- 651 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
BAYRAMDA “EVİNDEN KAÇAN ADAM” GÖRÜRSENİZ…
Yeni bir Kurban Bayramını karşılıyoruz. Hasretine/hasretlerine kavuşan aileler vardır bu bayramda. Bu bayramda evine gelin gelmiş pür neşe aileler vardır. Kızı gelin gittiği için buruk, kekremsi geçecektir kimi ailelerin bayramı. Göz bebeği asker olanlar vardır bu bayramda. Daha bir başı dik, buğulu gözlerle dağlar ardı selam beklerken daha bir kahramanca bayram geçirecek aileler… Cenaze çıkmış evlerin, şehit vermiş hanelerin, bayramı daha bir karadır ve daha bir kurşun ağırlığındadır.
Nice ki bir kahpe rüzgâr nev-civânım alıp gitti
Yağız yanım yerde koydu özge cânım alıp gitti
”Nasıl kahretmezem şimdi kahrına kahpe feleğin
Kaht-ı ricâl devrânında kahramanım alıp gitti.”
Diyerek gözyaşı dökecektir cümle hane halkı. Fakirliğin, yoksulluğun nasır tuttuğu, bağdaş kurduğu aileler var yanı başımızda ve içimizde. Daha kaç türlüsünü sayalım? Şükür ki, coğrafyamızda, muhitimizde ve çevremizde bir birimizden haberdar olarak yaşama kabiliyetimizi kaybetmedik.
“Aile” Arapça bir kelimedir. “Muhtaç, yoksul, diğer fertleri geçindiren” anlamlarına gelir. Demek ki, aileyi meydana getiren bütün fertler birbirlerine muhtaçtır. İlçe büyüklüğündeki bir ailenin, il büyüklüğündeki bir ailenin, Vatan büyüklüğündeki bir ailenin bütün fertleri birbirlerine muhtaçtır. Sadece fakirler zenginlere muhtaç değil, zenginler de fakirlere muhtaçtır. Sadece engelliler sağlamlara muhtaç değil, sağlamlar da engellilere muhtaçtır. Sadece hastalar hasta olmayanlara muhtaç değil, hasta olmayanlar da hasta olanlara muhtaçtır. Bu “muhtaçlıklar”ın nasıl bir şey olduğunu herkes kendi irfanınca anlayacaktır. Hâsılı ârife tarif gerekmez. Bayramları “bayram” yapabilmek için “aile” olmanın farkına varılmalıdır. İşte tam da burada sözü, söz ustası Üstat Abdurrahim KARAKOÇ’a bırakmanın yeridir.
Güneş yükselmeden kuşluk yerine
Bir adam camiden döndü evine
Oturdu sessizce yer minderine
Kızı “Bayram” dedi, yalın ayaklı
Adam “Bayram” dedi, tam ağlamaklı..
Eli öpüldükçe içi burkuldu
Konuşmak istedi, dili tutuldu
Güç belâ ağzından bir “off! ” kurtuldu
Oğlu “Bayram” dedi, sırtı yamalı
Adam “he ya” dedi, gözü kapalı..
Düşündü kış yakın, evde odun yok
Tenekede yağ yok, çuvalda un yok
Yok yoka karışmış; tuz yok, sabun yok
Avrat “Bayram” dedi, eğdi başını
Adam “evet” dedi, sıktı dişini..
Çalışsa ne iş var, ne cepte para
Dağ oldu içinde büyüyen yara
Dikti gözlerini karşı duvara
Takvim “Bayram” dedi, silindi yazı
Adam “öyle” dedi, bağrında sızı..
Döndürse yönünü herhangi dosta
Yaralı, gariban, dul, yetim, hasta
Aylar, yıllar, günler erirken yasta
Yer-gök “Bayram” dedi, ağzını açtı
Adam “Bayram” dedi, evinden kaçtı..
Daha ne söylesin şair? Bayram günü/günleri “Evinden kaçan adam”ı görürseniz düşünün ve geri çevirin. Sizin gücünüz yeter buna. Hepimizin gücü yeter. Cemiyetin içerisinde fakirlerin, yoksulların muhtaçların varlığı ve varlığının şiddetini artırarak devam ettirmesi, tıpkı namazı kılınmamış cenaze gibidir. Bütün cemiyeti sorumlu kılar. Bundan dolayı “evinden kaçacak adamlar”ın var olduğunu, çok olduğunu ve gittikçe arttığını unutmayalım. İnanın biz öyle bir Vatanda yaşıyoruz ki, burada açlıktan ölmek zordur. Çok şükür emsalsiz bir “Merhamet Medniyeti”nin varisleriyiz. Onun için diyoruz ki; fakirlik yaşanacaksa bu toplumda; nöbetleşe yaşanmalıdır. Cümle âlem ve ervah bilir ki,”mal da yalan, mülk de yalan…”
Bayramınız mübarek, aileniz mutlu ve ibadetleriniz makbul olsun.
Allah(c.c)’a emanet olun.
Mustafa ÖZARSLAN
YORUMLAR
Söylenecek her şeyi söylemişsiniz ağabey. Eyvallah.
Selam ve saygılarımla.
Mustafa Özarslan
M.Özarslan
Sadece fakirler zenginlere muhtaç değil, zenginler de fakirlere muhtaçtır. Sadece engelliler sağlamlara muhtaç değil, sağlamlar da engellilere muhtaçtır. Sadece hastalar hasta olmayanlara muhtaç değil, hasta olmayanlar da hasta olanlara muhtaçtır. Bu “muhtaçlıklar”ın nasıl bir şey olduğunu herkes kendi irfanınca anlayacaktır.
HOŞGELDİNİZ AĞABEY.
SİZİ BU GÜZEL SİTE GÜZEL YAZILARINIZLA GÖRMEK GERÇEKTEN DE ÇOK GÜZEL.
YÜREĞİNİZ VAR OLSUN.
SAYGILAR.
SELAMLAR.
Mustafa Özarslan
M.Özarslan