- 822 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
EDEBİYAT VE KİŞİLİKLER
“Türkçem benim ses bayrağım”Fazıl Hüsnü Dağlarca
BAŞ ÖĞRETMEN ATATÜRK’ÜMÜZÜ VE ÇAĞDAŞ MEDENİYETLER SEVİYESİNE GELMEMİZ ADINA İDEALLERİ ADINA ŞEHİT OLAN ÖĞRETMENLERİMİZİ RAHMETLE ANIP, TÜM ÖĞRETMENLERİMİZİN ÖĞRETMENLER GÜNÜNÜ KUTLUYORUM...
Yedi yaşında ukala bir bilgiç olmaktansa Yetmiş yaşında bir öğrenci olmayı yeğlerim...Devrimcan
Bu söz yazımın en özetiydi.çok tşk ediyorum ablam..Edebiyat kekemelik krizi değil öğrenme açlığıdır.Saygıdır.Sevgidir...Saygıyı sözde değil, özde hissedip hissettirmektir...
YORUMLAR
Dün beğeni ve hak vererek okuğum yazınıza, fırsatsızlıktan yorum yazamamıştım. Bugün yeniden dönüşüm; naçizane duygu düşüncelerimi paylaşmak içindir..
Bir dokun bin ah işit misali olmaz umarım:))
Edebiyat nedir ve ne kadarını uygulayabiliyoruz demekle başlamak gerek sanırım..
Edebiyat: Kısa ve özet haliyle; okuyanlara estetik (sanatsal) bir doyum sağlamak amacıyla yazılmış, ya da böyle bir amacı olmasa bile biçimsel ve içeriksel özellikleriyle bu düzeye ulaşabilen bütün yazılı eserlerdir. Edebiyat bir anlatım biçimidir. Düşünce ve duyguları güzel ve etkili bir biçimde anlatma sanatı olarak da tanımlanabilir..
Peki bu sanat ne kadar icraa edilebiliyor? Ya da ne kadar doğru icraa ediliyor, ne kadar hakkı veriliyor demek lazım! İşte o, orası meçhul..
Ben, siz, o, bizler ne kadar edebiyata katkıda bulunuyoruz? Yahut bu gayrette olanla olmayan arasındaki fark ne? Maalesef oda meçhul...
Madem bu sitede yazıyoruz, bu sebeple; konuyu genellikten biraz uzaklaştırıp buraya döndürecek olursak; gözlemlemeye çalıştıklarımdan, benim bakış açımla şöyle bir sonuç çıkıyor ve izninizle paylaşmak isterim..
Bir şiir/yazı altında çok yorum varsa, çok puan almışsa o 'Şiir' iyi/güzel edebidir (!) :)) Baksanıza ne çok alkış almış:)) Beğenen olmuş (!) Bu kalem iyi yazıyor (!). Sanki çok yorum, böcekli olunca o en iyi! Peki yorumu az olup, çiçek böcek almamışsa, o ne oluyor? :))
Çok yorumlu olana; şiirlerine bakıyorsunuz konu hep aynı. Hep 'sevdim, ayrıldım, hüzündeyim, yanıyorum, ağlıyorum vs. vs.." Konular genel kavramlar olarak işlenmemiş tek bir şiirinde bile. Hep ben, ben, ben...! Dünyada, toplumda senden/senin duygularından başka sorunlarda var, gör, duy, işle diyesi geliyor insanın:)) Haa tabi buda olsun. Zira en kısa anlatımıyla şiir insanın kendini en iyi ifade ettiği yazı türüdür. Tabi duygular, yaşanmışlıklar, izleri, hissettiklerin de tema olarak olacak.. Ama.. ama bu yapılırken de karşında bir arkadaşınla konuşurken kullandığınız bir 'Dil'le de olmasın.
Yazılan/(şahsımın) yazdıklarım edebi eser olmasa bile; hiç olmazsa 'Güzel Türkçe'mize Saygı' adına Türkçe doğru kullanılmalı, özen gösterilmeli, ehemmiyet verilmeli, ciddiye alınmalıdır bence.. En en azından bu yapılmalıdır diye düşünüyorum.. Aceleye gerek var mı? Şiir/yazı her ne ise yazılan yayınlanır elbet :)) Bir geri dönüp, oku hele! Bir bak imla hatası var mı yok mu?
Türk Diline gösterilecek olan özen ve önem; kişinin kendine olduğu kadar okuyana/okuyucuya da saygısıdır bana göre...
Yazınız vesilesiyle duygularımıza tercüman oldunuz, ben kendi adıma bu fırsatı veren kaleminize/yüreğinize teşekkür ederim Sevgili Şairem.
