DEPREM
Barış ile Arzu ödevlerini yapmış konuşuyorlardı:
Arzu:
--Ağabey, doğal afet ne demektit?
--Kardeşim ,yurdumuzda zaman zaman doğal afetler olmaktadır.Deprem,sel baskını,
yangın, çığ ve heyelan gibi afetlere doğal afetler diyoruz.Doğal afetler mal ve can kaybına neden olur kardeşim!
--Peki ağabey! Depren neden olur?Depremden korunmak için neler yapmalıyız?
--Deprem,yer kabuğunun kırılması ile oluşur.Yurdumuzda zaman zaman şiddetli depremler olmuştur.1939 yılındaki Erzincan depreminde yaklaşık kırk bin kişi yaşamını
kaybetmiştir.Varto,Bingöl,Lice,Kütahya,Burdur,Gölcük,Adapazarı,Kocaeli,Düzce deprem-
lerinde de birçok insan yaşamını yitirmiştir.Deprem sırasında kısa süreli sarsıntılar olur.Bu sarsıntılar şiddetli olursa evler,köprüler yıkılır.Yollarda çatlaklar oluşur vb.
Deprem sırasında paniğe kapılmamalıyız.Çelik masa altında veya sütunların yanında depremin son bulmasını beklemeliyiz.Pencerelerden,raflardan,dolaplardan düşecek cam ve eşyalardan uzak durmalıyız.Sarsıntı geçince doğal gaz, su ve elektrık vanalarını kapatma-
lıyız.Merdivenler sağlam kalmışsa ivedi olarak inerek açık havaya çıkmalıyız.
Okulda iken deprem olursa öğretmenimizin önceden bize anlattıklarına uymalıyız.Sağ-
lam bir masanın altına çökerek sarsıntının geçmesini beklemeliyiz.Sarsıntı bitince öğret-
menimizin gözetiminde açık havaya çıkmalıyız.
Deprem sırasında kapalı yerlerin dışında bulunuyorsak binalardan uzak durmalıyız.
Elektrik tellerinden,alt ve üst geçitlerden,köprülerden uzaklaşmalıyız.Deprem bölgesi ile
haberleşmeği ve u laşımı aksatacak davranışlarda bulunmamalıyız sevgili kardeşim!Bilmem
ki anlattıklarımı anlayabildin mi?
--Çok iyi anladım ağabey!Verdiğin bilgiler için teşekkür ederim. Anneannem çay yaptı
gidip alayım da içelim. Aaaa! Anneanciğim siz neden zahmet ettiniz ben gelip alacaktım...
- Bunun zahmeti mi olurmuş. Bakayım kuzularım ne yapıyor diye geldim.Gelirken de
çayları da getirdim. Afiyetle için.Bugün çok fazla çalıştınız. Ödevleriniz çok muydu?Ödev-
lerinizi yapım bitirdiniz mi yavrularım? Çalışmalarınız bittiyse püf böreği de yaptım,mutfa-
ğa gelin hem yiyelim,hem de söyleşi yapalım.
Arzu:
-Anneanneciğim!Ödevlerimizi yaptık.Ağabeyime depremin nasıl oluştuğunu ve depremden korunmak için neler yapmamız gerektiğini sormuştum.Ağabeyim o konuyu
anlattı. Anneanne:
-Deprem büyük felakettir yavrum!Depremin adını bile duymak istemiyorum.Allah dep-
remden tüm insanlığı korusun.Ağabeyin ,Gölcük depreminde benim yanımdaydı.O gece
yaşadığımızı anlatmadı mı? Arzu:
-Anlatmaadı anneanneciğim!Aşk olsun ağabey!İnsan yaşadığı bir deprem anısını anlat-
maz mı?Lütfen o gece yaşadıklarınızı anlat ağabey!
-Olur kardeşim anlatayım:O geceyi çok iyi anımsıyorum.1999 yılının 17 Ağustos günüy-
dü.Gölcük’te oturan anneannemin yanında kalıyordum.Anneannemin birbirinden güzel ma-
sallarını dinledikten sonra uykuya dalmıştım.Uyanıp su içmek için mutfağa gittiğimde saat
03.02 idi. Su içmiş yatağıma gidiyordum.Evimiz birden sallanmaya başladı.Elektrikler
kesildi.Ayağımın altındaki beton taban sanki yok oldu.Tas tabak raflardan takır tukur
yere düştü.Dışarıdan hiç duymadığım korkunç sesler geldi.Korkudan ne yapacağımı şaşır-
dım.Anneannem durmadan konuşuyordu:
-Deprem! Deprem! Depremm oluyorrr!Yavrum Barış korkma korkma!Yere yat,bacak-
larını karnına topla.Başını kollarının arasına al.Şimdi geçer,şimdi geçer ..!Anneannemin başımı okşamasıyla kendime geldim.Korkudan hala titriyordum.Anneannem el fenerini
yaktı.O anda sarsıntı durdu.45 saniye süren sarsıntı ,bana 45 saat gibi geldi.
