- 649 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Düşürülüş ||ES||
Fütursuzluğa uğrayan düşlerin içine dikilen umutsuzluk heykelleri, sancaklarda parlamaya devam ediyor.
Yaşanmışlıklara bürünen hatıralar, gözlerimin önünde, yarınları sanki toprağa defin ediyor.
Korkuyorum ve korkularımın içinde ayakta kalmaya çalışan adamlığıma istinaden, garip resmiyetlere bürünüp saklanıyorum derinliklere.
Yaprakların sararması gibi gözlerimin altında oluşan morlukların üzerindeki yağmur taneleri, temizlemeye çalışıyor tenimi.
Kendimi olmazlara sığdıran tutarsızlığımla, olur hayat yaşar gibi avutuyorum çevremdekileri.
Alüminyum folyo içinde saklanan yüreğim dıştan parlak gözükürken içten içe yiyip bitiriyor kendini.
Eksiliyorum…
Saç tellerimden başlayan tutarsızlıklar, ayaklar altına inip ezilmeyi seçiyorlar.
Uçan zamanların içinde hala aynı kalmanın onurunu yaşarken, verdiği acıya tahammül etme çabası içersindeyim.
Daha ne kadar dayanabilirim bilmiyorum…
Gereksiz avuntular bağışlayıp, susturmaya çalışıyorum içimdeki dengesizlikleri…
Kendimi çıkmazlara sığdıran ritüellerin içinde, yükseklere çıkıp yukarılardan izliyorum çaresizliğimi…
Sualsiz susuşmalara bürünüp, bir kapının gıcırtısı ile bozuyorum sessizliğimi.
Manipüle edilmiş heyecanlarım boşluğumdaki tuhaf sancılarla ruhumu okşamaya devam etmekte.
Kırık yarık yolların ortasına uzanmış başımı gökyüzüne kaldırıp, gözlerimdeki derin bakışlarda aramaktayım huzuru.
Megaloman bu hayatın içinde, devasa starlar arayıp kurtarmaya çalışıyorum kimsesizliğimi.
Milyonların içinde kaybolan starlarım, ruhumun yalnızlıklara bürünmesine sebep olurken, karanlık odalarda saklıyor hürriyetimi.
Beynimdeki bütün kelimeler havalarda.
Susma ve konuşma eylemini aynı anda yerine getirmek isteyen dudaklarım; öylesine kurudular ki, çatlayan yerlerde duran yaralar kabuk tutmakta ısrarlı sanki…
Yolunmaya yüz tuttukça kabuklar; tekrar kanıyor yaralar ve dayanılmazlara bürünüyor hayat.
Sanki avuçlarım büyüdü ve gönlüme sığmadı hüzünlerim…
Sahteleşen zamanlar, karamsarlık iklimleri üzerinde etkisini gösterirken, hala ayakta olan kişiliğim, ßu garip hüzünlerden tırsar oldu…
İşte o noktada umut doğdu odama.
Yirmi ikilik tavırlarım nasıl büyüdüler anlatamam bunu insanlara…
İçimde bir yerlerde beliren isimsizlikler anlam kattı sanki bu kış sendromlarına.
Ben değiştim, yenilendim, en mükemmel markanın en pahalı parçası gibi satabilirim kendimi…
Yaşadıklarım ve yaşayacaklarım sayesinde erkenden yaşlandım sanki.
Saçlarımın üzerindeki siyah gözüken aklarla, tenimin gergin olan yerleri ile taş çıkartıyorum şimdi doksan yaşındaki varlıklara…
Çünkü ßen ßiliyorum…
“Huzursuzluklara katlanmak mümkün değil, benim derdim senden, senin benden eksik değil…”
ßiliyorum herkes acı dolu; ama hiç kimse acınacak halde değil !
Aşk ile...
Emrah Sağlam
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.