- 4102 Okunma
- 36 Yorum
- 0 Beğeni
İLK ÖĞRETMENİN KİM SENİN
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
“İlk öğretmenin kim senin?
Kim öğretti alfabeyi?”
Bilmiyorum neden, ama yıllar öncesinden aklımda kalan bu şarkıyı söyleyince hüzünlenirim hep. Neler geçmez ki aklımdan…Köyün derme çatma ilkokulu, her gün, her hafta, her ay aynı takım elbiseyi giyen güleç öğretmenimiz ve onun daha minicik bir yürekken beni karşısına alıp, ileride çok başarılı bir insan olacağımı anlatması…
Öyle utangaç bir çocuktum ki, adımı sorsalar kıpkırmızı olurdum. Dilim tutulur, doğru bildiğimi de yanlış söylerdim. Sevgili öğretmenim ben de ne gördü bilmiyorum ama, yılmadan uğraştı benimle. Bütün bayramlarda şiir okuttu. Yarışmalara soktu. Dördüncü sınıfa geldiğimde ilçede adımı bilmeyen yoktu. “Güzel şiir okuyan kız” diyorlardı bana…Ben o kürsülerde şiirlerimi okurken, bir an olsun öğretmenimden gözümü ayırmıyordum. O ağlıyordu hep…Tombul yanaklarından süzülen yaşları görünce üzülmüyor, daha da içten okuyordum şiirlerimi. Arada gözlerini silip, dinleyiciler üzerindeki etkimi görmek için etrafına bakındığında anlıyordum eseriyle ne kadar gurur duyduğunu…
Dördüncü sınıfta kendi bayram şiirlerimi yazmaya başladım. O olmasaydı bunu başarabilir miydim…Sanmıyorum…
Bir gün sınıfta tek başıma resim yapıyordum. Bir beden eğitimi dersiydi. Sürekli hasta bir çocuk olduğum için o dersten muaftım. O diğer çocuklara top oynamalarını söyleyip yanıma geldi. Oturdu ve yaptığım resme baktı. Portre çalışıyordum. “Nur” dedi, “Sen çok değişik bir çocuksun. Bir çok yeteneğe sahipsin. Bunu Allah herkese vermez. O halde ne yapacağız, kendimizi geliştireceğiz.” Çocukluğun verdiği saflıkla baktım kırmızı yanaklarına.
Babam hep uzaklarda çalıştığı için öğretmenimi koymuştum baba yerine. Hep üzgün bir adammış gibi gelirdi bana. Kaş şeklinden mi, geçkin yaşının yüzüne yansımasından mı bilemedim hiç. Yine öyleydi, gülümsüyordu ama, bilmeyen ağladığını sanabilirdi. “ Seni şiir yarışmasına soktum. Gerçi sana sormadım ama” dedi. Kalbimin atışı hala aklımdadır. Bayılacak gibi olmuştum. “Ben yapamam” dedim çekinerek. Kaşlarını becerebildiği kadar çattı. “Yapamam diye bir şey yok. Yapacağız” dedi.
Yarışmanın konusu polislerdi. Daha dördüncü sınıftayım ve her gün iki üç şiir yazıyor beğenmediğim için öğretmenime göstermiyorum. Dördüncü sınıfta sınırlarımı zorluyorum, kendimi en çok kendim eleştiriyorum ve biliyorum ki, ben yazdığımı beğenirsem herkes beğenecek…Yazamadığım için gecelerce ağlıyorum. Her ağlama sonrası anlamlı bir kıta çıkıyor. Onları da kimseye göstermiyorum.
Ben o vakitler de böyle hüzünlü bir çocuktum. Geceleri en sevdiğim şeydi kırık pencereden yatağıma süzülen ay ışığı altında bir şeyler düşünmek. En çok kurduğum hayal beyaz bir atla çok uzaklara gitmek ve kötülerle savaşmaktı. Utangaç ama korkusuzdum. Korkusuz ama ağlamaklıydım hep…Hiçbir zaman, hiç kimseye ihtiyacım olmayacakmış gibi gelirdi bana.
