- 575 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
FÜZE KALKANI PROJESİ; İSRAİL'E ÇEKİÇ GÜÇ
Bayramlaşmalarda en çok konuşulan konu füze kalkanı meselesi oldu. Neden olmasın ki? Hükümetin uluslararası sorunlarda -özellikle de İsrail ve Ortadoğu sorununda “dik” durduğu bir dönemin tadını çıkarırken sanki (sanki fazla, kesinlikle) ABD Türkiye’yi bölgede küçük düşürmenin yolunu bulmak için Füze Kalkanı Projesini ortaya attı.
Dünya tarihinde hiçbir şey yapmadan NOBEL BARIŞ ÖDÜLÜ verilen tek kişi olarak tarihe geçen H. B. OBAMA, ABD yönetiminin asıl sahipleri olan (Derin Dünya) Yahudi lobisinin etkisiyle bir taşla bin bir kuş vurmaya çok yakın.
Son günlerde çok tartışılan ve bugün Lizbon’daki NATO zırvasında (pardon zirvesinde görüşülecek olan (sözüm ona İsrail’i Iran’a karşı korumak için) Füze Kalkanı Projesi Türkiye tam bir skandal mahiyetindedir. Cumhurbaşkanı düzeyindeki temsilin sonunda şartlar ne olursa olsun techizatın Türkiye’de konuşlandırılması demek İsrail Haydut devletinin elini güçlendirecektir. Zira bugüne değin hep İsrail komşularına saldıran bir devlet olmuştur. Bu saldırılardan dolayı başta BM olmak üzere hiçbir uluslararası kurum ve kuruluş israil’i durdurma yoluna gitmemiştir. Son 30 yılda İsrail İran’ı, Suriye’yi havadan bombaladığı halde adı geçen ülkelerin İsrail topraklarına yönelik “cevap niteliğinde bile” herhangi bir saldırıları söz konusu olmamıştır. Buna rağmen ABD ve NATO İsrail’in güvenliğini amaçlayan bu girişimleriyle Füze Kalkanı Projesini hem de Türkiye gibi Ortadoğu’da barışın dengesini sağlayan bir ülkede gerçekleştirmektedir.
Mavi Marmara Katliamı, Türk Hava Sahası ihlalleri, ard-ı mev’ud anlayışıyla Türkiye topraklarını kendi topraklarına katma istek ve emelleri dururken, hükümetin Türkiye’nin İsrail Devletini korumaya yönelik bu projede yer almasını izah edecek hiçbir haklı gerekçesi yoktur.
ABD bunu tamamen hiçbir zaman geçemeyeceği İsrail’in güvenliğini garantiye almak için istiyordur. Tehdit olarak gördükleri İran’a gözdağı ve İsrail”e de “al sana güvence, artık dilediğini yapabilirsin” desteğidir. İran tehdit ise ABD’ye ulaşabilen bir füzesi var mıdır?
Avrupa, NATO ülkelerini vurabilecek uzun menzilli silahı, füzeleri var mıdır?
Kimin var?
İsrail’in, taşları bağla iti salıver dedikleri tam da bu olsa gerek.
İran’ın vurabileceği tek NATO ülkesi Türkiye’dir. Ve bu da bizim sorunumuz olup zaten ABD’yi ilgilendirmemektedir. Anlayacağınız bu projenin kabulü halinde İsrail’in” çekic gücü üssü” oluyoruz. Artık bilmem kaçıncı paralleleri değil, bütün bir İsrail’i koruma görevimiz oldu.
Gerçekten anlamakta güçlük çekiyorum. Hiç bir şey bunun karşılığı olamayacağına göre, bu karakolluk görevini neye karşılık olarak üstlendik? Öyle “şartlarımız kabul edilirse” falan bunu izaha yetmeyecektir. ABD ve NATO bu silahları kullanmak isteyecek ve devlet olarak biz buna karşı duracağız öyle mi? Madem bu karşı koyuş imkânımı var, o halde şimdiden bertaraf etmemiz daha makul ve mantıklı değil mi? Diyelim ki onların istemesi halinde biz silahları kullandırtmayacağız,
E her zaman Ak Parti iktidarda olmayacak ki…
Evet,
Dışişleri bakanlığının bugüne dek sürdürdüğü dış politikasıyla ters düşen bu girişim, bölgede oluşturulan dengeleri Türkiye aleyhine tamamen değiştirecektir. Çünkü İsrail’in Türkiye ile ilişkilerini en sıcak tuttuğu zamanlarda bile elde edemediği (aslında sıkıntısı olmayan) güvenlik garantisini Ak Parti iktidarı döneminde kazanması inanılır gibi değil. İnanılır gibi değil, çünkü İsrail’in en istemediği hükümet bu hükümettir. Bunu hükümet –özellikle Sayın başbakan ve Sayın Cumhurbaşkanı benden çok daha iyi biliyorlar. İsrail Devleti’nin MOSSAD üzerinden hangi emellerle Türkiye ile ilgili kirli tezgâhlar planladıklarını en net, berrak ve sahicisini biliyorlar. Bunu bildiklerini biliyorum, buna rağmen bu kirli proje kabul edilecekse artık en az elli yıl daha İsrail’in tavuğuna kış diyen bir ülke olmayacaktır.
