- 1263 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Eski bayramlar...
Her yeni bir bayram arafesinde aramızda dolaşan ve hiç bıkmadan uzun uzun konuştuğumuz bir konu vardır. Eski bayramlar; hüzünle hatırladığımız, şimdiki bayramlarla asla o tadı bulamadığımız o eski bayramlar...
Ne vardır o eski bayramlarda, unutulmaz olan, her hatırlandığında içimizi burkan; ne vardır o eski bayramlarda hep bir yanımızı eksik bırakan, hep beklenilen ama hiç ulaşılmaz olan...
Aslında hepimizin özlediği o eski bayramlar değildir; unutulmaz olan, yaşanması bir daha mümkün olmayan, tadı damağımızda hiç eksilmeden hep aynı kalan ve anıların en güzel yerinde hiç eksilmeden hep aynı kalan...
Şimdi 6-7 li yaşlardaki bayramları hatırlayın, o gün akraba ve komşuların ellerini öperek elde ettiğiniz şekerler kadar tatlı bir şeker daha yedinizmi; o şekerlerin tadı o bayramların olduğu kadar o yaşlarda çoçuk olmanın tadı değilmidir daha çok. Günlerce uyumadan o bayram sabahını başka hangi yaşlarda beklediniz.
Ya ilk ergenlik yıllarında yaşadığınız bayramlar; o gençliğinizin ilk yıllarındaki kadar hangi zamanda giydikleriniz size yakışdı, ayaklarınız birbirlerine çarparak yüdünüz yollarda, başka hangi yaşda çaptı kalbiniz o yaşlardaki gibi heyecanlı ve gürültülü, başka hangi yaşlarda kalabalıklarda olmak bu kadar onure etti o çılgın yüreğinizi; başka hangi yaşlarda karşı cinse kendinizi göstermek için ölesiye paraladınız yüreğinizi.
Ve son özgür bayramınıza geldiniz; gençliğinizin bu son özgür bayramı gibi umut dolu başka bir bayram daha oldumu hayatınızda, yaşamı bu kadar çok sevdiğiniz, yüreğinize sevginin bu kadar çok yakışdığı ve hayatın bu kadar çok sizi kuçaklayıp kabul etttiği bir başka bayram ve bir başka zaman oldumu hayatınızda.
Ve geldik şimdiki bayrama, kurban derdine düşmüş koşturuyoruz kaç gündür, kurbana vereceğimiz paranın bütcemizde açacağı gediği nasıl kapatacağımız sorusuna bir cevap bulamamanın sıkıntısı ile kıvranıp duruyoruz, çoluk çocuğu bayramda nasıl boynu bükük bırakmadan memmun edeceğimizin derdi bir başka; ama tabi birde manevi yanı var bunun,
topladığı şekerler bütün malvarlığı olduğu halde eşit olarak paylaşan arkadaşlar yok, giydiği elbiseler bütün serveti olan ve bu serveti gururla sırtında taşıyan ergenler yok, mutluluğu, geleceği bütün hayatı yüreğinde taşıdığı umudundan başka bir şey olmadığı halde dimdik ayakda durmayı başaran gençler yok.
Ama benim adıma gençmiş bayramlardan kalan en hüzünlü anı; sabahın ilk ışıklarında ellerini öpeceğim ana ve babam yok...
Aslında kaybettiğimiz ve hep aradığımız ama asla bulamayaçak olduğumuz eski bayramlar değil tükenip giden, hergeçek gün eriyip biten ömrümüz.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.