Alternatif Tip
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Atalarımız “İyilik yap, denize at, balık bilmezse, halik bilir” demişler. Huyum kurusun hayatım boyunca bu atasözü hep düsturum olmuştur, ne kadar canım yansa, başım beladan kurtulmasa da.
Ahanda bu yaşıma geldim, ne zaman otobüse binsem hamile, çocuklu bayan, harp malulü görsem hemen yer veririm. Resmi dairelerde, hastanelerde, kuyruklarda, bankalarda bir sebeple naçar düşmüşlere aklım yettiğince yol, yordam gösterir, elimden geldiğince yardım etmeye çalışırım. Amma velâkin insanoğlu bu çiğ süt emmiş derler ya, hele bir işi rast gitmeye görsün, işte o an kıçından akan terin zerre kadar değeri yoktur. Tamamı ile Allah rızası için kalkıştığım bu işlerin çoğunda maalesef üç korner bir penaltı yapmaz, bırak üç puanı beraberliği kurtarsam şükrederim, amma velakin yinede vazgeçmem iyilik yapmaktan.
Lakin geçenlerde başıma öyle bir hal geldi ki sormayın gitsin. Sütten bir ağzım yandı ki, kelimenin tam anlamı ile direkten döndüm. Gerçi direkten mi döndüm, gol mü oldum orası henüz belli değil.
Annem de babam da diyabet hastası, bilirsiniz diyabet irsi bir hastalıktır. Yaş desen, yolu yarılayalı hayli zaman geçmiş, neredeyse öbür yarıyı yarılayacağız. Kilo sorunumuz desen neşenin kepek sorunundan aşağı değil hani. Epeydir aklımdaydı, geçenlerde bir kan tahlili yaptırayım, şekerime, kolesterolüme baktırayım neme lazım dedim. Eski mahallemizden baba dostu Müştak amcanın ortanca oğlu Yekta da SSK da dâhiliyeci, iyi çocuktur, tahlil sonuçlarını da ona gösteririm, bakarsın kötü bir şey çıkar alimallah. Ne demişler “hastalıktan korkma geç kalmaktan kork” Allah korusun.
Bu niyetle bayramdan önceki hafta başı Dâhiliyeden randevu aldım, poliklinikte tahlilleri yazdırdım. Bir sonraki gün sabah erkenden, aç karnına, kan vermek için hastaneye gittim. Sıra numaramı aldım, geçtim kuyruğun sonuna sıramın gelmesini bekliyorum. Önümde beyaz sakallı, nurani yüzlü, babacan, sempatik bir ihtiyar var. Cin gibi maşallah diyeceğim de gibisi fazla. Dedim sıramız gelene kadar amca beyle biraz laflarız. Selam verdim
— Geçmiş olsun bey amca neyin var, dedim
—Ah evlat ah dedi. Sorma gitsin mal, mülk, para, pul, hayırsız evlat her şey varda şansım yok şansım.
Dakka bir gol bir. Amca bey bayağı dertli anlaşılan
— Yok, o manada sormadım bey amca rahatsızlığın ne
— Neyim yok ki evlat, hangisini sayayım, Astım ayrı, şeker ayrı, gözde katarakt ayrı, tansiyon ayrı, kanda demir yüksek, idrar yollarında kum var, diz kapaklarımda kireçlenme başlamış, ciğerler su toplamış diyorlar, unutkanlık almış başını gidiyor, daha ne olsun.
— Demir, su, kireç, kum maşallah vallahi, desene bey amca “beton” gibisin yani
Yaptığım espri hoşuna gitmemişti.
— Bırak allasen yav, adet yerini bulsun diye gelip gidiyorum yıllardır. Verdikleri ilaçlar bir tarafı düzeltse öbür tarafı bozuyor. Gaz, gaz, gaz midem davul gibi oldu, bağırsaklarım taş kesti vallahi, Yine de şükrolsun, her şey Allahtan evlat, beterin beteri var, dedi
Bütün bu dertlerine rağmen bey amcanın tevekkül kokan tavrı içimdeki iyilik perisini galeyana getirtmeye yetmiş artmıştı bile. Dedim, bey amca "alternatif tıbbı" denedin mi hiç
— Ooo, gitmediğim kaplıca, içmediğim ot suyu, sapı, kökü, yaprağı, tohumu senin anlayacağın yemediğim fışkı kalmadı, nafile.
