En kolay şey insanın kendisini aldatmasıdır, çünkü bir insan genellikle istediği şeyin gerçek olduğuna inanır.-- demosthenes
erolabi
erolabi
@erolabi

ÖĞRETMEN

15 Kasım 2010 Pazartesi
Yorum

ÖĞRETMEN

11

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

3805

Okunma

Okuduğunuz yazı 15.11.2010 tarihinde günün yazısı olarak seçilmiştir.
ÖĞRETMEN

ÖĞRETMEN


Okul nizamiyesinden tam içeri girecekken aniden durdu. Beton direğin arkasına çekilip çöp kutusunun yanındaki öğrencisinin heyecanlı haline anlam vermeye çalıştı. Olmadı.

Öğrencisi onu görmemişti. Her tarafı kolaçan ediyordu ama beton bloğun arkasına saklanan öğretmenini fark etmemişti.

Ani bir hareketle elini çöp kutusunun içerisine soktu, çıkardığında avuçlarında bir iki ısırık alınmış yarım ekmek vardı..Arkasını döndü,kimsenin görmediğine emin olunca ekmeği ısırıp okula doğru yürüdü gitti.

Öğretmen gördüklerine inanamadı önce. Okulun en iyi, efendi saygılı öğrencisi çöpten ekmek alıp yiyordu… Olamazdı. Olmamalıydı.

Ders zili çaldığında öğretmen gördüklerinin etkisinden kurtulamamış, adeta bir trans halinde sınıfa doğru ilerledi.

Ders başlamıştı, sınıf kürsüde ağlayan öğretmene hayretle bakıyor, ne olduğunu anlamaya çalışıyordu.

Bir kız öğrenci “Hocam, şeyy, bir şey mi oldu ?” dedi. Öğretmen o sesle içinden sıyrılıp sınıfa döndü.

“Bir şey olmadı, çok şey oldu. Önemli olan görebilmek. Algıda seçicilik dersimiz değil mi?” “Evet “ Dedi öğrenciler. Ve ders başladı.

Akşam eve geldiğinde öğretmenin göz pınarları kurumuştu. Ama hala içini çekiyordu. Elindeki mendil ıslanmış, eve gelene kadar kurumuştu.
Kapıdan girdiğinde iki oğlu koşarak annelerine sarıldılar. Dünkü gibi birbirlerini şikâyet edeceklerdi ki, annelerinin gözlerini görünce susup kaldılar.
Öğretmenin eşi “Hoşg..” diyebildi ,sonra “Ne oldu sana!” diye heyecanla sordu. Öğretmen “Bana bir şey olmadı..yok bir şey” dedi.
Eşinin yanına oturdu. Olan biteni anlattı.
Beraberce ağladılar.
Sonra ne yapabiliriz? Sorusunun cevaplarını döktüler kucaklarına.
Bir sonraki hafta öğretmen eşinin bulduğu parayla, arkadaşlarından topladığı parayı bir araya getirdi. Bir zarfa koydu ve öğrencisini dersi olmadığı bir saatte yanına çağırdı.
Elindeki zarfı öğrenciye uzattı : “ Bu senin, bir ihtiyacın olursa benim haberim olacak bundan sonra” dedi.
Öğrenci zarfı açmak istedi, öğretmen “Açma “ dedi.
“Evde açarsın.”


Öğretmen -2

Belediye otobüsünde okulun üniforması olan renkleri giyen öğrenciyi gördüğünde daha dikkatli baktı.

Muhakkak tanırdı öğrencilerini, bu çocuğu ilk defa görüyormuş gibi şaşırdı. Dersine girmiyordu demek ki, fakat dersine girmediklerine de en azından koridorda,bahçede rastlardı.

Biraz daha dikkatlice baktı öğrenciye. Yırtık ayakkabılarında nerdeyse parmakları fırlayacaktı. Üzerinde eski bir ceket, “onun olmadığı belli” dedi içinden. Bu kadar bol olmazdı herhalde.
Pantolonu da eskiydi ve bazı yerlerinde tamirat izleri vardı. İpliğin farklı renginden tamir olan yerler sırıtıyordu.

