- 857 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
YAZ GÜNÜ UZUN KOLLU GÖMLEK…
Hayatı yaşamak kadar onu yaşarken sorgulamakta önemlidir. Yaşamı, yaşanabilirliği her şeyi sorgulamalısın bir yerde. Her söylenene emme basma tulumba gibi başını sallamak hayatı yaşamak değil, gününü geçirmektir sadece.
Yaşamın içinde her şey sorgulanabilir dil, din, bilim, siyaset, görsellik, her şey ama her şey başlı başına bir konu olabilir ve sorgulanabilir. Ama önemli olan özgünlüğü yaratabilmektir.
Hayatı sorgulamak bir lükstür aslında. Sorgulama lüksüne sahip olanlardan olup olmadığını sorgulayacaksın önce. İş hayatında, özel hayatında hayatı sorgulamalısın ki; doğruyla yanlış arasındaki farkı kendin çözümleyebilesin. Cevabını doğru bulmadığın sorulara farklı bir bakış açısı getirebilmeli ve belki de yeni cevaplar bulmalısın. Bunun içinde önce kendini, yaptıklarını ve bulunduğun yeri sorgulayacaksın. Doğru yerde olup olmadığını bileceksin. Hedeflerinin istikametinde gitmiyorsan şayet direksiyonunu çevirmeyi bileceksin. Ve gerektiğinde arkana bakmadan uzaklaşacaksın.
Ama bazen öyle anlar vardır ki; hiçbir şeyi yargılamak, sorgulamak istemeyiz. Her şeyi tüm çıplaklığı ile yaşamak isteriz. Hatta ne kadar mutlu ve huzurlu hissederiz kendimizi. Varolduğumuz evrende neden varolduğumuzu bile bilmeden. Ta ki; yaşamda insan doğasının bir parçası olan merak ve sorgulama güdüleriyle her şeyin bir neden ve sonuca bağlı olduğunun farkına varıncaya kadar. Çünkü biliriz ki; hayatta iki şık vardır. Birincisi esen yelin savurduğu yöne gitmek, ikincisi senin istediğin yönde yeli estirmek. Hayatı sorgulayabilenler bunun faydasını görmüşler, sorgulamadan boş vermişlikle geçirenler ise çoktan kaderci zihniyetin kurbanı olmuş ve esen yelin rotasında dönmeye başlamışlardır bile. İşte halinin farkında ve halinden memnun olmak ve onu sorgulamak böyle bir şeydir.
Günlük yaşantıyı destekleyen olguları irdelemek, onları yaşam tarzına katmak elinde olmasına karşın iş hayatını sorgulamak elbette en zor olanıdır. Çünkü uygulanan her proje, konan her yasak mutlaka daha önceleri tecrübe edilmiştir. Daha önce yüzlerce hatta binlerce kişi üzerinde uygulanmış ve sistem ondan sonra oluşmuştur. Ama bu demek değil ki; her söylenen yüzde yüz doğrudur. Zaten her yeni kural bir öncekinin eksikliğinden doğmamış mıdır? Bu yüzden bazı yerde kuralları da sorgulamak gerekir. En azından nedenini bilmek gerekir. Yaz aylarında dahi kısa kollu gömlek giymek yasak dendiğinde kayıtsız şartsız uymak yerine sorgulamak daha uygun değil midir?
Bilgi haznemizi artırmak kendimizi bulmak ve hayata daha sağlam, daha güvenilir ayaklarla basabilmek için tıpkı küçük bir çocuğun anlam veremediğimiz, manasız bulduğumuz merak içindeki soruları gibi yaşamımızdaki her anı herseyi sorgulamalıyız. O çocuğun buna ihtiyacı vardır. Büyüyecektir. Olgunlaşacaktır. Ama belki de kendini gerçeklerimizi bulmak için bizim ona bu çocuktan daha fazla ihtiyacımız vardır kim bilir!
Rahşan HASÖZLÜ
YORUMLAR
İnsanı insan yapan, diğer yaratılmışlardan ayıran düşünme vasfına güzel bir bildiri niteliğinde bu yazı.Evet insan, düşünceleriyle ve bu yönde göstermiş olduğu gayretleriyle insandır.Bunun çıkış noktası da sorgulamalardır hiç şüphesiz.Tohumun atıldığı toprak bir bakıma.Sonrasında filizlenen gürleşen anlamıdır yaşamın. Bana göre bir duruşu olmalı insanın hayata karşı, çünkü hayat binbir rüzgarların geçiş noktasıdır bir bakıma. Dimdik durabilmek için köklerinizin sağlam olması gerekir.Yani insana sürekli sorular soran hayata verilecek bir cevabınızın mutlaka olması lazım.Bunun da yolu sorgulamayla başlayıp, düşünceyle devam eden ve davranışlarımızla tamamlanan insan olabilme yolunda atacağımız sağlam adımlardır.Mesele, bu rüzgârlarda kırılıp kırılmamak değil, eğilmemek olmalıdır.
Düşünce dünyamızda şöyle bir gezinti imkanını sunan güzel yazın için tebrik ve teşekkür eder, kalemini daim olmasını dilerim sevgili Rahşan. Saygı ve selamlarımla...