— Dur bakalım bey amca hemen pes etme tıp da alternatifler bitmez. Mevla’m neler, neler yaratmış kullarına şifa diye. Mesela “şifalı taşlar” var. Hiç duymadın mı?
Denize düşen yılana sarılırmış misali, amca bey çaresiz gözlerle bana baktı, hele bir anlat bakayım evlat dedi.
Malumu âliniz bu devir de tıp sektörü para basmada darp haneyle yarış halinde. Kanaatim odur ki bu günkü teknolojik imkânlar ve gelişmeler sayesinde birçok çaresiz hastalığın çaresi bulunmuştur. Lakin vicdan-cüzdan ikileminin yarattığı arsız cazibe hekimlerin gözlerine dolar yeşili bir perde indirmiştir. Para mı, yemin mi tercihinde genellikle Hipokrat’ın kemiklerini sızlatacak bir sonuç çıkmaktadır ortaya. Ne yalan söyleyeyim, bende bu kanaatimin yarattığı insiyakla zaman içinde şifalı otlar, şifalı taşlar, detoks gibi diğer tıbbi alternatiflere yöneldim. Yöneldim dediysem aman ha, sakın yanlış anlamayın. Rahmetli Barış Manço misali, nane, limon kabuğu, hatmi çiçeği, içine zencefil, üstüne tarçın, altına çöre otu falan filan.
Yıllar önce babamın Gedikpaşa’da esnaflık yaptığı yıllarda gümüş ustası bir Ermeni komşumuz vardı, Mıgırdıç usta . Geçmiş zaman, eğer öldüyse toprağı bol olsun, yaşıyorsa kulakları çınlasın, aynı zamanda minerologdu . Babamdan gizli sigara kaçamaklarında hep onun dükkânına arazi olurdum. Bu sigara kaçamaklarında dükkândaki çeşit, çeşit taş parçalarını görür adı ne, neye yarar, hangisi şifalı, hangisi zararlı ben sorar o anlatır, o anlatır ben dinlerdim. Taş bulaşıklığımda o zamanlardan kalma anlayacağınız. İşte bu bilgilerime de dayanarak; dedim sevaptır bey amcaya bir iki bir şeyler aktarayım, şifa bulur inşallah. Arkamızdan bir dua etsin yeter.
— Bak bey amca istersen sayacağım “taş” isimlerini, nelere iyi geldiğini not et, şifa bulursun inşallah, hem herhangi bir zararı da yok, dedim
— Dur evlat bir kâğıt kalem çıkarayım hele.
Gömleğinin yaka cebinden birçoğu ufak tefek notlarla dolu bir kâğıt topağı çıkardı.
— Kalemin var mı evlat
— Var da; ver istersen ben yazayım bey amca
— Yok, evlat senin yazını okuyamam belki, ben yazarım, garanti olsun neme lazım
— İyi o zaman yaz şimdi, bak “Oltu taşı” ciğerlerindeki suya, astımına iyi gelir, mesanedeki kumları döker atar, “sedef taşı” kataraktına iyi gelir
— Ooo iyi, iyi. Evde “Oltu” taşından, “sedef” kakmalı bir tespihim vardı, desene sonunda bir işe yarayacak.
— Ondan sonracıma “kehribar” enfeksiyonları azaltır, “zebercet” kan dolaşımını hızlandırır, tansiyonu düzenler, “turkuaz” bağışıklık sistemini güçlendir ,”kuvars” sindirim sistemini, bağırsakları çalıştır. “Mercan” ise şeker hastalığına iyi gelir.
— Yahu evlat bir şey daha sorsam eğer ayıp olmazsa
— Buyur bey amca aşk olsun niye ayıp olsun
Sağ eliyle havada kornaya basar gibi bir hareket yaptı.
— Yahu sevabına, bu işe yarayan bir şey yok mudur bu kadar taşın içinde.
Gülümsedim
— Olmaz mı bey amca, yalnız onu buraya yazarsak bir gören olursa şık kaçmaz ha. Gel onu da kulağına söyleyeyim
— Oy senin Allahına kurban.
— İyi aç kulağını fısfısfısfısfısfısfısfısfısfısfıs . Yalnız bu taş biraz pahallıdır ha ona göre.
— Olsun evladım, orasını sen düşünme.
