- 943 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BİR MAHSUN YÜREK
Sabunculuk yapan bir baba ile çamaşırcı bir annenin oğlu olarak 1905 yılında, soğuk bir kış günü Budapeşte’de doğar ünlü Macar şairi Attila Jozsef. O ve iki kız kardeşi, I. Dünya Savaşı’nı hazırlayan tüm olumsuzlukları yaşayarak, büyük bir yoksulluk içinde geçirirler çocukluklarını. 3 yaşındayken babası evi terk eder. Çamaşırcılık, temizlikçilik gibi işlerle 3 çocuğuna bakmaya çalışan anne, genç yaşında kanserden ölünce 2 ablasıyla beraber yardımcı ailelere evlatlık verilirler. Jozsef’in annesinin fedakarlıkları için yazdığı dizeler hayli dokunaklıdır:
Annemdi ufak tefek öldü erkenden
Erken ölür çamaşırcı kadınlar çünkü
Titrer ayakları taşıdıkları yükten
Ve ağrır ütü yapmaktan başları
İlk şiir derlemesi 17 yaşında yayınlanır. Üniversite yıllarında yazdığı “Temiz Yürekle” şiiri yüzünden okuldan atılır. Viyana ve Paris’e gider. Burada Edebiyat ve Felsefe derslerini izler.Bu sürgün Marksizmle tanışıklığını derinleştirir. Macar halkının özlemlerini, halk kültürünü devrimci bir sentezle işler şiirlerinde:
Sırtüstü uzanıp tahtaları çak maden ocaklarında
Pazar yerlerinde çuvalları sırtlan
İster bir meslek öğren ister öğrenme
Para babaları olacak karlı çıkan
Macaristan’a döndüğünde sınıf ayırımı nedeniyle yaşanan sorunlara ve bozulan psikolojik dengesine bir de büyük aşk şiirlerini yazdığı Flora eklenir.Flora çocuk pedagojisi uzmanıdır. Jozsef ona evlenme teklif eder ve ilahi aşk şarkıları yazar:
Köylü nasıl toprağa muhtaçsa
Yağmura güneşe nasıl muhtaçsa muhtacım sana
Çalışan kalabalık nasıl işe ekmeğe özgürlüğe muhtaçlarsa kuşatıldıklarında
Çünkü gelecek doğmadı daha acılarından
Bu aşk öyküsü de yazılan şiir kadar büyük biter. 1937’de eskiden olduğu gibi öğleden sonra mektuplarını yazar, akşam yürüyüşüne çıkar, istasyona ulaşır. 1284 numaralı yük treni yavaş yavaş hareket eder ve ölüme yolculuğu başlatır. Olayı görüp haber veren köyün delisidir.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.