MEHTAPTAKİ MUHASEBE
Hiç aklıma gelmezdi ay ışığında yazı yazmak. Yatağımı hazırlayıp tam yatmaya hazırlandığım bir vakitti ki saat 03.00’e yaklaşıyordu. Işığı söndürüp yatağıma geçtiğimde bir şeyin farkını gördüm. Ay ışığı. Ayın on dördü derler ya bu dolunay hâline. İşte öyle bir geceydi. Odam sanki bir gündüzmüş gibi aydınlanıyordu. Ben de bu gündüz gibi odamı aydınlatan ay ışığından biraz faydalanayım dedim.
Şehir suspus olmuştu. Camı açtığımda sessizlik fark edilir derecedeydi. Bu sessizliği orada yoldan geçen arabalar bozuyordu. Karşımda baktığımda iki dağ ve ışıl ışıl ikisi de. Üniversite kampüsünün de bulunduğu tepe diğerine göre daha karanlıktı. Aralarda yanıp sönen kırmızı ikaz lambaları vardı.
Ay ne kadar da parlaktı. Ay ışığının gücünden olsa gerek yıldızlar görünmüyordu bugün semada. Gökyüzü pırıl pırıl bir koyulukta bizi sarıyordu.
Neydi bu ölüm sessizliği bu kadar. Sükût olağan gücünü kullanıyordu burada bozulmamak için. Aynı ölüm sessizliği. Ölüm sessizliği de nasıl oluyordu? İnsan öldüğünde de kimseye ses çıkaramaz ya hani. Bu saatte de aynen öyle oluyordu. Bu ân kabir hayatıyla nasıl da bütünleşmiştir.
Sokak lambaları sarı veya beyaz diye iki renkte. Sarı renk göze daha çok batıyor. Dağların yamaçlarında da bu renk gülüyor bize. Camı açmak istesem de dışarının soğukluğuyla üşüyüp tekrar kapatmak zorunda kalıyorum. Bu arada bu ölü şehirde çalışan tek şey belediyenin yol temizleme aracıydı. Ki bunlar da insanın uykusunu kaçırmada birebirdir tavsiye ederim.
Sanki gece ve saatler hiç ilerlemiyordu. Ay, aynı ay; ışıklar, aynı ışıklar; sessizlik, aynı sessizlik… tek ben değişiyordum sanki. Yazımın sonuna gelerek bir şeyin ilerlediğini fark edebiliyordum. Evet, vakit ilerlemişti. Artık uyumalıydım.
Ama bunun da öncesinde günün bir X Raporu ve Z Raporunu çıkarmalıydım. Muhasebe işlerinden pek de anlamam, Yalnız kasiyerliğimde vardı.
Evet, nedir bu rapor? Bu rapor gününü nasıl geçtiğiydi. Ne yaptım, ne ettimdi? Kârda mıyım, yoksa zararda mıydım? İyilikler ve güzelliklerle mi süsledim günümü, yoksa şer ve çirkef işlerle mi meşgul oldum? Diye bir iç muhasebenin yapılması gerekir. Kasalar da böyle değil midir? Her gün hesaplanır kârı-zararı.
Bugün ne yaptım? Doğru mu, yanlış mı? Kendimle çeliştim mi? Kalp kırdım mı? Harama el uzattım mı? Yalan söyledim mi? Çevremi kirlettim mi? Eğer cevaplarım ‘hayır’ ise o gün kârdasınız.
Güzel kardeşlerim herkes bu şekilde Z Raporunu çıkarmalı uyumadan önce. Eğer rapor olumsuzsa yarın onu olumlu yapmak için plânlar kurmalıyız. Olumluysa ne âlâ. Onu koruyup geliştirmek için programlar yapmalıyız zihnimizde. Böylece her gününü insanoğlu kârla kapatmasını öğrenecektir.
Bu muhasebe sonuçlarının pozitif (+) olması ümidimle…
Sevgiyle kalın.
İlhan KAPLAN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.