Tam reçeteyi bitirmiştik ki kan verme sıramızda geldi. Kanlarımızı verdik vedalaşıp ayrıldık. Daha şimdiden arkamdan bol, bol dua edince ne yalan diyeyim, içim bir hoş oldu, kendimle bir başka gurur duydum.
*******
Neyse uzatmayayım, Perşembe günü telefonla Yektayı aradım , tahlillerin çıktığını haber verdim. Ağabey dedi, Cuma günü poliklinikteyim, öğlen tatilinde bir uğra bakarız tahlillere. Cuma günü polikliniğe gittim, öğlen tatilinden önceki son hastada odadan çıkınca, kapı aralığından Yekta beni gördü, buyur ağabey gel dedi. Tahlilleri gösterdim, inceledi merak edecek bir şey yok ağabey dedi. Kan değerlerinin hepsi normal sınırlar içinde.
O ara masasının üzerinde bir kavanoz içerisindeki sedef kakmalı Oltu taşı tespih taneleri gözüme ilişti. Merak ettim sordum
—Hayırdır Yektacığım tespih merakın olduğunu bilmiyordum. İpimi mi koptu, koymuşsun kavanoza.
Güldü;
— Ha o mu? Ağabey anlatsam inanmazsın vallahi. İki gün önce acile bir ihtiyar getirdiler, yarı komada. Onun karnından çıktı.
Şaşırdım ama huylanmadım da değil hani.
— Allah, Allah nasıl olmuş ki, dedim.
— Anlattığına bakılırsa hesapta geri zekâlının biri poliklinikte buna bazı taş isimleri saymış, bunları kullan rahatsızlıklarına iyi gelir demişmiş. O gördüğün tespih karnından çıkartıldı
— Oha yani, imamesini de yutmuş mu bari.
Yekta kahkahayı patlattı
—Hah hah ha. Ölümden döndü neredeyse. Olaya adli makamlar el koydu. Böyle bir şeye ihtimal vermediğimiz için bir de nörolojiden doktorlar inceleyecekler aklı yerinde mi diye.
Dondum kaldım
— Vay bunak vay. Yok, yok kesin bunamıştır, hiç olur mu öyle şey.
Geri zekâlı ha, ulan bunak ihtiyar ben sana taşları yut mu demiştim sanki töbe, töbee. Yektaya döndüm.
—Daha başka neler çıkmış, yalnızca tespih mi?
—Ha ha ha, ooo sorma ağabey bir tane kehribar kolye ile iki adet de turkuvaz küpe daha çıkarttık, onları yakınlarına iade ettik. Yalnız bir tane tek taş pırlanta yüzük daha vardı deyip duruyor zavallı. Henüz daha onu bulamadık. Ha bu arada devamlı servisteki hemşirelere sarkıntılık edip taciz ediyormuş hah, hah, hah
Böylece tek taş pırlantanın da ne işe yaramış olduğunu da anlamış olduk. Vay azgın bunak vay.
Yektanın pis, pis gülmesi sinirlerimi daha da germişti. Renk vermemeye çalıştım.
—Yektacığım bana müsaade, alakan için çok teşekkür ederim
—Ne demek ağabey her zaman
—Eyvallah, Müştak amcaya çok, çok selam söyle, dedim sessizce poliklinikten uzaklaştım.
Şu ana kadar henüz bir şey çıkmadı ama korkumdan bayram da bile evden dışarı çıkmadım. Ne yapacağımı bilemiyorum, polise gidip her şeyi olduğu gibi anlatsam mı yoksa.
Ya işte böyle dostlar, gördünüz mü başıma gelenleri. Bundan sonra birisine iyilik mi, Allah korusun.
İsmet BABAOĞLU
YORUMLAR
:)))))
Erzurumlu Hastaneye gitmiş bayan doktora "yapamireeem tohtor hanim" demiş ya...
Ya ben de böyle bir halt işledim.
Bir akrabama bir ot tavsiye ettim.
Kaynattı suyunu içti.
Bir ay ishal oldu.
Az kalsın ölüyordu.
Ben işi vurdum Likapaya...
Çok akıcı ve yalın...
Hala sayfanın altına bakıyodum devamı nerde diye.
Sağol abi.
varol.