Zil çaldığında öğretmenler odasının camından dışarıya bakıyordu. O saat dersi boş olduğundan elindeki kitaptan bir iki sayfa okumak istemişti. Onlarca sayfa okuduğu halde aklında hiçbir kırıntı kalmamıştı.
Camdan otobüsteki öğrenciyi gördü.
Bahçeye çıktı. Çocuğu yanına çağırdı.
“ Oğlum sen nerelisin”
“ Hakkâriliyim hocam”
“Baban ne iş yapıyor?”
“Bir pazarcının yanında çalışıyor”
“ Kaç kardeşsiniz?”
“ Altı”

Birkaç gün sonra öğrencinin babası bir trafik kazasında can verdi. Öğretmen evlerine gidince kimseyi bulamadı. Komşuları memlekete gittiklerini söyledi. Orada defnedip döneceklerdi babalarını.

Birkaç gün sonra döndüler…
Öğretmen ailesine bakmak için okuldan ayrılmak isteyen öğrenciye burs buldu. Kendisi de her ay muntazaman yardım yapıyor.
Oğullarına ne alırsa ona da alıyor.
Bu gün kurban bayramı arifesi… Ve şu anda alışverişteler..
Öğretmen, oğulları ve o öğrenci.

Öğretmen-3

Deniz mavisi gözleri vardı. Hani şu kartpostallarda olur ya..dingin, çarşaf gibi denizin masmavi uzandığı koy’lar. İşte öyle mavilikler saçardı ışıl ışıl gözleri.
Mavi bir giysi olduğu zaman üzerinde gözleri daha mavileşirdi… Kahverengi koyu b ir giysi olursa gözlerinin rengi değişirdi sanki.

Hastalığını duyduğunda koridora yığılan annesinin elinden sımsıkı tuttu “Anacığım...üzülme bak görürsün bu hastalığı yenicem.valla bak..söz sana” diyerek omzuna yasladı ve iki göz rutubet kokan evlerine gittiler.
İlk terk eden uğrunda ölmeyi göze aldığı… el ele tutuşup hayaller kurduğu, resimlerini yattığı çek yat’a astığı sevdası oldu.
Telefonlarını açmadı…
Mesajlarına cevap vermedi…
Kayboldu gitti..
Hastalığıma değil, onu kaybettiğime daha çok üzülüyorum diyordu.

Doktor kurtuluşu için İlik Nakli şart deyince, üzülsün mü? Sevinsin mi? Bilemedi.
Babası işten atılmıştı..elde avuçta bir şey yok.Kalakaldı öylece doktorun odasında…

Öğretmen hasta olduğunu duyunca evlerine koştu…
Sonra her yere koştu öğretmen, her kapıya, her boşluğa seslendi.
Öğretmen bir sanatçı buldu ücretsiz konser verecek..
İstanbul’ un en büyük Açıkhava tiyatrosunu tuttu, ücretsiz.
Konser biletler sattılar,bütün öğretmenler..
Konser sonrası sanatçı toplanan parayı babasının avuçlarına koyunca, annesi de babası da sevinçten yığılıp kaldılar.
Öğretmen ağlıyordu..
Para evde sayıldı… Bilet parasından fazla para olduğu anlaşılınca sanatçıyı aradı.
Sanatçı yoktu, kardeşi çıktı telefona “ Yok Hocam fazla değil, abim de biz de yardım ettik, söylemek istemedik o şeyden yani” dedi.
Öğretmen ağladı.
Oğulları ağladı…
Eşi ağladı…

Ağabeyinden alınan ilik nakledildi..
İyiye giderken sanatçı hastanede ziyaret etti mavi gözlüyü…
Kameralar girdi içeriye…
Sanatçı “Burası konser salonu değil… Bu işlere magazini karıştırmayın, lütfen çekim yapmayın” dedi.
Yapmadılar…
İlik naklinden sonra yine hastalandı…
Öğretmen yine koştu… her yere.
Bir nakil daha..
Bir sabah telefon çaldı…
Ucundaki ses “ Hocam, kardeşim vefat etti” dedi.
Öğretmen ağladı.


İşte böyle bir öğretmenle yaşamak ne kadar çetin ve sevgi doludur anlatamam.
Anladığım insan “Eşrefi Mahlukat olduğunu hissetmeli,bunun için de eşrefi davranmalı.
Merhametin olmadığı yerde hiçbir şey yok.
Ben baktım.

Boşa bakmayın,bulamazsınız.