Saygı ve sevgilerimle..
hüzün şairi
Edebiyatta kör dövüşü olamaz, sokak kavgası yapamazsınız. Bir an kalemi varlığınızla olmanız gereken yerde ego ve hırsınızla var olursanız bu kavgayı neşrederken, kaleme alırken adil olamayacağınız anlamına gelir. Siz her tartışma ve anlatımda olduğu gibi
Şahsınıza ait birikiminizle yorumlamak durumunda olmanıza rağmen, sizin gibi düşünmeyenleri hakir görüp aşağılıyorsanız ve bu yaptığınızın tek doğru olduğunu konusunda ısrarcı iseniz bu toplum sizin yaşayacağınız bir ortam değildir. Herkesin fikrini beyan ve varsa eğer düşüncesini bir şekilde ifade etme hakkı vardır. Bu fikir ve düşüncelere karşı fikir beyan etme hakkı da karşı tarafa aittir. Bu iki tarafı da gösteren aynada hiç kimse size adalet dayatmasında bulunamayacağı için kendi terazinizi sağlam zeminlere kurmak sizin kendinizle olan adaletinizin tezahürü olacaktır.
Yine edebiyat eleştirdiğiniz, yorumladığınız veya alkışladığınız düşüncenin ve o düşüncenin sahibinin o düşünceye sahip olduğu zamanı, şartları ve zaman içerisindeki değişimini gözlemlememek hiç değildir. Bunu yapamıyorsanız eğer sizin Kaldırımlar şiiri ile Sakarya Türküsü arasındaki Necip Fazıl’ı, camiye giden Nazım Hikmet ile Rusya’ya sığınan Nazım Hikmet’i, dindeki hoşgörüyü tembihleyen peygamber ile Sivas’ta canlara kıyan kan sevdalıları arasındaki farkı anlayamazsınız.Edebiyat deforme olan, değişen ve çizgisini değiştiren düşünce ve düşünürlerin takibini ve yine bu düşüncelerin kopma noktalarını ele alan bir unsur olmalıdır.
Leyla güzeldir diyen Kays’tı
Leyla en güzeldir diyen Mecnun(deli)
Cannnn çok tş ediyorum..
hüzün şairi
Bu söyleminize gelirsekte eğer bu edebiyatta kriter konumunda olan bir mekanizma değildir.Sitemiz içinde var olan olgudur.Doğrusu, yanlışı ile tartışılır lakin ŞİİRİ ŞİİR yapan alkış veya yorum adedi değil yazan YÜREKTİR.
Edebiyat demek toplumda olup bitenlerin güncesi demek , yaşadığı dönemin aynası susturulmak istenip haykıran,yada aynı görüşte olup eleştiren .İçine girdiğimizde o zaman hakkında bir tarihi vesika özelliğine bürünüyor .Edebiyatımız o kadar geniş , o kadar değerliki ama biz ne kadarını paylaşabiliyor, anlatabiliyor,yazabiliyoruz.
Yada ne kadar toplum olarak bu konuları anlatabiliyoruz ,kendi çevremde saysam beş yada altı .Konuşacak olsan uyku getirir.Edebiyat düşünen insanların,tolum sancısı çeken insanların yeridir .Edebiyat zamanı olağandan farklı yaşayan insanların yeridir.
Ari Nihat Asya üstadın bir yazısı beni çok duygulandırır :
Yunus Emre
Hemşerilerine de ,birbirimize de Yunus hakkında söylenecek yeni bir şeyimiz hemen hemen yok...O,bizi uzaktan da duyardı;yanına gelmek bizim ihtiyacımız...Kabir ziyaretine değil ,elini öpmaya geldik...Şiirlerini torunlarının sesinden dinlemek ,hoşuna gider diye düşündük .Sözlerimiz,Mevlid'imiz ,inşadımız onadır ;onun içindir.
Sesimizi duyduğuna inanıyorum ..Ondan O'nun himmeti olamaksızın bahsedilebileceğini sanmıyorum ve himmeti niyaz ediyorum.
...
Geçmiş büyüklerimize bari anlatamıyoruz,yazamıyoruz bari saygı duyalım,hayırla analım.
Bu değerli konu üzerine yazılacak çok şeyler var ama zaman buna el veriyor.
Bu değerli yazınız için teşekkür ederim.
Selam ve Dua ile.
atebek tarafından 11/25/2010 12:28:40 PM zamanında düzenlenmiştir.
hüzün şairi
Bir toplumda düşünceler ifade edilmeden onanıyorsa ve yine bir toplumda düşünceler ifade edilmeden reddediliyorsa bu toplumun düşünce boyutu yok demektir. Hasta bir ruhun anlayışından öte bir şey değildir bu.