Dünya’nın hayal kırıklığı olan OBAMA hangi sorunu barışçıl çözebilme salahiyetinde oldu ki, bunu barışa yönelik düşünebilsin?
İsrail hangi barışçıl adımı attı ki bu koruma görevini kabul edelim?
İnanmıyorum inanamıyorum, inanmak istemiyorum. Bütün olan bitene rağmen bu proje kabul edilecekse artık hiçbir şey söylemeyeceğim. Dostlukların, vaadlerin, yeminlerin, samimiyet ve güvenin hiçbir anlamı kalmamışsa söylenecek bir şey kalmamış demektir.
Şimdi aldığım haber “füze ve kalkanları” bize kaldı. Evet, demek ki bizim bilmediğimiz! bir şeyler vardır.
Şimdi haber kanallarında altyazı geçiyor;
RASMUSSEN: Stratejik konsept kabul edildi.
OBAMA: Bütün NATO ülkelerini kapsayan füze savunma sistemi konusunda mütabakat sağlandı.
Tel-Aviv cadde ve sokaklarını duyar gibiyim;
Bizim milli maçlarda “zafer” kazanmamız sonrası gibi şimdi oralarda da sayemizde çılgınca sevinç gösterileri, korna sesleri ve şenliklerle yer-gök inliyor.
Buradan ilan ediyorum;
İsrail dünya ülkeleri arasında herhangi bir ülke olmadığı sürece ve ABD gibi ülkelerden bu meyanda muamele görmeyinceye kadar hiçbir şekilde onun güvenliği ile ilgili bir amacım, niyetim ve katkım olmayacaktır.
Özür diliyorum.
YORUMLAR
Evet doğru hiç birşey yapmadan ve 'bazen savaşmak gerekli' diyen birine Nobel Barış Ödülü verildi İşte böyle garip bir dünyadayız...
Füze Kalkanı ile ilgili yazdıklarınıza katılmamak mümkün değil. ABD'in derin devletinin mayası hamuru siyonizm olduğu için bunlar şaşırtmıyorda, her istediklerini kabul edebilecek kadar bağımlı duruma gelmemiz çok üzücü. Bizleri bugünlere taşımada büyük pay sahibi bizde ki globol masonik derin'in, pardon işbirlikçi çetenin kulaklarını çınlatmadan da gecemeyeceğim...
Saygılar
ÜZÜMKARASI tarafından 11/29/2010 7:29:13 PM zamanında düzenlenmiştir.
Ahmet AY 21
Bizler bu güçlerin üstesinden geleceğiz. Dirençli bir birliktelik, akıl ve bilimin gelişmesini sağlayarak. Ve tabi ki dua ve çalışmakla.
Saygılar.
Haticcay
Yazın önemli bir konuyu ele almıştı.
Ne sen ne de ben diş ilişkiler uzmanıyız.
Elbette bilmediğimiz çok şeyler oluyor.
Dış işlerimiz takdire şayan politikalar izliyor. Fakat dengeli olmak ve siyaset yapmak da gerek.
İsraile kimse yangözle bile bakamazken yüzlerine katilliklerini kim haykırdı? hem de dünyanın gözü önünde.
İranla şu ara ilişkiler iyi ama kimse İran ilerde de bize tehdit olamaz diyemez. Güney Azerbaycan halen İranın işkalindedir.
Irakla da senelerce savaştı.
Rusya hep barışçı mı kalacak sanılıyor. Kutuplar oluşmaya başladı bile.
Yazın biraz erken yazılmış. Niyetin iyi. Temennimiz aynı ama ben İsraille bile savaş konumunda olmamamız gerektiği düşüncesindeyim.
Teşekkürler ve selamlar.
Ahmet AY 21
Irakla da senelerce savaştı." demişsiniz. Peki bütün dünyanın kabul edip engellemediği en büyüktehdit ve sorun kim? İsrail...
Unutmayalım ki Kardeşlerimizin Ak Denizdeki kanını İran değil İsrail akıttı.