- 591 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
YOL HİKAYELERİ / 2. BÖLÜM
20 Ekim ’ 2010, Çarşamba
Yer: İzmir-Aydın karayolu, otobüs seyahati
Güneşin ışıkları bulutlardan aşağı doğru süzülürken anlıyorum ki hayatın renkleri de doğanın renkleri gibi yansımalardan ibaret.
Bir bulutlu, bir açık hava, içim gibi.. Acaba içim ailemden mi, yaşadıklarımdan mı, benden mi ibaret. Ya da bu konu, üç kelimeyle açıklanamayacak kadar girift mi.
En iyi ihtimalle içimde parçaların olduğunu bilmek renklerimi soldurur gibi yapıyor. Kırıyor bazı yanlarımı biraz, törpülüyor, üzüyor. Ama sonra bu renk karmaşasının içinden hiç kimse tarafından keşfedilmemiş bir renk bulma ihtimali doğuyor. Acaba önceden bilinmeyen tüm renkler böyle karmaşayla mı keşfediliyor?
Dağlar, yollar, çizgiler.
Gidiyor, gidiyor, gidiyorum.
Dağların, yolların ve çizgilerin hepsi birbirine benziyor gibi görünse de biliyorum ki onlar denk bile değiller. Bulutlar hep başka su taneciklerinden oluşuyor, her seferinde yeni tanışıp benimle gökyüzü, rengimi yeniliyor. Zaman yenildikçe aç gözlü gençliğim tarafından, hayat beni hem eskitiyor, hem yeniliyor.
aliye baran
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.