşünemediğin bir sevdaya isim arıyordun yanımda. Sevgideki sarsılışını görmek, ruhunun çözümsüzlüklerinden bu aşka bir isim bulmak da hep bana düşüyordu. Sancılı bir müzikti sesinin titremelerinden dökülen konser. Karşı koymayı asla düşünmediğimiz bir buluşmanın ilk adımını ne sen atıyor, ne de ben atabiliyordum.
İşte böyle anlarda kadehler kaldırıyorduk bir arada olmamıza. Ben sevgiye, sen aşka içiyordun kana kana. Sen aşkın sarhoşluğunu yaşarken, ben sevginin ovalarında sevinçle koşuyordum. Bir masaldaki gerçeği arıyorduk belki de. Yaşamın çelik kollarına tutunup, kuralların önceden saptandığı bir oyunda oynayarak yaşıyorduk bu hayatı. Farkında olmadığımız bir sevgi dünyasının kollarına tutunuyorduk.Özlemlerimiz nice savaşlardan çıkmış, nice meydanlarda sulha durmuştu. Zamanın pastil kelimelerinden kurduğumuz ağ bizi en kutsal yerde ağırlarken seninle ben bu gizem salıncağında sallanmaya devam edeceğiz. Yüreğimizdeki söz kuyularından çektiğimiz sevgi suları bir gün bizi aşkın denizine elbet ulaştıracaktır.
Selahattin Yetgin
YORUMLAR
Ben seni severek ben olmuştum o anlarda. Aşka karşılık beklememek, aşkın o engin sularında yüzememek kırılganlıklara belemişti beni. Yorgun kelimelerim senden kaçmayı seçen ayaklarıma yapışıyor, hangi iklimde olduğumu bilmeden mevsimlerin anlaşılmaz lâbirentlerine dalıyordum. Vedalaşmalarımız oluyordu arada bir, kırılma noktalarımızda yeniden buluşup biz oluyorduk. Suya düşer düşmez eriyen kar taneleri gibi birbirimize sunduğumuz vaadlerimiz de kayboluyordu ansızın. Her seferinde bu aldanmalardan sevgiler yarattık yine de kendimiz
---------------------------------------------------------------------------------------
Şiir gibi cümleler ve çok manidar örtülü ifadeler.
______________________________________________________
İşte böyle anlarda kadehler kaldırıyorduk bir arada olmamıza. Ben sevgiye, sen aşka içiyordun kana kana. Sen aşkın sarhoşluğunu yaşarken, ben sevginin ovalarında sevinçle koşuyordum. Bir masaldaki gerçeği arıyorduk belki de. Yaşamın çelik kollarına tutunup, kuralların önceden saptandığı bir oyunda oynayarak yaşıyorduk bu hayatı. Farkında olmadığımız bir sevgi dünyasının kollarına tutunuyorduk.Özlemlerimiz nice savaşlardan çıkmış, nice meydanlarda sulha durmuştu. Zamanın pastil kelimelerinden kurduğumuz ağ bizi en kutsal yerde ağırlarken seninle ben bu gizem salıncağında sallanmaya devam edeceğiz. Yüreğimizdeki söz kuyularından çektiğimiz sevgi suları bir gün bizi aşkın denizine elbet ulaştıracaktır.
Selahattin Yetgin
--------------------------------------------------------------------------------------------------
Anlatmak isteyip te anlatamadıklarımızı hep gizem salıncağında sallamak zorunda mıyız?
Bir şeyi söylemeden dillendirmek ve cevabını çözümlemek imkansız mı?
Güzel yazınız yine düşüncelere itti.
İçmek de yasak. Ne yapmak gerek?
Bari kumdan ev yapalım hayali.
Hayale bak.
Hayal bile kısıtlı.
Ne olur kumdan saray yapsam?
Olmaz.
Yasak.
Yasak istenmez mi?
Neyse ben yine de kumdan ev yapayım.
Sevgi ve selamlar yazar dostum.
10 numara bir yazıydı.
Selahattin YETGİN
Bizler belki de o anlatamadıklarımızla, ya da anlatmayı başarabildiğimiz yaşanamamışlıklarla mutluyuz.
Teşekkürler dost.
Engin yüreğine Akdeniz sıcaklığıyla sarılmak ne güzeldi.
Var ol.