- 867 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bilge Kağan
Sekizinci asırda Türkleri Ötüken’e toplamak isteyen Bilge Kağan, beylere ve halka: “Aman Çin sınırına yaklaşmayın, onların güler yüzlerine, pahalı hediyelerine kapılmayın!” diye sesleniyor. Türk’ün ruhu okuyan Kağan ne yapsın, çünkü biraz sokulunca onların Türklükten sıyrılıp Çinlileşeceklerini, gençlerin onlara köle, kızların cariye olacağını bilmektedir. Nitekim Uygurların yüksek tabakası biraz Çinli biraz Hintli gibidir.
İslâmlığı kabul eden aydınlarımız ve beylerimiz şaşılacak bir hızla Araplaşır ve Acemleşirler. Anadolu’nun göbeği Konya’da ilk büyük Türk başkentini kuran Selçuklular bile saraylarında farsça konuşur Acemce şiir dinler, Arapça ilim yaparlar. Halkımız bir yanda onlar bir yandadır. Koca Mevlâna bile şiirlerini Farsça söylemekte ve Mevlevi tarikatı, Acem dili ve töreleriyle yaşayacak aydınları hazırlamıştır.
O gün bu gün, sözde aydınlar yabancı kültürlere hayran ve kendi geleneklerine tepeden bakarak yetişir, yaşar hiçbir yaraya merhem olmadan kaybolur giderler. Halkımız Türklüğünü, Türkçesini, törelerini bir ayıp gibi, heybesinde gizleyerek bu güne kadar taşıya gelmiştir evlatlarına.
Ezelden beri böyle soylu Türk halkını yönettiğini sanan beyler ve aydınlar, milli şuur yoksulluğu ve halk törelerini umursamazlık yüzünden her karşılaştıkları yabancıya kul köle oluyor. Sonra bir gün başka bir yere sığınıp eskisine ver yansın ediyorlar.
Osmanlı’nın ilk kuruluş ve yayılış dönemlerinde milli şuur uyandığı için, Anadolu ve Rumeli’yi hızla Türkleştirdik. Mimarisi, hukuku, el sanatları ve tekniğiyle bizim olan bir medeniyet kurduk. Ama bu hal pek uzun sürmedi. Hemen, “Köhne Bizans’a döndük. Bu defa aydınlarımız arasına yabancı ırk, din gayretleri de karıştı. Osmanlının son dönemlerinde halktan ayrı onu hor gören bir Osmanlı Aydını tipi vücut buldu. Tanzimat’ta bu tip batılılaştı. Masonlaştı, kılıkta ve ruhta renksizleşti. Yakasını Batı’nın gizli teşkilatlarına kaptırdı. Misyoner yuvaları, Siyonist gayretleri töremizi aç kurtlar gibi kemirdiler. Koca imparatorluğu kof bir ceviz ağacı gibi devirdiler.
Hala hangi devlet ve millet ile azıcık temasımız olsa, sakalı ele veriyor onun sömürgesi kesiliyoruz. Amerika’ya, Rusya’ya her hangi bir ülkeye biraz hüner kazanması için gönderilen kişiler oraların propaganda düdüğü olup dönüyorlar.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.