Bereket versin ki o ay havalar hep güzel gitti de, gecenin Mehlikası sayesinde şiirimi bitirebildim. Utana sıkıla verdim öğretmenime. Şiiri okuduğu anki yüz şeklini asla unutamam. Önce benim yazdığıma inanmadı, sonra yaşlar süzüldü kırmızı yanaklarından. Kenarı yırtık, fermuarı bozuk çantasına kağıdı sokmaya çalışırken, dudakları titriyordu. Yarışmada birinci olduğumu öğrendiğindeki sevinci ise hiçbir kelimeyle tarif edilemez. Kaç kez yerinde zıpladı kaç kez ceketini çıkarttı ve tekrar giydi. Koca adam, o koca göbeğiyle çocuklar gibi şendi. Ben her zamanki gibi şaşkın mağrur ve utangaç…
Sonrası…Sürekli yazdım…Her gördüğümü yorumladım kendimce. “Her şey” hakkında söyleyecek “çok şeyim” oldu. Beni ben yapan bana bu karakteri yapıştıran o adam sayesinde çok kapılar açıldı önümde. En önemlisi hep saygı gördüm…
Fakir ve unutulmuş bir köy okulunun hem hademesi hem katibi hem öğretmeniydi O. İl merkezindeki yatılı okullara gider, orada okuyan çocukların kullanmadığı okul eşofmanlarını toplar bize getirirdi. Sonra bizi okul bahçesine cem eder, tek tek eşofmanları denetir, üzerimize uydurmaya çalışırdı. “ Ne çabuk büyüyorsunuz anlamıyorum” diye de söylenirdi tebessümle.
Büyüyorduk…Çok çabuk, her şeyden bihaber ve korkusuzca…Bir gün çok büyüdük ve ilkokul öğretmenimiz öldü…
İlkokuldan sonra bir iki kez sokakta görmüştüm kahramanımı. Ayaküstü geçiştirdim onu ne yazık ki…Daha önemli şeyler vardı aklımda artık. Yaşlı ve titrek bir öğretmeni çoktan mazi kitabının bir yerine hapsetmiştim. Öldüğünü öğrendiğimde üniversiteye gidiyordum. Çok uzak bir şehirden katıldı yüreğim cenazesine. Ona şiirler okudum. O en sevdiği şiiri… Hani dünyanın bütün çiçeklerini isteyen bir öğretmenin şiiri vardı ya…Beni duydu mu bilmem, ama hissetmiştir eminim.
Şimdi karşılaşsak ona çok şey anlatmak isterdim. Öncelikle bana neden hep hüzünlü gözlerle baktığını anladığımı söylerdim. Sonra binlerce kere öperdim ellerinden. Sen olmasaydın, ben ezik bir kız olarak kalacaktım derdim. Sen olmasaydın ben yolumu bulamayacaktım…
Şimdi kalemim hep kederli insanları yazsa da, hala çocuk yanı var cümlelerimin. Hala bir ümit dolaşır kelimelerimi…Kahramanlarımın intihar ederken bile tebessümleri vardır yüzlerinde.
Her akşam gri örgü yeleğinin cebinden küçük bir şeker çıkartıp masama bırakır bir hayal adam. Biri kırmızı kalemle yıldız çizer yanaklarıma. Hala bir limon kolonyası kokusu vardır kalemimde. Sen dokunmuşsun belli…Defterimize kalemimize sinerdi kolonya kokun…Sen hayatıma sindin sevgili öğretmenim…
“İlk öğretmenin kim senin?
