Aşık Olmak İstiyorum (1)
Özlem baba baskısı gören kalabalık bir ailenin yedi çocuğundan biriydi. Babası diğer kızlarını göndermediği gibi onu da, “kız çocuğu okumaz” mantığıyla ilkokuldan sonra okula göndermedi.
Özlem okulun havasını teneffüs edemedi arkadaşlarıyla birlikte ders çalışmanın keyfine varamadı. Çok zengin olmalarına rağmen ailesinin kuralcı olması nedeniyle diğer arkadaşları gibi gezip eğlenemiyor istediği gibi davranamıyor giyinemiyordu.
Annesinden hiçbir konuda yardım alamıyordu. Annesinin tek fonksiyonu ev işlerini yapmasıydı. Bunun dışında evde babası ne isterse öyle oluyordu.
Özlem hayat dolu cıvıl cıvıl gezmeyi eğlenmeyi giyinmeyi seven bir kızdı. Hayatını dilediği gibi yaşamak istiyordu.
Karşısına çıkan ilk erkekle flört etmeye başladı. Çok geçmeden birbirini sevdiler ve evlenmeye karar verdiler.
Özlem’in yaşı küçük olduğu için babası bu evliliği onaylamadı. Özlem’in tek istediği şey, evlenip baba evinden uzaklaşmak yeni bir hayat kurmaktı. Evlenip hayatını yaşayacak eğlenceden eğlenceye koşacaktı. Ona kimse karışmayacaktı. Hayallerinin peşinden koşarak gizlice kaçarak evlendi.
Gelin olarak gittiği ev baba evini aratmayacak kalabalıkta ve nitelikte bir evdi. Kurtulmak için kaçtığı bu evde kocasından ilk dayağını hayallerini süsleyen ilk gecesinde yedi. Sevip aşık olduğu erkek gece olunca kurt adama dönüşmüştü adeta.
Geçen zaman içinde kocasının ailesi, onu evliliğinin baharında olan yeni bir gelin genç bir kadın gibi değil de evde her işi yaptıracak bir köle gibi görmeye başladı. Özlem yaş itibariyle ve ev işlerine olan ilgisizliği nedeniyle ev işi ve yemek yapma konusunda yetersiz kaldı.
Kıyafet konusundaki serbestliği de başına iş açıyordu. Kocasının ailesi bu durumdan hoşlanmıyor gelini sürekli oğluna şikayet ediyorlar ve bu şekilde Özlem’in kocasından yediği dayakların sonu gelmiyordu.
Bütün hayalleri yıkıldı. Oysa neler neler hayal etmişti. Sevdiği erkekle birlikte sevgi dolu bir evde canı istediği gibi yaşayıp mutlu olacaktı. Şimdi ise külkedisi gibi eve hapsolmuş evin bütün yükünü omuzlamıştı.
Küçücük bedeni o kadar kalabalığın yükünü taşıyamıyordu. Dayak yememek için elinden gelenin fazlasını yapıyor yine de hergün dayak yemekten kurtulamıyordu. Kocasının dayak atmak için her zaman bir sebebi vardı. Dayak artık Özlem’in hayatının vazgeçilmez bir parçası olmuştu .
Özlem bütün bu çektiklerinin dışında ailesini çok özlüyordu. Babası onu affetmiyor kızıyla bir kez olsun görüşmüyordu. Annesinin ve kardeşlerinin görüşmesini de yasaklamıştı. Babasının kendini affetmeyeceğini bile bile yaşadığı işkenceye daha fazla katlanamayarak bir yılın sonunda kocasının evinden kaçarak baba evine sığındı.
Babası onu affetmedi, “beni ayaklar altına aldın yüzümü yere eğdirdin. Bizimle birlikte yaşamayı haketmiyorsun” diye onu evin bahçesinde bulunan küçük eve yerleştirdi. “Artık senin evin burası” diyerek onu küçük evde yaşamaya mahkum etti.
Özlem babasının kendisine verdiği küçük evde yaşamaya başladı. Eskiden de ne zaman evde bir sorun yaşasa küçük eve gelir kafasını dinlerdi. Bu küçük ev her zaman sorunlardan geçici olarak kurtulmak isteyen kardeşlerin de sığınağı olmuştu.
Şimdi herşeye rağmen bu evde yaşamaktan mutluydu. Kabus dolu evliliğinden dayaktan ve işkenceden kurtulmuştu. Artık baba ocağında yaşamasa da anne babasıyla aynı bahçe içinde yaşıyor olmak onların gölgesini üstünde hissetmek bile yetiyordu.