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Öğretmen Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Öğretmen yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
ÖĞRETMEN yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Erol Konur
Erol Konur, @erol-konur
16.11.2010 21:47:21
80 kişilik sınıflarda derse giren ve senaryolarla sık sık karşılan bir öğretmen olarak içim acıdı... Dokunsalar ağlarım sanırım.... Bunların dışında öyle öğetmenler görüyorum ki, öğrencilrine ne hakaretler ederler küfür dahi... Biz öğrencilerin başını okşarken onlar kapının koluna öğrencilerin eli değiyor diye kapıyı dahi öğrencilere açtırıyorlar... Hatta ben bu konu da kızınca sağolsunlar meb e şikayet etmilşler... Soruşturma bana açıldı... Acaba kime açılması gerekiyodu? Savunmamı ben yaptım ve kınama cazasını alan yine bendim.. Acaba o cezayı ben mi hak ediordum ya da benim gibi yapanlar mı hak ediyor cezaları... Yoksa...
Engin Tatlıtürk
Engin Tatlıtürk, @engintatliturk
16.11.2010 11:04:00
Bu kalemden her daim değerli şeyler çıkar.

İçeriği zengin ve anlatımı güçlü bir yazı.

Tebrik ve teşekkürler.
erolabi
erolabi, @erolabi
16.11.2010 10:01:44
Herkese çok teşekkür ediyor,hayırlı bayramlar diliyorum Allah'tan bütün dünya için.
Şunu da belirtmeden geçemeyeceğim,dikkat ederseniz bir sadece yazıyoruz.
Sadece sayfalara aktarıyoruz...
Üniversiteden okul ağabeyimiz olan bir bahattin vardı.
Çok yardımsever,merhametli insandı.Afganlı fukaralara yardım götürmüş memlekete dönüyordu.Uçağı düşürüldü.Şehid oldu. O Bahattin ağabeye bir şiir yazmıştım.Aslında şiiri beceremem. Ama içimden geldi,yazdım.
O şiiri arkadaşları beğenmiş,afişlere basmışlar.
Bana sağolsunlar teşekkür ettiler..
Bir şiire bakıyorum...bie kendime!
Bir kendime...bir şiire !
Şiirden benden hiç bir şey yok..
Sadece Bahattin abi'yi anlatmışım..
Her şey ..her haslet...her davranış..o'na ait.
Bana teşekkür niye..
Şimdi bu yazı da ben tebriklerinizi memleketimin dağlarında köylerinde şehirlerinde hakkıyla öğretmenlik yapan kardeşlerim arkadaşlarım adına kabul ediyorum.
Benden bir şey yok.
Hepsi o değerli öğretmenlerimizin eseri..
Olmasalardı ben de yazamazdım..
Ben sadece gördüklerimi hafıza kartıma kaydederim..
Değerli Edebiyat Defteri mensuplarının ,bayramını kutlar,Kurban etlerini buzdolaplarında ,soğutucularda taş'a dönmemesi için fukara,yetim sofralarında olması gerektiğini haddim olmayarak ve aslında gerek de olmayarak bir alışkanlığım olduğu cihetle hatırlatmak istiyorum.
Yoksa bu kadar aşk ehlinin,yetimleri,fukaraları düşünmeyeceğini zannetmiyorum.
En derin saygı ve sevgilerimi sunar tekrar hayırlı bayramlar dilerim..
Hoşçakalın.