Ağyar
Çok teşekkürler "erolabi", eyvallah
Selamlar, saygılar
"Bütün bu dertlerine rağmen bey amcanın tevekkül kokan tavrı içimdeki iyilik perisini galeyana getirtmeye yetmiş artmıştı bile."
______________
Yukarıdaki cümle benim için yazının zirvesi oldu, müthiş bir ifade,
:)
Yazının tam ortasında tekdüzeliğe doğru mu gidiyor diye düşünmeye başlamıştım ki, esas vurucu darbeler geldi.
Yazık ki 1 aydan fazla bir zaman geçmiş yazının yayınlanması üzerinden, ama bu da güzel...
Paylaşımınız için çokk teşekkürler İsmet Babaoğlu..
:D
Ağyar
Asıl ben teşekkür ederim, saygılar, selamlar
uzun süredir yeni yazınız yoktu bir geldiniz pir geldiniz.çok keyif alarak okudum .güne düşmeyi hak eden şiirinizi kutlarım efendim saygı ve selamlarımla...
Ağyar
Saygılar, selamlar
Sn; Ağyar , yazınızı zevkle okudum ,çok güzel bir paylaşımdı . Hem kahkaha attım hemde düşündüm ,hani malum kadınlar tek taş pırlanta takmayı severr . Şimdi bu yazıdan sonra ,erkeklerde tek taş pırlanta takma furyası katılırsa ;)) yada daha etkili olması için yutmaya kalkanlar olursa ! Way halinize :)))
Sn ; Agyar.. Tebriklerim çokça ,Kaleminiz yüreğiniz her dem olsun..
Ağyar
Çok teşekkürler "Raş Belek", beğenilerinize, eksik olmayın
Saygılar, selamlar
Çok güzel ve komik bir yazıydı.Çok da güldürdün beni.
Senin bahsettiğin yardım etme huyu bende de vardır ama tıp alanında hiç kullanmamıştım
ama madem bu işi iyi biliyorsun sana anlatayım.
alternatif tıptan vazgeç, bak adam az kalsın gidiyormuş öbür tarafa.
Sen yeteneğini Apiterapi (arı ürünleriyle tedavi)alanında kullan.
Hem senin anlattığın gibi kuru falanda değil,sıvılar,kolayca yutulan cinsten.
Nemi bunlar;
bal
polen
arısütü
propolis.
arı zehiri
Neye mi yarıyorlar.Her derde devaymış dersin.
Yanlız tenbih et fazlaca kullanmasınlar.
Nemi olur?
Kudururlar alimallah.
Tebrik ediyorum güzel yazınızdan dolayı.
SAYGILARIMLA.
Ağyar
Hoş "Arıterapi" de bir alternatif değil mi sonunda :-)
Tavsiyelerini ve saydığın bilgileri şimdiden küpe ettim kulağıma.
Saygı bizden, selamlar
Ağyar
Çok teşekkürler sayın "hiçbitmez", eksik olmayın
Saygı bizden, selamlar
Ne kadar gecikmişim bu yazıya böyle.
Ne kadar zekice işlenmiş bir konu, nasıl ustaca yalın kelimelerle süslenmiş bir hikaye.
Anlatılmaz bir keyifti okumak, gönülden tebrik ederim.
Ağyar
Saygılar, selamlar
Uzun süre renk vermedi Yazarımız...
Sonunda tam "onluk" bir yazıyla geldi...
Bir ara bana "müzayededen mi alayorsun bu kelamı "deyu sual eylemişdi kendileri. :))
Sait Faik gibi cebinde parası gezeyor zahir.
Selam ve saygımla.
Tam puan.
Ağyar
Vallahi hocam çıtayı öyle bir yükselttin ki, lamı cimi yok kesin altında kalırım. Eh artık, bu dert beni iflah etmez de neyler. Beni gidi beni, "Lüzumsuz Adam" beni
Eyvallah sevgili dost, Deniz hocam çok, çok sağolasınız
Selamlar, saygılar
bu siteyle yeni tanıştığım günlerde Tacettin Yıldırım sitede yazanları bana tanıtır cümlesinin sonunu ".....BİRDE AĞYAR VARKİ...." diye bitirirdi....
İyiki varsın, iyiki yazıyorsun, bizlerde usta işi bir yazı nasıl olurmuş onu görüyoruz...
Selam ve saygıyla...
