- 6787 Okunma
- 0 Yorum
- 1 Beğeni
HÜSEYİN ATLANSOY "İYİ GÜNLER İLERİDE ANNEANNE" ŞİİR İNCELEMESİ
Hüseyin ATLANSOY 80 kuşağının en önemli şairlerindendir. Onun şiirleri bir kuşağın fotoğrafıdır adeta, o zamanın ruhu. Daha ilk şiirlerinden itibaren `kendine has sesini` bulan; naif ve ironik şiir diliyle şiirimizin kalıcı renklerinden biri olmuştur.
Atlansoy şiirleri, Coğrafyaları, şehirleri, geçip giden medeniyetleri, o medeniyetlerin renklerini ve zamanın ruhunu anlatan bir anahtar niteliğindedir.
“Şiir yazmasaydım bir hayatım olmazdı sanıyorum” diyecek kadar şiire gönül vermiş bir şairdir o.
“Şiir benim için hem bir sığınak hem de sağanak oldu.” diyen bir şairin dizelerinde, insanın okudukça o sağanağa kapılası geliyor.
Muhalif ve yerli duruşu; Onun hayat tarzını hem de şiirlerindeki uslubu ortaya gösterir. Günümüz tanımlamalarıyla; o bir zencidir, o bir Kızılderili…Hayatın genel gidişatı içerisinde sürekli mazlumların yanında durur. İçinden geçtiğimiz zamanda, topluma karşı yol göstermeye çalışan uyarıcı bir rehber gibidir Hüseyin Atlansoy şiirleri.
Bunu yaparken, en iyi vuruşunu şiirin sonuna saklar. Okumaya başladığınızda bir yumruk yemiş gibi sersemletir insanı ve direkt etkisi altına alır. Onun anlattığı dünyanın pencerelerinden bakmamanız olası bile değildir. Okuduğunuzda dünyaya bir çığlık atası gelir insanın.
Onun şiirlerinde, şehirleşme olgusuyla karşılaşırız. Şehirleşmenin dayattığı kurallar ile ona uymakta zorluk çeken insanların acı çekerek üzerlerine giydirilmeye çalışılan o elbiseye uyma yada uyamama onun şiirinin ana temalarını oluşturuyor.
Hüseyin Atlansoy, kendi deyişiyle `gündelik hayatın her yerine bazen bazen kaba bazen estetik bir yöntemle` sızar ve oradan şiir dediğimiz cevheri çıkarır. Gündelik hayat deyip geçmek doğru olmaz, onun şiirinin özünü işaretlemek için; geçmişi, yüzlerce insanlık halini, onca yaşanmışlığı, bu kadar çok nesneyi anlamlı kılıyor.
İleride iyi günler anneanne şiiri ilk okunduğunda insanda soğuk bir duş etkisi yaratıyor. Bildiğimiz ama tam olarak kavrayamadığımız medeniyetlerin yaşamlarına gönderme yaparak, yaşamı hoş bir ironi ile sorgulatıyor okura. Yaşadığımız modernizm, küreselleşme vb dedikodusuna karşı uzaklardan gelen bir çığlık gibi yankılanıyordu şairin sesi.
Şehirlerin, ezilen halkların sızısı var yüreğinde ve bunu olabildiğince gür bir sesle duyuruyor. Tüm zıtlıkları örnekleri ile birlikte ortaya koyarak sızısını isyana yönlendiriyor.
Yinede tüm zıtlıkların yanı sıra anneannesine iyi günlerin ilerde olduğunu söyleyen umutlu sözcükler etmekten ve bir romantik söylemi de dillendirmekten geri durmuyor Atlansoy.
iyi günler ilerde anneanne
iyi günler ilerde
bense yirmidört saatlik
günlerdeyim anneanne
Şiirin başında; yirmi dört saatlik günler ve iyi günler diyerek tezatlığı ortaya koyuyor. İçinde bulunulan günlerin sıkıntısından bahsederken bile yinede anneannesine teselli veriiyor.
“oysa ne sarışın kızlar
göz kırpıyor esmer delikanlılara
ne de ortadoğu
bir gül bahçesi oluyor”
Sarışın kızlar ile esmer oğlanlar bu dizelerde de şairin tezatlığını görebiliyoruz. Esmerlik vurgusu yine yazgısı kara olanlar için kullanılmış ve aynı yerden yine bir türlü acısı dinmeyen ortadaoğu sorununa gönderme yapmış Atlansoy.
Diğer bölümde ise anneannesinin onun bu haline bakıp üzülmemesini istiyor. Bir yandan batı tarzı ir yaşama karşı çıkarken diğer yanda bir süper markette batının ürünlerini onların isimleriyle pazarlamanın tezatlığından bahsediyor. Atlansoy, insanların içinden bulundukları yaşamı sorgulamalarını istiyor. Bunun aksi davranışlara isyan ediyor adeta.
Şiirin sonlarına doru bir karamsarlık çöküyor, hastalıkları atıyor, baş ağrıları depreşir. Bütün bunların modern hayatın dayatmasıyla ve bu tezatlığın ürünü olarak ortaya koyduğunu dillendiriyor denebilir.
Sadece ekmek bulunduğu için bile şükredilen bir zaman ve yaşam biçiminden, toplumun doyumsuzluğunu büyük bir tezatlıkla anlatarak, ekmeği ve ona verilen emeği ve o zamanı yüceltiyor.
İyi günler yok
İyi günler ileride anneanne
Kıyamet bize
Kıyamet bize
Kıyamet bize
İyi günler çok uzakta diyen şair, artık anneannesine çizdiği o mutlu gelecek resminden vazgeçmiştir. Hatırladığı dünya özlenen hayatın ne kadarda zor olduğunu göstermektedir.Artık çığlık atma, haykırma zamanı geldiğin düşünerek;
Kıyam/et bize
Dizesiyle işte bu uyanışı dillendirir. Dillendirdiği bu son dizeyle hayatın acı oklarını hem bize hem de kendine batırmaya devam ediyor şair. Hemde bütün umutsuzluğa rağmen yinede muhalif duruşundan vazgeçmeyerek.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.