- 899 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
İnsaf ve Merhamet.
Evet,
Değerli Dostlar.
Dünyada güzel imkânlarla itibarlı bir yaşam, Ahirette de Cennet ve Rüyeti Cemalullah istemeyen bir kimse olabilirmi?
Samimi olmayan talep karşılık bulabilirmi?
Dünyalık adına, talebinde laftan öte gitmeyen gayrı samimi isteklerin kabul görmesi ne kadar makul ve mantıklı ise,
Ahiret adına dini hassasiyeti ve endişesi olmayan bir kimsenin, cennet beklentisi veya cehennem azabından emin olması da ancak okadar mantıklı bir bekleyiş, haklı bir talep olabilir.
Allah’ın kullarını yakmak için yaratmadığı şefkat ve inayetinden belli.
Cennet için paha değil de, bahaneye baktığı ise af ve merhametinin sonsuzluğunda aşikâr görünmekte.
Verileni almak için elini dahi uzatma zahmetine katlanmak istemeyenler ACABA İSTEKLERİNDE NE KADAR SAMİMİ OLABİLİR.
Her nimetin bir ücreti ve her imkânın bir bedeli vardır.
Nimeti meşru kılan onun lezzetinden önce faturasının ödenmesidir.
Hatta nimetin lezzeti onu elde etmek için gösterilen gayret, ödenen ücret ile doğru orantılı olsa gerek.
Allah, dünya rahat ve lezzetine,
Ahiret saadet ve nimetine vesile olacak tüm yol ve imkânları önümüze sermiş.
Biz kullarını bizim için yaratmış ve donatmış olduğu cennetine davet ediyorken; onu kazanmak adına hiçbir zahmet ve fedakârlığa katlanmayı göze almayanlar nasıl bir beklenti içinde olabilirler.
Allah (cc) dünyada meyveleri dalların ucuna takıp, sunum yaptırdığı ağaçları, allı ballı meyveleri yemeniz için bir tablacı gibi hadi buyrun alın diye davet ettirmesine rağmen, tenbellik ve tenperverlik ile nazlanmak.
İstifade etmemek ne ile izah edilebilir.
Sizin paşa keyfiniz bozulmasın diye ağzınıza sokup boğazınızdan da indirecek değil ya.
Allah akıl ve basiret,
İnsaf ve merhamet versin.