Kim öğretti alfabeyi?” şarkısını duyduğumda hep ağlayacak, hep seni hatırlayacağım. Eşofmansız çocuklar gördüğümde, deftersiz sınıflara girdiğimde, öğrencileri için bir şeyler isteyen bütün mütevekkil öğretmenlerin yüzünde…
…………………………………………………………………………………………………………………………………
Bu çiçekler sana öğretmenim. Parayla almadım, bir yapraktan yetiştirdim. Senin gibi…
...ENGİNDENİZ...
YORUMLAR
Ali Rıza Binboğa'nın bir köy öğretmeninin hayatını ve yaşadığı zorlukları, sıkıntıları anlatan bir filmi vardı birde bu şarkıya hitaben yapılmış. O film ile birlikte daha bir anlam ve değer kazanmıştı bu şarkı benim yüreğimde.
Öğrencilerin ileriki hayatlarında nasıl bir birey olacağına önce aile terbiyesi, daha sonra ilkokul öğretmeninin verdiği yön ve terbiye şekil verir. Ne mutlu sana ki böylesine değerli bir öğretmenin elinde şekil almış ve kendini tanıma, geliştirme fırsatı yakalamışsın.
Gecikmiş bir kutlama olacak benimkisi ama seni ve yazını yürekten kutluyorum. Keşke benim de böyle bir öğretmenim olsaydı diyerek.
Sevgim sonsuz...
sabahleyin okumuştum ama tekrar büyük bir zevkle okudum...
benim de ortaokulda iken korkmaz ünlü adında bir türkçe öğretmenim vardı..
beni yönlendiren edebiyatı sevdiren aynı sizin öğretmeniniz gibi teşvik eden yarışmalara katılmamı sağlayan ve ödül aldığımda hop oturup hop kalkan canım öğretmenim..
ilk kitabım çıktığında yanımdaydı...
mutluluğu ve duyduğu gurur o kadar aşikardı ki ...
unutulmuyorlar evet...
ona teşekkür edip sahneye davet ettiğimde en az benim kadar heyecanlıydı şiir okurken..
kutluyorum sizi sevgilerimle...
ilköğretmenim acaip bir adamdı hem otoriter hem çok sevecendi eğitim adına,tüm müzik resim ve bedeneğitimi derslerinde bize matematik çalıştırırdı ,o zamanlar çok kızar ve sinirlenirdik ,sıkılırdık ,daha sonra anladım ki bütün öğrencileri çok iyi yerleri kazandılar temeli çok sağlamdı yani.
kutlarım tüm öğretmenlerimin gününü
Aynur Engindeniz
Teşekkür ederim. Sevgilerimle.
müget
Aynur Engindeniz
müget
İlkokul öğretmenliği karşılığı parayla ödenebilecek bir meslek değil bence. Laf olsun diye değil tüm kalbimle söylüyorum...Bu devlet ilköğretim öğretmenlerine ne verse az gelir...Onlar için ne yazılsa az gelir...Elbette içlerinde olumsuz insanlar da var... Ama bu olumsuz insanlar ile öğretmenliği gölgeleyemiyor. Şu memlekette öğretmenler kadar saygı duyulan başka hangi meslek var. Doktorlar polisler mühendisler hep öğretmenin marifeti...
Bütün öğretmenlerin günü kutlu olsun. Şimdi bütün öğretmenlerimiz çiçeklerle bezenmiştir...Ne güzel...
Sevgili Aynur hanım. Benim ilk okul üçüncü sınıfta gelmiş olduğum öğretmenim, öğretmenlere karşı korkumu geliştiriken, dördüncü ve beşinci sınıfta okuduğum öğretmenim öğretmenleri, ve öğretmenlik mesleğini öyle çok sevdirdi ki, bu gün bile hâlâ hayatta olan öğretmenlerimi il dışında da olsa telefon numaralarını bulup, onları arıyor ve haber alabiliyorum.
İlkokul öğretmeni çok önemli. Gerçe nalmada güne yakışan bir yazı idi. Böyle bir yazıyı kaçırmak istemezdim. Paylaşımız için teşekkür ediyorum.
