RENKLERİN KAOSU II
![RENKLERİN KAOSU II](https://i.edebiyatdefteri.com/resim/resimli_yazi/buyuk/68309.jpg)
Şu son günlerde insanlarımız arasında nifak ve şikak tohumları eken ve birbirine düşürmeyi amaç edinen dış mihrakların baskısı altındayız. Gizli dış mihrakların... Herkese kin ve nefret aşılayarak renkler arasında bir kaos ortamı oluşturmaya çalışılıyor.
Nasıl bir aşı ki bu kadar acıtıyordu insanlarımızın sinelerini. Bir tarafta birine Kürt, diğerine Türk diye bölücülük en başta yapılıyor. Bunu söylemekle değil o insanları bazı haklardan mahrum ederek kaos başlıyor. Her iki tarafı da karıştırıyorlar. İçlerinden birisi terörist oluyor, insanları katlediyor. Ama günahını onca masuma atılan çirkin çamurla Kürt halkı ödüyor. “ Nasıl ki sen bir gemide veya bir hanede bulunsan; seninle beraber dokuz masum ile bir câni var. O gemiyi gark veya o haneyi ihrak etmeye çalışan bir adamın ne derece zulmettiğini bilirsin. Ve zâlimliğini, semâvâta işittirecek derecede bağıracaksın. Hatta bir tek mâsum, dokuz câni olsa, yine o gemi hiçbir kanun-u adaletle batırılamaz.”
Bir insanın yaptıklarını başka bir çoğunluk gruba veya bir grubun yaptığını da yapmayan tek kişiye addedemeyiz.
İnsanımızın bu tür çirkin oyunlara gelmemesi gerekir. Ben Uşaklıyım. Bir tane Uşaklı böyle düşünüyor, böyle yapıyor diye tüm Uşaklıların da böyle yapacağını beklemek kadar safderuncadır. Küçük lokmayı yutmak kolay olur hesabınca ülkemizi önce kamplara bölmeyi sonra bölünen bu küçük kampları da bir bir yutmayı hedeflemektedirler.
Şimdi gelelim ayrımcılığa. Nerden çıktı bu ayrım. Türk-Kürt, Alevî-Sünnî... Şimdi temcit pilavı gibi ısıtıp ısıtıp önümüze koyuyorlar. Ne zaman güzel icraatlar başlasa bunlardan birini-ikisini açıp karıştırıyorlar. “ Bulanık suda balık avlamak kolaydır.” Bizim necip ve şanlı tarihimizde görülmemiştir böyle olaylar altı asır boyunca. Ermeniler bile bizim en sâdık dostlarımızken, şimdi ise...
“Her ikinizin Hâlıkınız bir, Mâlikiniz bir, Mabudunuz bir, Râzıkınız bir... bir bir, bine kadar bir, bir...
Hem Peygamberiniz bir, dininiz bir, kıbleniz bir... bir, bir, yüze kadar bir, bir...
Sonra köyünüz bir, devletiniz bir, memleketiniz bir... ona kadar bir, bir...”
Bunca birlik varken bu ayrılık neden?
Ayrımcılığa sebep olacak şey ne? İnsanlarımızın bu konuda uyanık olması gerekiyor. Hemen galeyana gelip taşkınlık yaratmak sonuç vermez. Kardeşlik ve uhuvvet bağlarımızı sağlamlaştırmamız gerekiyor.
Bu günlerde haberlerde de sıkça gördüğümüz kardeşlik köprüsünün alanı genişletilmelidir. Batıdaki işadamlarının bu onulmaz fedakârlığını göz ardı edemeyiz. Bazı okulların buralara kitap, kırtasiye, bilgisayar vb. yardımlarını, en çok gitmesi gereken ve ihtiyaç olan doktorların bu günlerdeki diğerkâmlık yaparak oralara gitmelerini unutamayız. Bunlar yeterli mi? Yetmez elbette. Eğitim alanında büyük yatırımlar yapılmalı, cehalet azaltılacak boyutlara indirilmeli. Bu tür fedakârane desteklerin geniş kitlelere yayılması gerekiyor.
Görecekler ki Doğu’da ne pırlanta yürekler var, ne tatlı tebessüm saçan sevgi çiçekleri var açmayı bekleyen, ne acılı sineler var bizim acılarımızı paylaşan. Bu güzellikleri görmemek için bir sebep yok. Kör insan bile görüyorken, sadece gözleri gören bazı insanların da görmedikleri görülüyor. Çünkü onların kalpleri kararmış, gözleri değil. Ülkemizdeki menfî düşünceli birçok insan kulaklarını tıkayadursun bu hakikate. “ Gözlerini kapamakla gece edemezler gündüzü.”
Kaos ortamı, kardeşlik köprüsü sağlamlaştırıldıkça ülkemizde yer edinemeyecektir inşaallah. Ülkemizde artık Kürt denince, Alevî denince kimsenin içi ürpermeyecek, aksine inşirah bulacak. Aynı mesele ‘çarşaflı’- ‘türbanlı’ sözcüklerini duyunca da oluyor bazı insanlarca. Bu konu da apayrı bir kaos malzemesi yapılıyor şimdilerde. Sonra dile getirmek üzere inşaallah bu acıyı.
Allah uhuvvetimizi arttırsın!
İlhan KAPLAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.