Hep böyle olmuştu; sanmayın!...
Word sayfası açılır, ve yeni bir hikayenin ilk satırları atılır: ’’Aşkım her sabah olduğu gibi bugün de seni düşleyerek başladım güne. Şimdi saat 14.21, uyandığımda 10.21’di ve ben hala seni düşlüyorum... Kendime yer bakıyorum kendi hayatımda; ama yok! Çünkü senden başka bana bile yer yok... Bende böyle seviyorum seni işte. Dilerim kusuruma bakmazsın...’’
Bazen dilin bile haddinin aşılacağı anlar olur... O zaman mı? Kalp konuşmaya başlar!
’’Mavi, masmavi...
o sevmediğimiz gündüzler;
nasılda affettiriyor kendisini özlem rengimizi çalarak, nasılda rehin alıyor bekleyişlerimizi;
zorla sevdirtiyor kendini...
kimseler görmesin diye beyaza bürünüp; mavi düşüyorum...
...ne zaman bir bulut görsen gözlerine inen yaşlar
işte bu yüzden şaşırtıyor herkesi
çünkü, çünkü... evet Onur Akın deyişiyle ’’ben yağmur yüklü bir bulutum’’....
herkes gözlerinden yaş aktığını sanıyor
ve aslında gözlerinden senin deyişinle ’buram buram’.....................(Derin bir sessizlik ve ardından gelen)................................’biz’
Hayalinde çizdiğin resmin, hayatın duvarına asılması... İşte gerçek mutluluk!
***************
‘’Hayal kurmayı bıraktım artık ben. Herşeye daha gerçekçi bakıyorum.’’ Diyor otuzlu yaşların başında günlerini hüzün dalgalarıyla geçirmekte olan bir kadın. Ve ekliyor ‘’on yaş daha genç olsaydım bende senin gibi düşünürdüm.’’
Hayalin ne olduğunu kavramamız gerekmiyor mu önce? Hayal ve gerçek, hiçbir zaman iki zıt kutup olmamıştır. Aksine birbirlerinden beslenmiştir. Beraber büyüyüp, yeşermiş ve hayata köklerini bırakmıştır.
Hayallerden uzaklaşıp gitmeye çalışmak gerçeklerin keskin yönünün bizleri yarıp geçmesinden korkmak değil midir?
Ya gerçekleşmezse, ya olmazsa... korku ve usanç bir kere salmaya görsün cıvık yapısını insanın bünyesine, ne mecal bırakır ne de heyecan.
Uzun ilişkilerden çıkan erkeklerde usanç; kadınlarda ise korku nasılda hüküm sürer.
İşte tam da bu sırada devreye girer Aşk. Ve bok atmanın zamanı denir bu evreye...
İşte bu yüzdendir o otuzlarının keyfinde, olgunluğunun tadına vararak aşkı yaşamaktan kaçmanın nedeni. Çünkü aşk hayalde başlar, gerçekte devam eder.
Başlayamayan hiçbir şey ne devam edebilir ne de bitebilir. İyi görünen yaşamda sürünüp gitmedir.
*******************
Çıktı dışarı... Hep bu oluyor aşık olduğumda; içim dışıma çıkıyor...
Hayal içerde; gerçek dışarda yaşanıyor.
Bakın etrafınıza ne kadar çok mutsuz insan var değil mi? Peki sorun kendi kendinize hayalleri teslim bayrağını çekmiş kaç kişi vardır? Oysa dikkatli bakın en mutlu olduğunuz dönemlere, hele şöyle bir hatırlamaya çalışın o günleri... En mutlu olduğumuz anlar hayallerimizle en içli dışlı olduğumuz dönemdedir.
Ama doğru ya herkes kendi hayalleriyle uğraşmaktansa bir başkasının hayallerine silah doğrultmuşken nasıl olacak da mutlu olacağız.
E ne zannediyorsunuz ki ekmek aslanın neresinde........
Doğuşan IŞIK
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.