- 771 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YAZDAN KIŞTAN
’Ne hasta bekler sabahı
ne taze şehidi mezar
ne şeytan bir günahı
seni beklediğim kadar; ’ şair böyle diyince bana sen ilham olursun…
*
ve ’akşamları olmaya görsün bir kez
gözümde bir somun buğusu gibi tütmeye başlar; ’
nerde o eski arkadaşlar...
yazdan, kıştan
dosttan, eşten
Sarıkamıştan...
Oy oy derim de dalarım,
susarım; düşünür bazen ağlarım,
hâla karlıdır dağlarım...
sevgiler beni alıp götüren, çalıp getirendir
belki senden de aldığım sevgi seccadendir
gamdır; ilhamdır...
***
Yok demişti..
Öylece daldım diyerek
buradayım, der gibi seslenmişti de
boy verdiği aynaları istemeyerek
kırmak isteyen duygu atağım sislenmişti de
*
ve bir melek endamındaki
adıyla bende var olan duygu hazzı
hayali, düşü, yine bitmeyen nazı...
*
İşte bunları alt alta koyunca sana yazasım geliyor....
Özlemle hasretin hamurunda hayalini yoğurdum gecelere..At koşturdum. duyguca ve doğruca his küheylanlarım duygu vadilerinde sana koştular...
Başbaşa bir aşk hasbıhalinin gizli ilhamları iç dünyamdaki kavşaklarda seni, seninle bana anlatan tatlı bir hikâyeyi de düşletti nedense…
Gülümsemeye hazır simandaki tatlı tebessümlerin, kıyılarında çadır kuran gülümsemelerim ilham oldular bir gece…
Kâh senden, kâh benden yana türküler söyledim..Bazen acı, bazen hüzün, bazen bir meyhanecinin sarhoşluğuma göz atmasına da alınmadım değil..
Söz aralarındaki tırnak içi cümlelerini çarptım, çıkardım, böldüm, topladım; hesap hatası yapmamak adına...Türküler bizi söyledi.Biz bizi söyledik..
Sevdalar bize bel bağladı...Sonra yalan yok ya hayallerimin yol arkadaşlığı ettiği senin, duygu evleklerindeki gezinmelerimi kendimce fütursuz buldum. Ne de olsa göğe baş kaldırmış çamların gölgelerinde, gölgelerin dedikleri aklıma hücum etti...Onlara da o bağlamda hak vermedim değil..
O hak ve haksızlığı tarttığım gönül terazimin kefelerinde bana kala-kalan o gecenin tortusu içindeki sarhoşluğumun hoşluğu idi…
Sen yine saçlarını ellerinle tarayıp, öyle bilmiş bakışlarla üzerimde geziniyordun.Ama ben, o göz gezindirmenin detayları içinde kelebek gibi kanat çalan bir sevgi yelpazesi gibiydim… Hani kendi çalıp, kendi söyleyen hüsnü kuruntu sahipleri vardır ya…
Her halde de zamanın testere dişlilerine çark vurmak misali haller içindeydim...
***
O suskun, ben yazağan..Öylece bakınıyorduk.. … Sonra... sonra kadehimden bir yudum alıp, nedense çay söyledim...
Bazen kaptırdığım haller olurdu o misal yazmak ve yazmak isteyen ellerim beynimle bir kerpeten gibi diyalog kurmuştu...
yazmaktan da korkmuyor değildim...
bazen fütursuzca yazabileceğimi de iyi biliyordum ya
yine de ona belli etmek istemiyordum
sonra ’dağlara kar yağdı’ türküsünü de ’ paramparça ruhumda hissediyorum; ’ diyen şarkı sözleri ona imdat etmez mıydı?
Ey dağlara çöken bulut
Yar dediğim ses vermedi
Onda feryat bende umut
Canıma nefes vermedi
Ben yaylada diken diken
O gönlünde beni eken
Sabah sabah erken erken
Yağmuruma sis vermedi
Suskun kaldı epey bana
Böyle düştüm heyecana
O suskunsa - ki vay bana
Bir ceza hapis vermedi…
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.