Kardeşler babaları yasakladığı için gizlice gelip Özlem’i küçük evde görebiliyorlardı. Korkudan kimse bir diğerine Özlem’in yanına gittiğini söylemiyor bazen evden habersiz kaçıp gelen kardeşler burada karşılaştıklarında hayatlarının en güzel anlarını yaşıyorlardı. Gülüyor eğleniyor rahatça konuşabiliyor ve istedikleri gibi davranabiliyorlardı.
Ağabeyleri Özlem’e sürekli para veriyor hiçbir ihtiyacı kalmaması için ellerinden geleni yapıyorlardı. İki abisi de babası eşlerini onaylamadığı için babalarının hışmına uğramışlardı. Kendi yaşadıklarını Özlem’in de yaşamaması için ona kol kanat geriyorlar yapılan hataları en aza indirmeye telafi etmeye çalışıyorlardı.
Hemen boşanma davası açtılar. Özlem’in kocası boşanmak istemiyordu. Dava her defasında erteleniyor ortam geriliyordu. Uzayan boşanma davasında zamanla artık gizli gizli de olsa Özlem annesini kardeşlerini babasının evde olmadığı saatlerde gidip görebiliyordu. Kardeşlerini küçük evde görse de annesi babasının korkusundan küçük eve gelemiyordu.
Özlem babasının evine her gittiğinde annesi evde kızını yedirip doyuruyor giderken de küçük eve götürmesi için kaplara yemek koyuyordu. Mutfak dolabında hiçbir eksiği kalmayıncaya kadar herşeyi temin ediyordu. Kapıdan çıkarken cebine para koymayı da hiç ihmal etmiyordu.
Tam herşey yoluna giriyor derken kocası ortaya çıkıyor Özlem’i evine geri götürmek istiyordu. Özlem yaşadığı o kabusa geri dönmek istemiyor kocası zor kullanıyordu. Bir keresinde ona zor kullanarak geri götürmeyi başardı. Eve gittiğinde dayaktan tanınmayacak hale getirecek kadar dövüp işkence etti ki bir daha evden kaçmasın diye.
Özlem o zaman kesin anladı ki ne bu evlilikten ne de bu kocadan ona hayır vardı. İlk fırsatta bir yolunu bulup ağabeylerine sığındı. Ağabeyleri Özlem’i bu halde görünce dehşete düştüler ve eniştelerine büyük bir kin beslemeye başladılar.
Ne yapıp edip bu evlilik kesinlikle bitmeliydi. Özlem daha fazla acı çekmemeliydi. Bütün olanlara rağmen kocası halâ gelip Özlem’i geri götürmeye çalışıyor her defasında büyük kavgalar çıkıyordu. Özlem artık savunmasız değildi, ağabeyleri Özlem’e sahip çıktılar. Özlem’i kocasının yanına göndermemekte kararlıydılar.
Bu tatsızlık uzun bir süre böylece devam etti. Özlem, ağabeylerinin tuttuğu avukatlar sayesinde nihayet hayatını karartan kocasından ve ona acıdan başka birşey vermeyen o eve geri dönmekten kurtuldu.
Boşandıktan sonra dünyaya yeniden gelmiş gibi hissetti. Artık özgürdü, özgürlüğünü doya doya yaşıyor kimseye hesap vermiyordu. Babasıyla karşılaşmasa da babası sürekli Özlem’e verilmek üzere eve para bırakıyordu. Babası kendi verdiği paraların dışında annesinin ve ağabeylerinin de Özlem’e para verdiklerinden habersizdi.
YORUMLAR
Yine sürükleyici.
Baba evinden kurtulmak icin cok var böyle hayatiyla oynayan kizlar.
Ailede baski en korkunc ve yanlis seydir bence.
Yüregine saglik
Sevgilerimle
Esma KAHRAMAN
Sevgiler Sayın Yazarım.
Esma KAHRAMAN
:) Hiç sorma Sayın Yazarım hemen baştan ikazını yaptı. :))) Haklı tabi, d,ğer öykü gibi uzarsa diye korktu.
:))) Sevgiler.
seri bir yazı başlıyor
ilk bölüm üzücü olaylarla dolu
ama anlatım güzel
kutluyorum ve devamını da bekliyorum
selamlar sevgiler