erolabi tarafından 11/16/2010 10:22:34 PM zamanında düzenlenmiştir.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
16.11.2010 00:08:34
10 puan verdi
Güne hakkıyla seçilen yazının yazarını kutlarım. saygımla...
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
16.11.2010 00:08:31
Tebrik ediyorum güne gelen güzel ve anlamlı yazınızı. Başarılarınızın devamını dilerim. Saygı ve selamlarımı sunuyorum.
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar, @nerminkacar
16.11.2010 00:05:02
10 puan verdi
HİSLERİMDE YİNE YANILMAMIŞIM. SEÇİLECEĞİNİ DÜŞÜNMÜŞTÜM. GÜNÜN YAZISI OLDUĞUNDA, DAHA ÇOK İNSAN OKUYOR YAZILARI. O MANADA, GÜZEL VE İSABETLİ, SEÇİMLERİN YAPILDIĞINI DÜŞÜNÜYOR VE SEÇİÇİ KURULA TEŞEKKÜR EDİYORUM. YAZINIZI BEĞENEREK OKUMUŞTUM VE HAKETTİĞİ YERDE GÖRMEK DE SEVİNDİRDİ BENİ. SİZİ TAKİP EDECEĞİM. SAYGILARIMLA, İYİ BAYRAMLAR...
Nermin Kaçar
Nermin Kaçar, @nerminkacar
15.11.2010 22:26:18
10 puan verdi
Bir öğretmen kızı olarak, duygulanarak okudum yazınızı ? En onurlu ve en kutsal mesleklerden biridir öğretmenlik. İnsan sevgisi taşıyorsanız yapabilirsiniz o mesleği. Bir öğrencinin, aileden sonraki gelişimi,n mimarıdır öğretmenlerimiz. Fakat onlar da, hayatın zorlukları karşısında artık direnme güçlerini yitirdiler. Bunu çok rahat görebiliyorum. Hikayenizdeki öğretmenlerin ellerinden saygıyla öpüyorum. Sizi okumak çok güzel. Saygılarımla, tebrik ediyorum.
Emine UYSAL (EMİNE45)
Emine UYSAL (EMİNE45), @emineuysal-emine45-
15.11.2010 20:56:51
10 puan verdi
Öğretmen ağladı ben de ağladım. Böyle öğretmen ve etrafına alıcı gözle bakanlardan cümlmizi mahrum etme Ya rab!
Erolabi, iyi ki buradasınız ve iyi ki sizi okumak kısmet oluyor. Kaleminiz ve yüreğiniz her daim var olsun. Bayramın mübarek olsun. 10 puanlık bir yazı.

saygımla...
Aysel AKSÜMER
Aysel AKSÜMER, @ayselaksumer
15.11.2010 19:21:16
Öğretmenlerimiz; çocuklar için bir ana ve baba kadar yakındır. Eğer öğretmen de her bir çocuğu kendi evladı kadar yakın görüyorsa ne bağlar kurulur öğretmen ve çocuk arasında yıllar boyu kalplerde yaşatılır. Gözlerim dolarak okudum yazınızı. Öğretmen sırdaştır aynı zamanda ve iyi bir de gözetmendir. 24 Kasım Öğretmenler Gününü kutlamamıza çok az bir zaman kalmışken bu yazınız bir kez daha öğretmenlik mesleğinin kutsallığını ortaya koymuş oldu. Çocuk sevmeyenin öğretmenlik yapamayacağını düşünüyorum.

Harikaydı tekrar kutluyor, ben de aileniz ve sevdiklerinizle nice güzel bayramlara diyorum. Saygılarımla...
bekir güçlüer
bekir güçlüer, @bekirgucluer
15.11.2010 19:03:38
İçler acısı bir duruma dikkat çektiğiniz için size ne kadar teşekkür etsem azdır.
Çok çarpıcı ifadelerle oluşturduğunuz yazınız sebebiyle sizi kutlarım.
Çoğumuzun gözünden kaçan veya görmemek için başımızı çevirdiğimiz bu durumlar ne yazık ki çok fazla okullarımızda.
Okul idarelerine ve okul aile birliklerine çok iş düşüyor. Ancak, idarecilerinin bir çoğunun bu hassasiyette olduklarını zannetmiyorum. Okul aile birlikleri de, velilerden ve başka kaynaklardan elde ettiği gelirin bir bölümünü ihtiyaç sahibi öğrencilere dağıtma gibi bir anlayışa sahip değil maalesef. En azından ben böyle bir duruma şahit olmadım.
Çok acılı durumların yaşandığını ve okulda açlıkdan bayılan öğrencilerin olduğunu biliyorum.

Böylesi bir duruma dikkat çektiğiniz için size tekrar teşekkür eder, saygılarımı sunarım.
IRIZA
IRIZA, @iriza
15.11.2010 19:02:37
Gerçekten meslekler arasında en çetin zor bir meslektir öğretmenlik...

İnsan bir kaç çocuğu ile baş edemezken, onlarca öğrenciyi yıllarca yetiştirmek onların sorunlarıyla uğraşmak da bir mesele..

Yazı da ki öğretmenlerimizin bakış açısı mücadelesi insani değerleri üst seviyeye taşımıştır...

Bir dönem bu yaklaşımda hocalarımızda oldu, dayak yediğimiz hocalar da oldu ama yıllar sonra özellikle en çok dayak yediğim hocamı daha çok sevmiştim..Türkçe hocamdı...

Sayesinde şimdiler de yazı, öykü falan karalıyoruz işte...

Erol abi yazılarını daha yeni okumaya başladım..Takipçinim, bilesin..

İyi Bayramlar..
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.