çok tşk ediyorum.
hüzün şairi
Dün okumuştum ama fırsat bulup cevap yazamadım.
Hakikaten bizler Edebiyat adına ne verebiliyoruz? bu soruyu sorarken kendime: yeterince hakında gelemediğim aşikardır. Ama özelikle kendim en iyisi verebilmek için çok çaba sarf ediyorum çünkü ben burada Yedi yaşında ukala bir bilgiç olmaktansa Yetmiş yaşında bir öğrenci olmayı yeğlerim.
Edebiyat; hayata en belirgin iletişimde bir kültür alış-verişidir. Yüzyıllardan beri süren bu kelam (yazılı-sözlü) bu paylaşımlarla içiçeyiz. Bu kelam (yazılı-sözlü) paylaşımda söyleyen, yazan verici, dinleyen ve okuyan ise alıcıdır. Bunları iyi değerlendirmek gerek diye düşünüyorum.
Edebiyat; insanların duygu ve düşüncelerini(karakter, kişilik, davranış ve hal hareketleriyle) en iyi yansıtan birer eylemlerdir. Eskiden çok ünlülerin "sanat sanat içindir" dedikleri bana uymaz bence sanat, ki ben edebiyatı da bir sanat dalı olarak gördüğüm için sanat yaşayan herkes içindir. Edebiyat paylaşımdır, farkındalıktır ve insanın insanda tanıdığı çok güçlü bir aynadır.
"İnsanoğlu her zaman beğenme ve beğenilme arzusu içerisindedir. Bu arzu insanı çevresini güzelleştirme çabası içerisine sokmaktadır. Bu beğenilme arzusunun temelinde güzellik duygusu vardır. Güzellik duygusu da insanı sanat yapmaya, düzenli olmaya, çevresini güzelleştirmeye yönlendirmektedir."
Ve kısmet olursa çok yakında "Edebiyat nedir?" adlı bir denemem olacak, hala üzerinde çalışıyorum.
Sevgili yüreği bu güzel yazısı için teşekkür ediyorum ve bizim de bir katkımız olduysa ne mutlu bana...
Selam ve hürmetlerimle
hüzün şairi
her şeyin yeri vardır.Her şeyin zamanı vardır ve her şeyin boyutu ile tartışılacağı kendine münhasır platformu vardır...Ben şiirin içine alaycı tabirler ve kişiliklere yönelik ağır tabirler girdiği zaman kabullenemiyorum.Şiir adına burada iseniz eğer tavrınızda şiire yakışır olmalıdır...
güzel sözlerin için tşk.paylaşımın için tşk ediyorum ablam selam ve dua ile
Toplumsal siirler zaten bir ciddiyeti icinde barindiriyor.
Üsluptan gelen bu güç güzele yaklaştıkça zarifleşir, ondan uzaklaştıkça cılızlaşır.
Bencede en siradan kelimeler dahi olsa üslupta bir incelik varsa dile göze gönüle hos gelir okunan.
Cok yönden bakilabilinecek bir yaziydi.
Yüregine saglik canim
Sonsuz sevgimle
hüzün şairi
Tamam güzel bir yazı...Gerçekten güzel bir mevzuyu işlemişsiniz..Ancak sizden şu konuda istirhamım var...Şiiri lay lay lom yazmak nasıl oluyor?...Bunu biraz açsaydınız keşke..Sizin şiir anlayışınız mı burada etken;yoksa genel bir durumdan mı bahsediyoruz anlardık daha iyi...
Kısaca demek istediğim;şiirin samimi ve ciddisi nasıl oluyor?...Bir sonra ki yazınızı bu yönde kulanırsanız sevinirim...
Güzel ve pragmatik bir yazıydı...Rabbıma emanetsiniz...
hüzün şairi
ÇOK CİDDİYET GEREKTİREN YERLERDE BİLE HAFİFE ALINANLAR İÇ ACITIR CİNSTEN OLDUĞU İÇİNDİR Kİ BU YAZI DOĞDU...ŞİİR BANA GÖRE NE SİPARİŞLE YAZILIR NE DE HAFİFE ALINIR.BUNU YAPMAYA BEN BİLE OLSAM KİMSENİNDE HAKKI YOKTUR...YAZININ GENEL TEMASIDA BUDUR..SİZİN TABİRİNİZLE ŞİİRİN CİDDİSİ YADA GAYRİ CİDDİSİ DEĞİL...
İLGİNİZE TŞK EDİYORUM.İNŞALLAH BU SERİYE DEVAM EDECEĞİM RABBİM ÖMÜR VERDİKÇE...SELAM VE DUA İLE