Tüm öğretmenlerimizin, öğretmenler gününü en içten dileklerimle kutluyor hepsinin büyük küçük farketmez elelrinden öpüyorum.
Kutluyorum kaleminizi ve saygılar yüreğinize
Evet hepimizin hayatında çok ama çok önemli roller oynamışlardır sevgili öğretmenlerimiz.Sevilmeyen dersi sevdirmişlerdir,kendini,okulu insanları,eğitimin önemini ve daha neler neler.Benimde hayatımda hiç unutamadığım,çok değerli öğretmenlerim olmuştur.Hayatı sevdiren,okumayı sevdiren...Böyle önemli ve özel bir günde anlamlı ve duygusal bir yazı olmuş.Kaleminize sağlık.Tüm öğretmenlerimizin gününü kutluyorum.,
Saygılar..
Sanırım bu gün en güzel hediyelerinden birini bu sayfada bu yazardan alıyor sevgili öğretmenlerimiz. Kendileri mutlaka en güzeline lâyık ama bu yazı da onlar için hiç de fena değil herhalde.
Bu vesileyle bu sayfadan tüm öğretmenlerimizin gününü ben de en iyi dileklerimle kutluyor ve hepsinin ellerinden öpüyorum.
Ülkemizde öğretmenlerin arka plana atıldığı bir dönemdeyiz ama sevindirici tarafları da yok değil mesala sevgi ve bağlılığını yitirmeyen öğrenciler de var, sanırım öğretmene verilen en büyük gurur kaynağı bir öğrencinin öğretmenini anması ve sevip saymasıdır.
Bir dörtlük yazmak isterim:
A'yla başlar Zy'le bitmez
ömür boyu süreriz
kaybolmayan izleriz
ilim-bilim döşeriz...
Günün yazısı ve günün sayfasında "ÖĞRETMENLER GÜNÜ" nü tüm yüreğimle kutluyor ve en güzel günlerin öğretmenlerimizin olması dileklerimle
Sevgili yüreği selamlıyor ve kutluyorum
O kadar sade ve samimi bir yazı ki...100 sayfada olsa 1000 sayfada olsa insan böyle yazıları nefes alır gibi okuyup geçer farkında olmadan....
Bence gerçek edebiyat bu işte...Edebiyat yapıyorum diye çabut bağlanan dilek ağacı gibi olmak yerine, bir kayanın çatlağında kök salmış ulu bir çam ağacı olmak daha saygın değilmi....??
Tebrikler kardeşim.... Tebrikler....
her anne ilk öğretmendir
bu yazınız gerçekten çok anlamlı olmuş bend ehem anne hem öğretmen olarak bu yazınızı üzrime alınıyor ve sizi tebrik ediyorum
nice güzel ve başarılı yazılarda bulumak üzere
selam saygı bizden efendim
Aynur Engindeniz
Öğretmenler! Cumhuriyet, fikren, bilimsel, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek sicilli korucular ister. Yeni kuşağı bu nitelik ve yetenekte yetiştirmek sizin elinizdedir.
KEMAL ATATÜRK
BUTUN OGRETMENLERIMIZIN ELLERINDEN OPUYORUZ,
OGRETMENLER ICIN SOYLENMIS BU SOZ ATANIN SOZU BU SOZUN UZERINE BASKA SOZE GEREK VARMIDIR ONLER BIZIM EN KIYMETLI HAZINEMIZ VARLIGIMIZ EMEGINI VEREN YUREKLI OPULESI ELLERINI SEVGIYLE OPUYORUZ.ONLAR BIZI SEKILLENDIRDI VATAN MILLETE ATANIN IZINDE GITMEMIZE SEVGIYI VERDILER.INSANLIGIMIZIN SEKILLENMESINDER BIZE HER SEKILDE TEMEL OLDULAR.VAR OLMA NEDENIMIZ OGRETMENLERIMIZ SIZI SEVGIYLE KUCAKLIYORUZ,RAHMETLI OLANLARI NUR ICINDE YATSINLAR MEKANLARI CENNET OLSUN.BASTA BAS OGRETMENIMIZ ATAMIZ OLMAK UZERE.
