- 776 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
NE İDİK NE OLDUK!
Gün geçmiyor ki işitsel ve görsel basın ve yayın organlarında iç karartıcı haberler duymayalım.
Hırsını alamayan gencin, sevgilisini öldürmekle kalmayıp keserek beş ayrı parçaya ayırdığı, üzüntüsünün sevgilisini öldürdüğü için değil öldürme şeklinden kaynaklandığını rahatlıkla söyleyebilmesi bir kısmımızda infial uyandırırken, toplumun büyük bir kısmında ise sükût veya kayıtsız bir halin egemen olduğunu üzülerek, hayret ederek izliyoruz.
Bir başka yaşanmış olay. Annesi ve çocukları tarafından, kendilerine bakan, yemeyip yediren, giymeyip giydiren babalarını hunharca öldürdükten sonra fosseptik çukuruna atıp daha sonrada üzerine kokmaması için kireç döken anne ve çocuklarının ruh halleri merak edilecek, dikkate alınacak bir durum değil midir?
Annesinin, yıllarca gizleyerek kefen parası diye biriktirdiği birkaç kuruşu kumar oynamak için arayan, namazda olduğu için paranın yerini söylemekte geciken annenin çocuğu tarafından boğularak öldürülmesi dikkatlerimizi çekmeye yetecek bir vahşet hali değil midir?
Miras paylaşımında, kardeşler arasında çıkan kavgada diğer kardeşi tarafından baltayla öldürülen kardeşin durumu sizce toplumsal bir tepkiyi harekete geçirecek derecede önemli bir olay değil midir?
Öz kızına tecavüz eden veya sarkıntılık yapan sapık babanın durumu, az bir para karşılığı adam öldürebilen gencin ruh hali veya bir cana kast için katili o duruma sürükleyen her kim ise onun ruh halinin merak edilecek, bizleri teyakkuza geçirecek kadar bir değeri yok mudur?
Amacım iç karartıcı örnekleri çoğaltarak veya zumlayarak karamsarlık veya nefret duyguları uyandırmak değildir. Yukarıda ifade etmeye çalıştığım haller hayali üretilmiş senaryolardan öte basına yansıyan sizlerinde duyduğu, gördüğü malasef sıradan vakayı adiye haline gelmiş yaşam kesitleridir.
Öldürendeki, sapık adamdaki, hırsızdaki psikolojik halin ve bizlerdeki bu kayıtsızlığın nedenleri neler olabilir? Sizce de; örneklendirmeye çalıştığım bu durumlar merak edilecek, düşünüp tartışılacak üzerinde durulacak bir öneme haiz değil midir?
Karıncayı ezmekten imtina eden, hasta kuşların tedavisini yapmak için vakıflar kuran, doğaya, yeşile azami özen gösteren bir medeniyetten gelen bu toplumun mevcut hali sevgi, saygı ve insana değer veren medeniyeti kurmak için bizleri tahrik etmeli, teşvik etmeli, gayrete getirmelidir. Aksi takdirde hiçte hoşlanmadığımız iç karartıcı olaylardan birisi bizi de bulabilir.
Sorunların çözümünde; Yaratıcımız Hazreti Mevla’ya imanı güçlendirirsek, İnsanın aklını, kalbini, vicdanını insana yakışır değerlerle donatırsak, sürekli denetim altında olduğu duygusunu verirsek, insanı işlediği zerre kadar dahi olsa iyilik ve kötülüğün muhakkak surette dünya ve ahirette karşılığını göreceği bir anlayışla yetiştirirsek, sorunların çözümünde hikâyeden değil samimiyetle sorumluluk alırsak sorunların çözümüne yardımcı oluruz düşüncesindeyim vesselam…
YORUMLAR
Yazının kendisi de ruhu da çok güzeldi.
Haklısınız.
Türkiyede cezalar çok az. Caydırıcı olamıyor ne yazık ki.
9 numara.
Tebrikler.