- 765 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Beş karış cırdaval
-Aaatçe be mari
-Süüle be ampir
-Ta te bu mokarların hepsi benimdir beyaa
-Seeenden midir senin midir baanane bundan beyaa, aayda bakam sen
-eepten aykırı gidersin seende beyaa em iki laf attırıvesek ülcen..
-adii urdan beyaa kapçık ağızlı,
-em er zaman isterim seni, ne kaa severim seni, te te büyle severim seni
-biziklama yüreciğimi, sülerim kızancıklara, toplaşırlar episi buraya yapaaalar kırmızı sekiz seni
-Bıyyyy. Aaatçe!
-Silamün aleyküm
-Aleyküm silaaam
-Kozalakların Hamdiye bahınmıştım.
-Mordan badanalı tördüncü kerpiç ev Aha, onundur.
-Sağolasııın Ağaaa
-Hayırdı de baham netçeedin Hamdi mıhtarı
-heeeç duuydum ki hulah memelerinden iğne vuruyormuş, hime vurduysa, ellerinin üzerinde gasabaya kadah yürüyormuş
-hele gardaş git başka yerde eğlen
-olur kal selametle
-güle güleeee güle güle
-napdurun
-yazıpdurum
-al götü git bakem öyleyse
-dubakam bitmedi gali
-Amanın gız gadanı yiyim, ne zaman geldin
-Özledin beni le mi?
-Ötean aradım bulamadım, nirdeydin?
-İştean geldim, netceğdin beni?
-Sein için bu kaldının gırığı varmış diyolar
-Boşver sen onları, sei bana gıjgırtıyorlar
-Gız doğru söyle senin gıyağın benim le mi?
-Gıyağım beniiiim, herifim beniiiimm!
-La töremiyesice nediysin
-Nedem, canım sıhılıyı yeter
-Neye gızdın la ne oldu
-Gideg buralardan Allahını seviysen gideg yeter
-La noldu ne diysen, gel oturah azıcığ laflayah
-Yoh babam gideg buraladan yeter
-Eyi gah gidek
-imiiii
-Kimovvvv
-Benim imiiii, saa küfte getirdim
-Yemicim göynüm istemiy
-Sen benim göynümün yuha bülbülüsün
ye ki bu yüreg havas etsin, bi gülsün
- Ge gız, arış gibi sarsın seni gollarım
-ecep iim gardaş bu yazı yazıp, menim babam, ne var ne yoğ söker, yendirir sanırsan
-artıhğ aciz oluyam, men yazıp gonuşmağdan
-vay menim babam sen ğoş gelipsen evin bağrın şen ola
-anlamadım, güzel kardeşim
-küpüğlunun dırçe yetimi anlamamiş, sen mi anlirsen, diyesen ele bikırtık yazisen
-buralarda yöresel yemekler yiyebileceğim, tavsiye ettiğiniz bir yer var mı?
-Bi şapalağ atsam sifatın çibarır
-Tamam, teşekkür ederim.
Ve sırada Erzurum. Babam orada görevdeyken, ben bir çocuğun inşasındaydım. Erzurum’a fıkralarla torpil geçeceğim.
-Arhadaçi
-Buyur hocam neçi?
-Adın neçi?
-Mehmet Zeçi
-Numaran neçi?
-içiyüz içi
-Memleçetin nereçi?
-Erzürümün içi
-Soriyi bilirmisen peçi?
-Hocam sori neçi ?
-Erzürümün nüfüsi neçi?
-Hocam bilmemçi
-Eleyse otur içi
-hocam neyettimçi
Çarşıda Erzurumlu bir kadın önden giden hamala bağırmış:
"Hamal emi, hamal emi saat gaç?"
Hamalın zaten canı sıkkın:
"Saat gırk!"
"Torpak başşan! Heç saat gırk ola!"
O da kadının ağzının payını vermiş:
"Heç hamalda saat ola!"
Mehmet Ağa’ya sormuşlar:
"Yusuf’u mu seversin, Asım’ı mı?"
"Yusuf’u!"
"Niye?"
"Asım bir yalan söylir, bir doğri; Yusuf hep yalan söylir, beni yormir!"
Tebriz kapısında aşağı inende, bir kamyon gelip yolun ortasında durmuş, şoför atlayıp taşı ön tekerleğinin önüne yerleştirmiş, trafik polisi yetişmiş:
"Burada durulur mu?"
"Aman ağabey, gurban olim, sahın teprenme, zor durmuşam, frenler dutmir!"
"Frensiz araba olur mu, üstelik farlardan biri de kırık!"
"Ağabeg, daş sıcradı, gırdı!"
"Ver bakalım ruhsatla ehliyetini..."
"Ne ruhsatı? Ağamın ehliyetini beraber gullanırih, ben de değil!"
"Tu Allah belanı vermeye, ver 500 lira ceza defol!"
"Dadaş" boynunu bükmüş:
"Ayahlaran gurban olim ağabeg, aham 500 lira vermesine verem de, sucumuz ne oni anniyah!"
Erzurum’lu bir hanım telaşla koşarak belediye otobüsünü durdurmaya uğraşıyor. Halk ıslıklıyor. Şoför acı bir frenle duruyor. Kadın: -Gardaş bu otubus İlice’ye gidir mi? Şoförün canı burnunda, araba dolu, zor durmuş, kızgınlıkla -Heyir baci, getmez! Kadın: -Vış! eleyse niye durdun!
Erzurum’lu şehirlerarası otobüs yolculuğu yaparken mola yerinde otobüsünü şaşırmıştı. Anonsu duyunca kalkmakta olan otobüsten içeri dalıp seslendi: -Dadaşlar hele bir bahın ben bu otobusun yolçusu miyam?
...
Anlamak mümkün değil, bu güzelliklere rağmen bu coğrafya da öfke ne diye?
Kızdığımız, öfkelendiğimiz ne varsa fırsatını bulduğu anda bizi mutlu edecek şeylerdir de o yüzden mi? Ve öldürülenleri, sefaleti yaşayanları, mahrumiyete terk edilenleri, eşitsizliğe mahkûm edilenleri bilmemize rağmen değişmemesi hiçbir şeyin, bütün güzel düşleri, ipek yastıklarındaki pamuklara gördürten efendilerden dolayı mıdır? Masum bu coğrafya da her şey, ölmek de öldürmek de… Çalmak da, çalınacak olan için terlemek de…
Biliyoruz, çoğunluk, dertlendiği liderin bir kopyası, okumadığı kitabın anlattığı gerçekleri yaşayan bir öykü bu topraklarda. Bir ülkenin geleceğini çalmak bile, vergiden kaçınmak bu topraklarda. Bir insanın ölümü, öldüren düşüncenin muhtaç olduğu hayat bu topraklarda!
Belki de öfkenin kendisi bile, bize öfkeli olduğu için yüreklerimizde…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.