Sevgili Aynur kardeşim eskiler "Cevherin kıymetlsini sarraf bilir" derlermiş. Senin bu öğretmenin çocukluğunda, gençliğinde herhangi bir sarrafın yanında çıraklık yapmış mı, haberin varmı. Ta o zamandan keşfetmiş sendeki cevheri, inan çok samimiyim. Kendisine rahmetler diliyorum
Ha benin ilköğretmenim mi. Sorma; küçükken kabzımalın yanın da çıraklık yapmış bizim ki, şansımıza. Bir türlü keşfedemedi beni.
İnan şiir okuyan çocuklara hep gıpta ederdim, bu yüzden hep evde kendi kendime şiir okurdum bağıra, bağıra . Üst kattakiler rahatsızmı oldu ne, babama şikayetleri üzerine vazgeçmek zorunda kalmıştım. İçimde hap ukdedir.
Ya işte böyle. Bu güzel ve dokunaklı yazının vesilesi ile bütün öğretmenlerimizin "öğretmenler günü" kutlu olsun, kutlamış olalım. Ölmüş olanlarına Mevladan rahmetler olsun.
Selamlar, saygılar
öğretmek.......bir harf için 40 yıl kölelik ederim demiş hz ali....bizler hiç bir zaman hakettiklerini veremedik...her daim unutuldular hatırlanmadılar...kim ne derse desin hepimiz suçluyuz....bu gün onların günü.....küçük büyük öğretmenlerin ellerinden öperim....bu güzel yazı için teşekkürler aynur kardeşim saygılar
çok ama çok teşekkür ederim. eğer öğretmen olacaksa yazının konusu; yazar bin düşünüp bir yazmalı. öyle şeyler yazmalı ki okuyan iki şeye imrenmeli. ya öğretmen olmaya ya da o öğretmenin öğrencisi olmaya. yazını okuduğumda hatırladığım kadarıyla şöyle bir veciz söz olacak: "insanlar üç kısımdır. öğretenler, öğrenenler ve çer çöpe benzeyenler."
ne mutlu sana öğretmeninin şahsında tüm öğretmenleri sevdirdin. ne mutlu sana ki kendi çocukluk şahsında tüm çocuklara öğrenciliği sevdirecek bir yazının sahibisin. seni yetiştiren öğretmene de çok teşekkür ederim. allah mekanını cennet, ruhunu şad etsin. ölüm yok oluş değil. her ne kadar biz onları göremiyorsak da eminim öğretmenin bu yazdıklarınla da gurur duyuyordur. amel defteri kapanmış olsa da üç yaprağı her zaman açık. biri iyi evlatlarca doldurulacak olan, biri bıraktığı eser ki insanlar yararlandıkça dolacak olan ve üçüncü sayfa ilim. sen kendini eser olarak görüyorsun ve bir eser olarak müessirine karşı görevini layıkıyla yapmış olmakla da gurur duyabilirsin.
kutluyorum kardeşim hem de can-ı gönülden.
allah selamet versin.
selamlar, kucak dolusu sevgiler ve uçsuz bucaksız saygılar.
O şarkıyı hatırlıyorum ve Ali Rıza binboğa söylerdi sanıyorum. Aynı kuşaktayız ben büyük olsam da aynı kuşak sayılır. Bir an anlattıklarınla babamı hatırladım. Kahramanının yerine babamı yerleştirdim. Canım kardeşim akşamın bu saatinizde bu hüznün etkisini uzun bir süre atamayacağım kesin. Allah rahmet eylesin, mekanını cennet etsin. Sevgilerimle... Yürekten tebrikler. Öğretmenlerimizinde öğretmenler gününü kutluyorum.