Bedri Tokul tarafından 11/23/2010 4:13:00 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ağyar
İnanın o kadar usta yazarlar var ki bu sayfalarda, bırakın kendime usta demeyi çırak demeyi bile ar ederim vallahi. Çok sağolun
Saygılar, selamlar
uzun zamandır okuduğum en şahane yazı.
güldüm, düşündüm, beğendim yaaa ötesi var mı
sen bir daha yaşlı amca ve teyzelere alternatif tıp bağlamında br şey önerme en iyisi:D
sevgimdesin can
Ağyar
Hayatımız hep abesle iştigal galiba :-)
Bu arada sen nasılsın, Şiir sayfasına bakıyorum "geçeeer be" dediğimiz "ağrın" kronikleşmiş. (anladun oni)
Bende seni duble tebrik ediyorum, başarılar.
Saygı, sevgi, selamlar
güleriz ağlanacak hallerimize...
teşekkürler güldürürken düşündüren paylaşıma...
sevgim saygım tebriklerim günün yazısına çok değerli yazarına..:)
Sabiha KÜÇÜKTÜFEKÇİ tarafından 11/23/2010 1:15:27 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ağyar
ilginiz ve tebriğiniz için ayrı, ayrı teşekkürler Sabiha hanım
Saygı bizden efendim, selamlar
Ağyar
Eyvallah sayın "Deniz_Kabuğu" çok teşekkürler
Saygılar, selamlar
Ne bildin maç izlediğimi...Kırk yılın başı iyi bir maç çıkarttı bizimkiler. O yüzden yorumları bile izledim. Ancak sayfana geri dönebildim.
Kurdelalanacağını biliyordum zaten. Tebrik ediyorum.
Üç ay sonra yine görüşürüz...
Selametle abim...
Ağyar
Görüşürüz inşallah. "Üç" ama; gün mü, hafta mı, ay mı, yıl mı Allah bilir artık :-)
Saygılar, selamlar
Not: Sizinkiler iyi maç mı çıkarttı ? Şunu bir daha anladım ki, edebiyattan çok, çok iyi anlayan bir bayan demekki futboldan hiç bir şey anlamıyormuş :-))))))) . Oy ne gada güldummm havoyle.
Şaka, şaka vallahi şaka
Ağyar
Çok teşekkürler Ayşe hanım, ilginiz ve tebriğinize
Saygı bizden, selamlar
Ağyar
Saygılar, selamlar
:))okumaya geç kaldım
ama kutlamaya geldim
epey bir de güldüm:)))
sanırım bir süre daha güleceğim
sık sık yazın olur mu
pirzola niyetine
kutluyorum İsmet Bey
saygılarımla
Ağyar
Aman ha, fazla pirzola kolesterolü yükseltiyormuş, benden söylemesi, sonra demedi demeyin :-)
Saygı bizden efendim, selamlar
Tebrikler, güne gelen yazınıza.
Daha sık yazarsanız, okumakla mutlu oluruz, Paşa'lı hemşerim, selam ve saygılarımla.
Ağyar
Çok teşekkürler, eksik olmayın
Saygı bizden efendim, selamlar
Ağyar
Saygı bizden, selamlar
Değerli arkadaşım yazınızı sabahleyin okumuştum ama yorum yapmaya fırsatım olmamıştı, acil çıkmam gerekti...
Ben zaten biliyordum günün yazısı seçileceğini. Çünkü sizin yazılarınızın her biri o nitelikte...Okumaktan büyük keyif alıyorum...Kutluyorum
Yaşlı amcama acil şifalar dilerim. Size gelince; kaçabildiğiniz kadar uzaklara gidin :)))
Sevgi ve saygıyla
Ağyar
Bu sabah Dr Yekta aradı, "ağabey bey amca o şahsın eşgalini tarif etmiş polislere, robot resmine baktım, tıpa tıp sen" dedi. Bir korktum, bir korktum sormayın. Meğer şaka yapıyormuş eşşek sıpası :-)
Kendinize iyi bakın
Saygılar, selamlar
Hani üç ay uğramazdın:)) İyiki de uğramışsın. Gülmeye ihtiyacım vardı doğrusu.
Tekrar gelip okumak üzere ayrılıyorum sayfandan.