Anneannem, doğalgaz ve su vanalarını kapattı.Elektrik şartellerini indirdi.Merdivenle-
rin yıkılıp yıkılmadığını kontrol etti.Merdivenler yıkılmamıştı.Hemen dışarı çıktık.Oradan evimizin yanındaki parka gittik.Bütün insanlar sokaklara dökülmüştü.Herkes korku ve
panik içindeydi.Çocuklar ağlıyor,horoz sesleri ve köpek havlamaları birbirine karışıyor-
du.Yaz olduğu halde dışarısı çok soğuktu.Sabahı üşüyerek korkuyla bekledik.Sabah olunca
etrafımızı iyice gördük.Parkın yanındaki bütün evler yıkılmıştı.Her gün ekmek ve gazete
aldığım market binası yerle bir olmuştu.Cadde ve sokaklar tanınmaz durumdaydı.Evimizin
bulunduğu siteye geldiğimizde iyice şaşırdım.Beş katlı olan apartmanların birçoğu toprağa
gömülmüştü.Bazısı yan yatmış,bazısı da bulunduğu yerden beş altı metre uzağa savrulmuş-
tu.Yıkılan evlerin altından insan sesleri geliyordu:
-İmdaaatt!
-Kurtaran yok muuu!
-İmdaaattt!
-Anneeeee!
-Beni kurtar babaaaaaa!
-Babaaaaa!
-Komşularrrrr!
-Allahım yardım ett!
-Ölüyoruuuumm!
-Ooooofff!
-Kurtarın biziiiii!
-Dedeeee! Nerdesiiinnn?
-Ayy koluumm!
-Hakkını helal et anneeee! Ölüyoruummm!
-Yardım edin komşulaaarr!
Anneannemin evinin balkonu çökmüş,duvarları çatlamış,bütün camnları kırılmıştı.Anne-
annemin evinin bitişiğindeki ev tamamen çökmüştü.
Dakilar geçtikçe yıkılan evlerin etrafındaki kalabalık da artıyordu.Kalabalık arasından
çıkan bir genç yıkılan evin yanına geldi. Ağlıyordu.Eğilerek yıkılan evin enkazından aşa-
ğıya seslendi:
-Anne,anneciğim! Anneeeeee!
-Remziii! Cengiiizzz! Adiilll!
-Beni duyuyor musunuz?
- Adiilllll!
-Cengiiiiz!
-Remziiii!
-Anneeeeeeee!
-Anneee!Ses ver anneeeee!
-Ne olur ses ver anneeeeee!
Ağlama sesleri durmuş feryatlar kesilmişti.Yıkılan evlerden birinin enkazından bir ses
geldi:
-Yavruuuumm!
-Komşularrrrr!
-Kurtarın biziiiii!
-Salondaki çelik masanın altındayııızz!
-İmdaaaaaat!
-Kurtarınn!
- Hiç kimse sağ kalmadımıııı!
Yıkılan evin enkazında sağ insanların olduğunu anlayanlar hemen çalışmaya başladılar.
Bazısı yıkılan duvarları kaldırıyor.Bazısı da yaralılara ulaşabilmek için betonu deliyordu.
O arada kurtarma ekipleri de geldi.Bir saatlık çalışmanın sonunda yıkılan evin altından
dört kişi sağ çıkarıldı.Adil’in bir ayağının başparmağı kopmuş,başı yarılmıştı.Üstü başı
kan içindeydi.Bir televizyon muhabiri Adil’e sordu.
-Deprem olduğu zaman çok korktunuz mu? Adil:
-Korktum elbet!Ancak hemen kendimi toparladım.Öğretmenimizin anlattıklarını anım-
sadım Yatağımın yanında olan su şişesini alarak çelik masanın altına girdim.Dedem ile anne-
annemi de yanıma çağırdım.Sarsıntı geçinceye kadar orada bekledik.
Aradan yıllar geçtiği halde deprem anını anımsadığımda hala içim titrer.Yüreğim cız
eder.17 Ağustos 1999 depreminde yirmi binden fazla insan ölmüş,binlerce ev yıkılmıştı.
Kara gün dostu olan Kızılay,o depremden sonra bize bir çadır kurmuş.İki yılı aşkın bir
sürede sıcak bir yemek vermişti.Okuyacağım bu Kızılay şiirini de o deprem olayından sonra yazmıştım.Okuyun bakalım beyenecek misiniz?Kızılay,sosyal bir yardım kuruluşudur.
Kızılaya olanaklarımız ölçüsünde yardım edelim.
KIZILAY
Aniden deprem oldu.
Bizim ev de yıkıldı.
Kaldık sefil,perişan,
Yoktu yardıma koşan.
Gece açıkta kaldık.
Halimize ağladık.
Ne su vardı,ne ekmek
Ne de bir kaşık yemek.
Kızılay duydu geldi.
Sıcak bir yemek verdi.
Kurdu hemen bir çadır.
Evimiz oldu hazır.
Sel,deprem bir felaket.
Başına gelir elbet.
Kızılaya yardım et.
Dar gününde davet et.
Müfit AKSAKAL
(Üzülme Öğretmenim,Mir Yay.İstanbul 2005)