Aynur Engindeniz
Ben de bütün öğretmenlerin gününü kutluyorum. (Keşke memurlar günü de olsaymış değil mi?)
Çok teşekkür ederim. sevgilerimle.
Çok duygulandım. Eli öpülesi bir öğretmenmiş. Mekanı cennet olsun. Kalemin daha çocukken bile kuvvetliymiş. Paylaşımın için çok teşekkürler. Bütün öğretmenlerin günü kutlu olsun. Sevgilerimle...
Aynur Engindeniz
Sevgiler.
Aynur Engindeniz
Sevgiler.
İyi ki okumuşum...Okurken böyle muallimlerin olması gözümü yaşarttı...
Keşke okumasaydım...İlkokulda ki öğretmenimizin ayrımcı ve de sevimsiz halini hatırladıkça içim burkuluyor..Sinirle doluyorum..Onun yüzünden yıllarca pısırık kalmamdan dolayı moralim bozuluyor...
Çok güzel bir anı yazısıydı...Sezen Aksudan...Eskidendei çok eskiden şarkısı aklıma geldi..
Tebrik etim ablacım...
Aynur Engindeniz
Çok teşekkür ederim katkılarınızdan dolayı. Sayfama hoş geldiniz.
Yazının kahramanları ve yazarı ...
Yazmak ne güzel şey ALLAHIM...
eli kalem tutan, yüreği bir parça edebiyata, nesire , şiire bulaşmış insanlar ne şanslı....
K u t l a d ı m...
Aynur Engindeniz
Çok teşekkür ederim sevgilerimle değerli şair...
ÇOK GÜZEL BİR YAZI OLMUŞ GERÇEKTEN İLK ÖĞRETMENİN OKUL HAYATINDA ÖĞRENCİYİ ÇOK ETKİLİYOR OKULU OKUMAYI SEVDİRMESİNİ BİLDİMİ O TALEBENİN ÖNÜNE GEÇEN OLMAZ AMA OKULDAN Bİ NEFRET ETTİRDİMİ O TALEBEYİ BİDAHA ADAM EDEN OLMAZ
ŞİMDİ NERDE NEHALDE OLDUĞUNU BİLMEDİĞİM İLK İLKOKUL ÖĞRETMENİMİ SAYGIYLA ANIYORUM
VE ARDINDAN ASIL İLK ÖĞRETMENİN ANA VE BABA OLDUĞUNUDA UNUTMAMAK LAZIM ÇÜNKİ HERŞEYİ ASLINDA ONLARDAN ÖĞRENİLİYOR ONLARIDA SEVGİ VE SAYGIMIZLA ANIYORUZ
VE BU YAZIYLA BİZİ GEÇMİŞLE YÜZLEŞTİREN YAZAR KARDEŞİMİZE TEŞEKKÜRLERİMİZİ SUNARIZ
Aynur Engindeniz
Teşekkür ediyorum katkınızdan dolayı.
Saygılar.
İlk önce , böyle bir yazının kahramanı olmak çok şeye değer. Hem öğretmeni hem de öğrencisiyle. Sonra da yazarı olmak çok güzel elbet. Yazarıyla, kahramanıyla ; en güzel övgüleri hak etmiş...
Aynur Engindeniz
Aynur kardeşim, öyle içten, doğal yapmacıksız ki yazınız, boğazıma bir yumru oturdu, yutkunuyorum onu geçirmek için.
Öğretmeninize Rabbim rahmet etsin, nur içinde yatsın.
İlköğretim öğretmenliğinin ne denli önemli olduğunu yazınız gözler önüne serdi.
Öğretmenler günü olayısıyle tüm öğretmenlerimizi hayırla anıyorum, ölenlere rahmet diliyorum.
Yazınız o kadar etkiledi ki beni, ağlamamak için kendimi sıkıyorum.
Selam ve sevgiler değerli kardeşim.