Aslında en az senin yorumların kadar uzatacaktım sözlerimi ama, bir dahaki okuyuşuma kalsın. Bu sefer moralimi yükseltmekle yetiniyorum:)
10 Puan...
Selamlar...
Ağyar
Şaka, şaka boşver yorumu, morumu okuduğunu bileyim yeter. Eyvallah kardeşime.
Saygılar, selamlar
:))))))))))))))))) koptum. Kalemine sağlık usta. Hiç bu kadar güldüğümü hatırlamıyorum. Teşekkür ediyorum. Siz hep yazın. Ara vermeyin sakın ha. Selamlar İsmet Bey.
Ağyar
Eyvallah, çok sağolun.
Hep yazacağım daaaa; "kısmet" işte
Saygılar, selamlar
Ağyar
Çok teşekkürler, eksik olmayın
Saygılar, selamlar
sevgili ağyar eline kalemi al.....rastgele karala o güzel anlatımınla tepelerdesin inan taklidi mümkün olmayan tarzına bayılıyorum......saygılar gülüm
Ağyar
Saygılar, selamlar
İsmet bey siz yanlış yapmışsınız. Amcaya söylemeniz gerekeni söylememişsiniz ki. Bu dediğiniz taşların yutulmaması gerektiğini kendisinin anlayamayacağını, sizin tahmin etmeniz gerekirdi sanırım. Çünkü bu yaşına kadar ona öğretilen ya hapı yutmasıdır, ya da kremi sürülmesidir. Nerden tahmin edecek söylediğiniz taşları üstünde taşıması gerektiğini değil mi?
Şaka bir yana gerçek anlamda çok özel bir konuya parmak basmışsınız. Çünkü hepimiz alternatif tıpı kullanıyor ve kendi kullandığımızı da başkalarına tavsiye diyoruz. İyilik yapmak isterken bazen karşımızdakine zarar verebiliyoruz. Ben kendi adıma sizin yazınızı okuduktan sonra bu konuda çok daha dikkatli olacağım ve kimseye özellikle de taşlar konusunda bir şey söylemeyeceğim, söylersem de yutmaması gerektiğini açıklayacağım.
Muhteşem bir yazı, duru bir anlatım ve güzel bir uyarı.
Kutluyorum kaleminizi ve saygılar yüreğinize.
NOT: Umarım bey amcanın midesindeki taşlar tamamen temizlenmiş ve tekrar sağlığına kavuşmuştur.
Ağyar
Bey amca turp gibi maşallah, lakin tek taş pırlanta yüzüğü hala bulamamışlar, bilmiyorum "napcaz" :-)
Çok teşekkürler, eksik olmayın
saygılar, enişteye selamlar
Ağyar
iltifatlarınız ve tebriğiniz için ayrı, ayrı teşekkürler, eksik olmayın.
Saygılar, selamlar
Allah (c.c.) iyiliğinizi versin, okurken çok güldüm, gerçek ya da kurgu, okuması keyifliydi.
Tebrikler, selam ve saygılar.
Ağyar
Rabbim hepimizin iyiliğini versin. Amiiiiin
Çok teşekkürler, Paşaya selamlar, saygılar
Süper! İsmet Bey çok güldüm. Harika bir yazı olmuş gerçi bütün yazılarınız güzel ama bu bir başka olmuş, taşların da mı etkisi var bu işte acaba? Bence usta kalem de maharet... Teşekkürler paylaşımınız için. Saygı ve selamlarımla..
Ağyar
Saygılar, selamlar
:))
Sıkı bir yazı istemiştim senden.
Gerçekten de sıkı bir yazı olmuş.
Usta işi.
Üstad işi.
Kutladım dost.
10 numara bıraktım.
Selamlar.
Ağyar
Sıkı, sıkı derken aman sıkmasın sonra haa :-)
Çok teşekkürler, selamlar
sayın toprak bir de ünlü politikacılarımıza uğrasanız nasıl olur ,düşünün hop bir taşı yuttu ,memlekette fakirkik kalmadı,hop diğer taşı yuttu palavracılık denen bir olay kalmadı,hophohp diğer taşı yuttu her yer güllük gülüstanlık oldu .
olmadı mı ,niye olmasın okus pokuss
saygımla
Ağyar
Bu devirde durup dururken başımıza işmi alalım durup duruken, hele bir seçimler gelsin "pakalum", pakaruz o zaman
Saygılar, selamlar